30 Kasım 2009

Sükûnet



















By
Madrup

29 Kasım 2009

Adem Sevgi › Secdeden Gayrı

Etiketler:

28 Kasım 2009

Niyâz



















By
Madrup

27 Kasım 2009

İslâm-ı âli tebaâsına mutlu bir bayram dileğimizle.

K.M.

26 Kasım 2009

Missa Johnouchi › Desert Mirage

Etiketler:

Zekât



















By
Madrup
1 gün kaldı.

Hangi Kapıdasınız ?!.

Mevlâna, tasavvuftaki kapıları 4’e ayırır.

1-Şeriat Kapısı
2-Tarikat Kapısı
3-Marifet Kapısı
4-Hakikat Kapısı

Ve ekler, öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.

Öğrencilerinden biri Mevlâna'ya sormuş: “Efendim bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”

Mevlâna da der: “Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”

Öğrenci gitmiş birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var.

Yaratana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış, tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.

Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlâna'ya dönmüş, olanları anlatmış.

Mevlâna: “İşte sana istediğin örnekler... Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.

İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. “Sana kötülük yapana bile iyilik yap”. Onun için döndü, oturdu.

Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaratandan geldiğini bilir, inanır. “Yaratan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti?” diye merakından şöyle bir dönüp baktı.

Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile..!”

Bknz.

25 Kasım 2009

Câzibe



















By
Madrup


Bir yer var, biliyorum.
Herşeyi söylemek mümkün.
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum.
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık

Gheorghe Zamfir › The Lonely Shepherd

Etiketler:

2 gün kaldı.

Serçenin Aşkı ve Akasya Ağacı

Yavru serçe güzel bir havanın olduğu gün daldan dala konmak için uçuş yapmak istemiş. İlk defa uzaklara uçacakmış. Uçmuş, çeşitli meyve ağaçlarının çiçek açtığını görmüş, her bir ağaçta birkaç dakika kalarak uçmaya devam etmiş.

Derken bir ağaca konmuş ki, o ağacın çiçeği mest etmiş serçeyi. Öylesine güzel kokuyormuş ki, kokusu serçeyi serhoş etmiş. Doya doya koklamış. Bu çiçek akasyaymış.

Akşam olunca mecburen yuvasına dönmüş. Kimseye anlatamamış kendisini serhoş eden çiçeği, kimseler anlayamaz onu, demiş. Ertesi gün yine gitmiş akasyanın yanına. Onu hiç incitmeyecek şekilde dalına konmuş.

Koklamış koklamış kendinden geçene kadar koklamış. Renginin güzelliğine de bakmaya doyamıyormuş. Akasyaya bakarken, onu koklarken olduğu yerde uyumuş kalmış. Bir uyanmış ki hava kararmak üzere hemen "hoşça kal sevgili çiçek", deyip yine yuvasına dönmüş.

Geceleri gözüne uyku girmiyor, devamlı aşık olduğu akasya çiçeğini düşünüyormuş. Günlerce hep aynı dala konup aynı akasyayı koklarmış, ona güzel sözler söylemiş.

"Senin güzel rengin, muhteşem kokun bana öyle zevk veriyor ki, birkaç gagalık yiyecek bulunca, onu yer yemez sana geliyorum. Benim dünyam seninle renklendi, ben artık seni görmeden duramıyorum. Seni çok özlüyorum. Sensiz içimde bir ateş oluşuyor. Hasretin gözlerimi bile göremez hale getiriyor. Seni gördüğüm günden beri sensiz yaşayamıyorum akasyam." diyormuş. Her gelişinde güzel diller döküp dönüyormuş.

Bir gün bir çocuk o serçeyi yakalayıp kafese koymuş. Serçe "Annem, kardeşlerim, illâ da akasyamı görmeden ben nasıl yaşarım", der der ağlarmış.

Kafeste günler geçtikçe o hep aynı sözü tekrar edermiş. "Kim bilir, akasya beni ne kadar özlemiştir? Şu kafesten bir çıksam, hemen koşup konsam akasyama, koklasam onu doyasıya ve görsem. Kim bilir ben onu bu kadar özlediğime göre, o beni ne kadar özlemiştir? Allah'ım! Beni akasyama kavuştur. Onun rengini, kokusunu özledim. Bu hasrete daha fazla dayanamayacağım. Hele akasya, artık benim hasretimle iyice solmuştur." diye duaya başlamış.

Aradan on gün geçmiş. On gün geçmiş ama serçeye bu on gün on yıl kadar uzun gelmiş.

On gün sonra evde hiç kimse yokken evin kedisi serçeye göz dikmiş, kafesini açmaya çalışmış çalışmış ve kafesini açmış.

Serçeyi yakalamak istemiş, serçe de bu arada kaçmış. Doğruca akasyasına koşmuş. Sevinçten kalbi duracak gibi olmuş. Akasyanın yanına gelmiş konmuş. Heyecanla sormuş: "Beni özledin mi? Ben kaç gündür senden ayrı olmamın üzüntüsünü yaşarken nerdeyse ölüyordum." demiş.

Her gün dalına onlarca serçe konan akasya cevap vermiş: "Aaa? Seni tanıyamadım, sen kimsin?" diye sormuş?

Emine Şenlikoğlu

Harcandık isimli kitabından.

24 Kasım 2009

3 gün kaldı.

23 Kasım 2009

Teveccüh



















By
Madrup


Affetmek ve unutmak, iyi insanların intikamıdır.

Schiller

22 Kasım 2009

Ömer Faruk Tekbilek › Whirling Dervish

Etiketler:

Sadâkat



















By
Madrup

20 Kasım 2009

Zikir › Yâ Allah

Etiketler:

19 Kasım 2009

Şeytân'ın da dostları vardır. Her kim Şeytân'ı sevindiren bir amel işliyorsa, o kimse Şeytân'ın dostudur.

K.M.

18 Kasım 2009



















By
Madrup

12 Kasım 2009

Dursun Ali Erzincanlı › İnşirâh Duâsı

Etiketler:

Tevâfuk



















By
Madrup

Rahîm



















By
Madrup

Rahmân



















By
Madrup

Abdulkadir Şehitoğlu › Hüvallâhullezi

Etiketler:

Git 'me.



















By Madrup


Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
olümüm birden olacak seziyorum.

Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim,
Aysel git başımdan istemiyorum.

Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün,
dağıtır gecelerim sarışınlığını.

Uykularımı uyusan nasıl korkarsın,
hiçbir dakikamı yaşayamazsın.

Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
benim için kirletme aydınlığını.

Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

Islığımı denesen hemen düşürürsün,
gözlerim hızlandırır tenhalığını.

Yanlış şehirlere götürür trenlerim,
ya ölmek ustalığını kazanırsın,
ya korku biriktirmek yetisini.

Acılarım iyice bol gelir sana,
sevincim bir türlü tutmaz sevincini.

Aysel git başımdan ben sana göre değilim,
ümitsizliğimi olsun anlasana.

Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

Sevindiğim anda sen üzülürsün,
sonbahar uğultusu duymamışsın ki.

İçinden bir gemi kalkıp gitmemiş,
uzak yalnızlık limanlarına.

Aykırı bir yolcuyum dünya geniş,
büyük bir kulak çınlıyor içimdeki.

Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş.

Sakın başka bir şey getirme aklına,
Aysel git başımdan ben sana göre değilim.

Ölümüm birden olacak seziyorum,
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.

Aysel git başımdan seni seviyorum.

Attilla İlhan

11 Kasım 2009

Farid Farjad › Robabeh Jaan

Etiketler:

Mecbûriyet



















By Madrup


Ne vakit bir yaşamak düşünsem,
bu kurtlar sofrasında belki zor?

Ayıpsız, fakat ellerimizi kirletmeden!

Ne vakit bir yaşamak düşünsem,
sus deyip adınla başlıyorum.

İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin.

Hayır başka türlü olmayacak,
ben sana mecburum bilemezsin.

Attilla İlhan

Mehmet Yetkin › Kaside-i Bürde

Etiketler:

Bir, Sen.



















By
Madrup

8 Kasım 2009

Yûsuf'u Kaybettim

Etiketler:

Bende



















By Madrup

7 Kasım 2009

Düş, mek.



















By
Madrup

6 Kasım 2009

Takvâ

Takvâya erenler, şeytân tarafından bir vesveseye uğrayınca Allah'ı zikredip anarlar. Bir de bakarsın ki, onlar gerçeği görüp bilmişlerdir bile.

A'raf Sûresi
35'inci Âyet

3 Kasım 2009

İmtihan



















By Madrup