8 Kasım 2009

Yûsuf'u Kaybettim

Etiketler:

5 Yorum:

Blogger meddah dedi ki...

her dinlediğimde içimdeki ürpertilerle beraber olurum..

o tür olaylar karşısında: normal insanları afakanlar basıp terlerken, ben üşürüm...!

9 Kasım 2009 01:12  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"her dinlediğimde içimdeki ürpertilerle beraber olurum.."

@ Meddah

Bende yalnız kalmasındı diye bu dinleti, öyle güzeldi ki o, güzelliğine şahit olunsun istedim.

Bknz.

~

"o tür olaylar karşısında: normal insanları afakanlar basıp terlerken, ben üşürüm...!"

Siz herkes olamazsınız efendim.

Ben şahidim.

9 Kasım 2009 08:55  
Anonymous Esmalâle dedi ki...

varım yoğum Yusuf,
yokum varım Züleyha..

10 Kasım 2009 01:08  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ EsmaLâle

Yûsuf ile başlamış mektuba Züleyhâ, Yûsuf ile bitirmiş.

10 Kasım 2009 09:31  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Yûsuf" yazdı Züleyhâ sayfanın ortasına. Hâlâ hitaptaydı kalemi, bir satır ileri geçemedi.

Bir satır ileri geçsem hitaptan, dedi, yanacağım. Ses verdi içinden bir ses: Yan o zaman, yan o zaman!.

Züleyhâ devâm etti: Ah benim Yûsuf'um, ah benim, ah/senim, dedi, başka bir şey diyemedi.

Züleyhâ Yûsuf'a bir mektup yazmaya başlayınca Yûsuf diye başladı, Yûsuf diye bitirdi.

Gördü ki hitaptan öteye geçemedi.

Anladı ki, aşkın nâmesinde sernâmeden öte kelâm yok. Ve Züleyhâ'nın lügatinde Yûsuf'tan öte sözcük yok.

N. Bekiroğlu

10 Kasım 2009 14:05  

Yorum Gönder