16 Haziran 2007

Derin Devlet Paranoyası

Monolog

Betül ve Deniz Demren 'in monoloğu (şuân için öyle görünüyor, betül cevap yazarsa diyalog olacak) günümüz Türkiye 'sinin sosyal bölünülmüşlüğünü bir bakıma ifade ediyor. Birisi ne düşündüğünü söylüyor, ama yarım yamalak.. nereye çeksen geliyor 'vari. Diğeri de, bir şeyler anlıyor; ama ne anladığını biz anlayamıyoruz. Deniz Demren 'in tavrı bana miting meydanlarındaki kalabalıkları hatırlattı. Ne tarafa yonttuğu meçhul..

Yâni.. millet param parça, birbirini anlamıyor.

* * *

Komplo

Bu arada; Ahmet Altan, düşünüp yazamadığım; daha doğrusu yazmaya cesaret edemediğim detaylara değinmiş. Altan, yazısında idari gereksizliklere ve beceriksizliklere dikkat çekiyorken; istikbalini tehdit altında gören bir vatandaş olarak ben, komplo teorisi üretmeye meyilli buluyorum kendimi.

11 Eylül ikiz kule faciasının, dünyanın dikkatini terörizme çekmek için derin devlet tarafından hazırlandığı söylenceleri ayyuka çıkmıştı. Güya iki kuleciği al aşağı eden terör eylemleri şak diye sustu.. devâmı gelmiyorsa, bu ABD 'nin başarılı olmasından kaynaklanmaz. Demek ki hesaplar öyle yapılmış. Yoksa iki kuleyi indiren, yirmi kuleyi de devirirdi.. diye düşünüyorum.

Sonrasında, uluslar arası iradeyi ikna eden ABD; Afganistan'da gövde gösterisinde bulundu. Yetmedi Irak 'ı nükleer silah arama bahanesi ile işgal ederek, İsrail'in ekmeğine yağ sürdü. Sıra İran 'a gelmişti. Ama, sert kayaya çarptılar.

Bu sefer Avrupa, Amerika 'nın gözü dönmüş yöneticilerine ibretle bakıyor sadece. Bir çılgınlık daha istemiyorlar. Ama bir fırsat kolladıklarını da söylemeden geçemeyeceğim. Onlar yüzyıllardır dünyayı küresel bir sömürge köyü olarak kullanmaya alışmışlar.

* * *

İç savaş

Şimdi derin devlet hesapları yapma sırası bizimkilerde sanırım. Hükümet İslamcı olmakla suçlandı yemedi, rejim tehdit altında denildi yemedi; şehitler üzerinden oyun oynamak son çare göründü.

Kürtlere acımamak elde değil.. bir toplum olarak, değerleri lekeleniyor. Bu asimilasyonun faturası, Türkiye 'ye pahalıya patlar. Savaş meydanlarında kazanılamayacak bir sivil düşmanlığın tohumları ekiliyor. İki toplum, birbirine düşman gözüyle bakmaya başladı.

Peki böyle giderse ne olacak. Her Kürt potansiyel terörist kabul edilecek. Bu revâ mı? Hadi bunu göze aldık, sivil savaşa mı başlayacağız ? Bundan kim kazançlı çıkacak ? Biz mi, yoksa uluslar arası emperyal rakiplerimiz mi !

Avrupa bile, bizi bizden çok düşünüyor gibi duruyor şu raddede. İç savaş ile, onlar da terörizm ithal edecekler bu topraklardan.. açıkcası onların da endişe sahibi olduklarını görebilmeliyiz. Akıl ile üstesinden gelinemeyen bir problem karşısında; silaha sarılmak bir acizliktir. Ve sorun da çözülmeyecektir.. aksine, körüklenecektir.

* * *

Anlayış

Milliyetciliğin, Türkiye'de Türklere ait olduğu tekeli ortadan kalkmadıkça.. bu sivil savaş komplosu günden güne güçlenir. İngilizce bir şarkı ile Avrupada temsil edilen Tüklük, onuru al aşağı edilirken.. Kürtlere gelince şeref timsali kesilen bir kafa ile bir arpa boyu kadar bile yol alamayız. Ahmet Kaya, sosyal hak ve özgürlükler peşinde mücadele etti, bölücülük ile suçlandı. İşte bizim yargı anlayışımız bu ne yazık ki.

27 Nisan muhtırasında, Ne mutlu Türküm demeye taraf olmayanları açıkca bir düşman ilan eden güzide ordumuz, bugün ektiği düşmanlık tohumunun mahsullerini topluyor belki. Önce Türklük değil, insanlık gelir.. insanlık gösterilmiyorsa, insanca yaşamak isteyenlerin birlik beraberlik barış duygusu ile cevap vereceklerini beklemek yüzsüzlüğün dik âlâsı olur artık.

[ Şuraya yazmışım: www.dusunceler.org ]

0 Yorum:

Yorum Gönder