Küllerimden doğmayı seviyorum, ben.
Herkesin bir bir gittiğinde, kalıp ellerimi semâya kaldırmayı seviyorum.
Hiç kimsenin, beni anlamamasını seviyorum.
Sen, hiç bir şeye lâyık değilsin sözlerini seviyorum.
Utanmayı seviyorum.
Herkesin, bir yol bulup yürüdüğü yerde.. düşüp, iki büklüm ağlamayı seviyorum.
Bütün ışıkların söndüğü o karanlık ayazda, üşümeyi seviyorum.
Rabbimin, bana yazdığı kaderi seviyorum.
Ölüm bir adım yakınımdayken, hayata gülümsemeyi seviyorum.
Gurursuz olmayı, affetmeyi seviyorum.
Affedilmemeyi, yalnız bırakılmayı seviyorum.
Ama demeyi, bir şey daha var demeyi seviyorum.
Hiç bitmeyen noktalarımı, seviyorum.
Olmadı mı, bir daha demeyi seviyorum.
Üzerinden geçilip ezildiğimde, yeniden dirilmeyi seviyorum.
Dirildiğim gün, çiçekler açıp.. yağmura, rüzgara, toza toprağa karışmayı seviyorum.
Hiç kimse yoksa, Rabbim var demeyi seviyorum ben.
Zamana meydan okumayı, bir şarap gibi olgunlaşmayı seviyorum.
Anlaşılmamayı seviyorum, ne kadar zor olsa da.
Anlatmayı seviyorum, sonuna kadar.
Anlaşılmasa da sözlerim, belki bir duyan olur diye söylemeyi seviyorum.
Bittim dediğimde, yettim diyeni seviyorum.
İşte orada, demeyi seviyorum.
Az kaldı, ha gayret demeyi seviyorum.
Bitmeyen türkümü dinlemeyi, dinlemeyi, dinlemeyi seviyorum.
Niye böyle oluyor demesini, şöyle olsa daha iyi olmaz mıydı demesini seviyorum.
Birisinin karşısında iken, çocuk gibi ağlamasını seviyorum.
Bir yanlış yaptığımda, onurumun ayaklar altına alınmasını seviyorum.
Susmasını seviyorum konuşuyorken.
Sonra yine konuşmasını, seviyorum.
Bayat bir ekmek olmasını seviyorum.
Her şey olduğumda, hiç bir şey olamayacağımı bilmeyi seviyorum.
Yokum dediğimde, var olmasını seviyorum.
Pişman olmasını seviyorum.
Pişman olup, keşke demesini özellikle seviyorum.
Yalnız olmayı, uzaklarda kaf dağının ardı sıra gelecek olan yolcuyu beklemeyi seviyorum.
Elimden tutulmasını, ağlama denilmesini seviyorum.
Değmez diyen bir sözü duymayı seviyorum.
Yanlışların içinde bir doğru aramasını seviyorum.
Kelimelerimi, cümlelerimi seviyorum.. kalp kırsalar da, ömür harcasalar da.
Bağırıp çağırdığımda, hâlâ yaşıyor olduğumu görüp, bir şansın daha var çocuk demesini seviyorum.
Dağları, taşları, kuşları, böcekleri, hatta kaktüs çiçeğini bile seviyorum.
Hiç suçu yokken, duvarı yumruklamayı seviyorum.
Sonra özür dilemeyi seviyorum en çok da, o duvarı gördüğümde.
El vefa deyişini, beni severken harcadıklarımın.
Sen ettin, bizde kalsın büyüklük diye bana bakmalarını seviyorum.
Onların karşısnda küçülmeyi, küçülmeyi, ve küçülmeyi seviyorum.
Ağlatılmayı seviyorum.
Her şey tükendiğinde, bir umut olmalı diye dalıp giden bakışlarımı seviyorum.
Bir günahım olduğunda, günahımı seviyorum.
Hatâm olduğunda, hatâmı seviyorum.
Kusurum olduğunda, kusurumu seviyorum çok.
Noksanım mı var, aman ne güzel diyebiliyorum sevgiyle.
Sevmeyi seviyorum, herkese ve her şeye rağmen.
Çünkü inanıyorum ki, ancak seven insan hiçliğin mânâsına vâkıf olabilir.
MKM