24 Eylül 2008

Anlatamaz 'sın.

15 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

anlamak istemiyorsa zaten
anlatamaz'sın,,,

24 Eylül 2008 22:44  
Anonymous Adsız dedi ki...

sen ne kadar anlatırsan anlat,karşındakinin anladığını kadardır anlattığın...
karşındaki anlamıyorsa seni; ne yaparsan yap: anlatamazsın...
anlat-a-mamak bazen en büyük acıdır.susarsın olmaz, konuşursun olmaz,hangi kelimeye başvursan anlamı yok..anlayış bi yere kadar. susmak da her zaman kazandırmıyor ki insana. öyle bir zamandayız ki sustuğunda "erdeminden susuyor denilmiyor", "bişeden anlamıyor ne de olsa" denilebiliyor.. genede susmak güzel ama hakkıyla başarabilene... susarken konuşabilene... benim gibi susup susup içindekileri biriktirip, karşı tarafa birden,bir anda kusarsan ne susmanın bi önemi kalır ne kusmanın.. böyle olunca -da- gene anlatamazsın.
KeLeBeK

25 Eylül 2008 12:44  
Anonymous Adsız dedi ki...

isimsizin dediği gibi;"sen ne kadar anlatırsan anlat,karşındakinin anladığını kadardır anlattığın"

yinede derim ki; "anlatmakta yarar var" :(

25 Eylül 2008 17:26  
Anonymous Adsız dedi ki...

BiismiAllah
hayırlı kandiller dualardayızdır inşâAllah.
esin

26 Eylül 2008 13:59  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"anlamak istemiyorsa zaten,
anlatamaz'sın"


@ Zinnure

Teşekkür ederim.

%100 Mükemmel bir nasihat,
haklı bir gerçek !!!

27 Eylül 2008 13:10  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ KeLeBeK

"anlat-a-mamak bazen en büyük acıdır. susarsın olmaz, konuşursun olmaz, hangi kelimeye başvursan anlamı yok.. anlayış bi yere kadar."

Hangi kelimeye başvursak diye düşündüğümüz zamanlar olur. Olur, ama; o kelimeyi bulup konuşmaya başladığımızda: Artık, dinlenmiyor olabiliriz. Hüzünlü bir durum bu, değil mi :(

* * *

"benim gibi susup susup içindekileri biriktirip, karşı tarafa birden, bir anda kusarsan ne susmanın bi önemi kalır ne kusmanın.. böyle olunca -da- gene anlatamazsın."

Ahh, evet. Bunu ben de yapıyorum zaman zaman. Sonuçları iyi olmuyor. Böyle durumlarda susmalı, ısrarla.

Bir müddet, şaşkın bir ruh halinde oluyorsunuz; sonra, unutuyorsunuz olanları.. bir şey demeniz gerekmiyor artık.

Çünkü, başka bir dram ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bitmiyor anlayacağınız. Bitmiyor, kavgalar.

Ne kadar önemser isek onu, şunu, bunu; o ölçüde yara alıyoruz.

27 Eylül 2008 16:00  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Melih

"yine de derim ki; "anlatmakta yarar var"

Anlatalım bakalım :) lâkin.. kadir kıymet bilenlere, diyorum ben de ;)

Ps. 1

Yorumunuzu ilk okuduğumda, yüzümde bir tebessüm belimişti. Bizi ikâz etiğiniz için teşekkür ederim Melih bey.

Ps. 2

Kur'an-ı Kerîm der ki: Fe eyne tezhebûn? Yâni; o hâlde nereye bu gidiş?

Biliyorsunuz, öleceksiniz. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz, hiç ölmeyecek gibi yaşamakla?

27 Eylül 2008 16:10  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"BiismiAllah
hayırlı kandiller dualardayızdır inşâAllah."


@ Esin

İnsan, yalnızca; anladığını duyar.

Goethe

27 Eylül 2008 16:52  
Anonymous Adsız dedi ki...

anlamadığını duyurmak için çabalarız hep insanoğluna.

Goethe nin değişine göre,
önce anlatıp, sonra duyurmamız gerekiyor dimi?

27 Eylül 2008 23:09  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Goethe nin değişine göre,
önce anlatıp, sonra duyurmamız gerekiyor dimi?"


@ İsimsiz

(!) Sizin bir isminiz var mı ? Diyelim ki yok.. o halde, ismi olmayan kimseye cevabım şöyle olacaktır:

.:.: El cevap :.:.

Bıraktığınız yoruma gülsem mi ağlasam mı, diye düşünmeden edemedim :( siz, ne demek istediğinizi anlamış mısınız acaba merak ediyorum ^-^

- Önce anlattık diyelim, zaten duyurmuş olmuyor muyuz ?

Cık cık cık :)

* * *

Hadi.. insan yalnızca işine geldiğini duyar 'dan geçelim: Sizin meseleye nasıl baktığınıza gelelim.

# Anlamadığını duyurmak çabasında olan insanlar demişsiniz.

Ahh, keşke herkes öyle olsa. Ama, çoğu insan; anladığını dayatma empoze etme çabasında maalesef.

Doğru bildiklerini de, yanlış bildiklerini de dayatırlar: Kendileri gibi düşünmeyeni cahil, hain, düşman ilan ederler (!)

Demezler ki.. anlamıyoruz, anlatın bi hele: Böylelerine, şefkat üzerine şefkat gerek.

Diğerlerine ise (kendilerini sütten çıkmış ak kaşık olarak görenlere), kötek üstüne kötek (!)

:o)

* * *

Nede olsa, Ziya Paşa boşuna komuşmamıştır; hakkı vardır üstadın.

Nush (nasihat) ile uslanmayanı etmeli tekdir (ikâz), tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.

Ziya Paşa

* * *

Ps. (1)

İlahi İsimsiz..

sen, bir nezaket gösterip adını bile yazmadın. Banse, sana neredeyse bri kitap yazdım.

Eee, bu da adaletse (!) sana; senin adaletinle, seni ağırlayacak insanlar çıksın karşına.. derim,

Ps. (2)

Bakmayın yazarın böyle uzun uzadıya yazdığına, kızgındır yazar.

İsmini yazmayan, yorum yazarlarına karşı cephe almıştır.

İsim yazmayı unutmak mı (?) Bu da, ayrı bir kabahat değil midir !!!

Hadi unutulur..

Doğru mu yazmışım, yanlış mı yazmışım diye kontrol de mi edilmez gönderilen yorum (?)

Bu ne başına buyrukluk, düşüncesizlik (!)

Lütfen, ama.. .

30 Eylül 2008 12:41  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

.: Düzeltme .:

"Nede olsa, Ziya Paşa boşuna komuşmamıştır"

Cümleciğinde, Nede ifadesi, Ne de şeklinde yazılır.

* * *

"Banse, sana neredeyse bri kitap yazdım."

Cümleciğindeki, Banse kelimesi, Bense şeklinde yazılır.

Bir, kelimesini de hep yanlış yazıyorum :) bri kitap değil; bir kitap olacaktı !

Ve sair,

30 Eylül 2008 14:27  
Anonymous Adsız dedi ki...

Kimse hiç birzaman sizi/bizi anlamayacak, cünkü anlatabildiklerimiz karsımızdakinin anlayabildigi kadardır...

5 Ekim 2008 23:31  
Anonymous Adsız dedi ki...

Ancak anlat denilirse, anlattırılısa anlatabiliriz.. Anlatan da anlattıran da O.. zm

14 Ekim 2008 19:35  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Kimse hiç bir zaman sizi/bizi anlamayacak"

@ EsMaLâLe

Üzücü bir durum :(

Ama, gerçekci.

Anlamak istediğini duymaya, devâm edecek insanoğlu.

Ama..

Anlatılmak isteneni, değil !

Üzülesi, bir manzaradır; bu.

...

20 Ekim 2008 18:42  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Ancak anlat denilirse, anlattırılısa anlatabiliriz.. Anlatan da anlattıran da O.."

@ ZM

Ne kadar çırpınırasak çırpınalım, kimi zaman; karşı taraf.. bizi, anlama(ma)kta diretiyor. Demek ki, biz de onu anla(ya)mıyoruz! Demek ki; fikirler ayrı, dünyalar ayrı.. .

Artı Bir
Mızrak

20 Ekim 2008 18:50  

Yorum Gönder