On beş temmuz'da başlayıp, onaltı temmuz pazartesi günü istanbul'da noktalanan yolcuğumun ardından.. yaklaşık olarak on gün geçmiş.
Bu süre içinde.. bir kaç kez internete erişebilme fırsatı bulabildim, bloglar âleminde neler olup bittiğini takip edebilmek adına.
Bloğumuzdaki en son fetret devri
"Mahur Beste'm" konu başlığına sahip bir yazı sonrasında olmuştu, bu duraklama devri de yirmi iki gün kadar sürmüş.
Anlaşılan o ki, dün 'e göre erkencenek bir merhaba diyorum size.. bu merhabanın devâmı şu şartlarda gelmeyebilir.
Üniversiteden öğrenci sıfatımla ayrılmış olmam; KPSS 5. yerleştirmede hizmetli, hasta bakıcı gibi rağbet görmeyen tercihlerde bulunmama rağmen 87 puan ile açıkta kalmam; ve Kasım '07 günlerinde askere gidip lise mezunu olarak onbeş ay gibi uzun bir süre beşeri hayattan şeklen uzak düşeceğim sebepleri dolayısıyla.. blog, ve internet ile ilgilenemez bir hale geldim.
Neticede, merhabamızın hemen ardında kendi adıma ne çare ki yine bir suskunluk dönemi bizi bekliyor gibi görünüyor.
Askerlik dönüşü ile sosyal yaşama intikal ettiğimde.. fikir ve düşüncelerimi paylaşmak, farklı görüşleri dinlemek, ve kendimde gördüğüm noksanlıkları acizane tahlil edebilmek adına bu blogdan istifade etmek dileğindeyim.
Bu süreç oldukça uzun.. hemen hemen iki sene sonrası hakkında konuşuyor olduğum dikkatinizi çekiyordur.
Belki o günlerde blogger nanesi de olmaz.. başka bir ağlama duvarı inşa edilirse, hep birlikte oraya gideriz; kalan sağlar bizimdir, diyerek.
İstanbul 'da ne mi yaptığım konusuna gelince.. zat-ı muhterem annemiz organik anlamda hasta olmuş.. . Karabük vilayetinde tedavi imkanlarını yetersiz bulunca, soluğu burada almak durumunda kaldık.
Bu konu hakkında teferruatta bulunmayayım.. ancak, şifâ niyetine; gelişmeler sürüyor diyebilirim.
Şuân, zamanım yetersiz olduğu nedeniyle.. tek tek, bırakılan yorulara cevap yazamayacağım gibi.. sonrası için de, yazıp yazmama hakkımı saklı tutuyorum.
Madden, ve manen yorgunum.. özellikle de manen diyebilirim.
Yokluğumda bloğa bırakılan yorumlar için teşekkür ediyorum.. tebessümle okudum. Tebrik, övgü, iltifat buyurduğunuz hasebiyle sevinç duymuşumdur.. biliniz.
Bu sevincimi.. layık olmasam da hak ediyorumdur artık, zerzenişiyle duyumsadım; çok görülmesin.
Cevap yazamıyorsam, affediniz.. iyi dilekleriniz konusunda, tekrar tekrar düşüneceğim. İmkanım ölçüsünde burayı ayakta tutmak isterim. Ama nolur, bu ifadeyi verilmiş bir söz olarak değerlendirmeyin.
Her tıkladığınızda sayfayı güncellememiş bir halde görmeniz, içimi burkuyor. Bu vaziyetten de haberdar olunuz. Ben.. bohçamı alıp çıkmışım yola.. duâ gerek, sizden bunu taleb ediyorum.
Sayfaların üst tarafında
Rastgele diye yazan bir buton var, oraya tıklayın. Burada olmasam da.. günün yazısını, bu butona tıklayıp siz belirleyin; iki yıllık emeğimiz boşa gitmiş olmasın.. .
Bloğun internette yayında kalması için, teknik destek ile ilgili yatırımları tesis etmeyi planlıyorum. Böylelikle.. yazamıyor olsam da, hali hazırdaki birikim sayesinde; düşünen ve düşündüren zihinlere, akıl sahiplerine seslenmeyi bir ihtimal sürdürebileceğiz 'dir.
Sözü, şuân için bağlıyorum..
Bir kaç dakika sonra, son günlerde bloğa bırakılan yorumların hepsini de onaylayacağım. Eğer sizin yazınız yok ise, muhtemelen teknik hatadan kaynaklı bir sebeple tarafımıza ulaşmamış olabilir.
Tekrar deneyiniz lütfen..
Dileğim.. burada devâm etmektir 'se de; gidip dönememek, gelip görememek var.. . hakkınızı helâl ediniz. Bize karşı su-i zanna düşmeyiniz inşâ Allah.. hiç kimseye husumetim olamaz;
"faniyim, fani olanı istemem." düstûru ile,
Unutmuyoruz, umutsuyoruz.. .