Bugün bloğuma birşeyler yazma isteği uyandı içimde.
Birşeyleri paylaşma ihtiyacı hissediğinizde, kalemi defteri elinize almanız en iyi çözüm olabiliyor kimi zaman; her zaman değil tabi. Gözlerinizin içine bakıp, hakkınızda olumlu şeyler söyleyen birilerini görmek çok daha iç ısıtıcı olabiliyor.
Hakkımda olumsuz şeyler söyleyen (ama düşünen değil) kimseleri yanımda istemiyorum artık. Daha düne kadar, sabır niyeti ile böylesi insanlara anlayışla sukun ediyordum...
Cav cav konuşup kötü ve istenmeyen insan olmaktansa; herkes yoluna deyip "bir bildiği varmış" şeklindeki bilge insan olmayı tercih eder duruma geldiğimi düşünüyorum. Bu hallenme, elbette zamanın üzerimizdeki tekamülü sayesinde olmuştur.
Benimle alıp veremediği olan kimselere sesleniyorum, siz kendi bildiğiniz yolda ilerlemeye devam ediniz, "kendi olmak" insanın kendi inandığı değerleri yaşamasıyla mümkün olabilir ancak. İşte o değerler, eşsizdir, benzeri yoktur!
Toplumun tek düze sistemler üreten zihniyetine karşıdır benim savaşım. Ahmet'in Mehmet gibi olmasını bekleyen ve aynı zamanda Mehmet'in de Ahmet gibi olması konusunda Ahmet'e dayatmalar yapan komik ve özgünlükten uzak anlayış, her bir bireye aynı tarz hedefler gösteriyor....
Söz gelimi, belediyede çöpçü olduğunu söyleyen bir gence insanların acıyan gözlerle bakmaları bu zihniyetin bir mahsülüdür. O zavallı kardeşim de, bu anlayış ile yetiştiği için, çaresizce belediye başkanı olamadığına içi yanarak boynunu büküyor.
Böylesi sahnelere hiç mi şahit olmadınız, ben her gün yaşıyorum.
Akranları askerliklerini bitirip aile sahibi olurlarken; ben 25 yaşında elinde defter kitap hala öğrencilik mesleğini icra ediyorum. "Öğrenciyim abi..." diye söylediğimde, kimisi bana aptal muamelesi yapıyor da kaale almıyor adamlığımızı; kimisi de acıyıp "okumanın yaşı yoktur evlat" diyor, ben de hikayeyi yemiş gibi davranıp "öyle abi" diyorum.
İşin en çekilmez yanı da, bu halde olmamın yegane sebebi olarak benim gösterilmem! Sanki, böyle eşşek gibi okula gidip gelmekten büyük zevk alıyorum?!
Okulu bitirmemi aileme, ailemin çevresine, bu millete söyleyip dayatan, o yukarda bahsettiğim zihniyetdir. O zihniyet ki, milleti aç ve açık kalmakla tehdit eder!!!
Ve ne acı ki ben de, okulu bitiremeyince içine düşeceğim zelil durumdan korkuyorum.
Beni tanıyan insanların gözünde bir köpek kadar değerim olmayacak, beni yıllarca devletin başına bela olmuş bir bit gibi görüp, "o kadar sene para yedin, kör mü okusaydın diyecekler" ve sıvışıp gidecekler yanımdan, ben yine bana kalacam...
Okuyunca da, aynı insanlar yanıma gelip sırtımı sıvazlayacaklar, "helal olsun, işte sen busun" diyeceklerdir!
Mücadelemin bir anlamı olsun, ama birilerinden afferin kazanmak için olmasın bu mücadele.
Mücadelemin bir anlamı olsun, ama bugün bana aptal diyenlerin yarın akıllı demeleri için olmasın bu mücadele.
Mücadelenin bir anlamı da olmasın !!!
Ben, topraktan gelip yine toprağa gideceğimi bileyim. Ve benim çevremdeki insanlar bunu bilsinler. Ve hiç kimse, okul okuyup mezun olamadım diye bana kahreden gözlerle bakmasın!!!
Beş Parasız ve de Salak,Madrup Kazım Mızrak