Bazen.. sadece dilemekle yetiniyor, avunuyoruz. Gerçekler ise, düşlerimizden farklı tezâhür ediyor yaşantımıza.
Sevdiklerimizin ölmesi gibi: İstemiyor, dilemiyoruz ölmelerini. Ama; nihâyet, her fânî kara toprağın lezzetini buluyor, değil mi?
Kelimelerimiz cesur olabilir, gerçeğe meydan okuyabilir.. ne var ki; sonuçlar, ya da gelişmeler diyelim: Cesaretimize şapka çıkartacak cinsten.
Kaf dağının ardına ulaşmak istiyoruz örneğin, fakat düşlerimizde varabiliyoruz 'dur ancak oraya. Vardığımız yer de, Kaf dağının ardı olmuyor esas olarak: Kendi kurguladığımız bir hayâl ülkesi oluyor.
Düşten uyanıp gözümüzü açtığımızda anlayabiliyoruz, aslında düşlerimize çok uzak bir yerde bulunduğumuzu. Olmak istediğimiz yerde olamadığımız için de kahroluyor, üzüntü duyuyoruz.
Oysa, oraya varamayacağımızı aklımız bize söylüyor(du).
O'nu dinlemiyoruz (!)
Artı BirMızrak