4 Ağustos 2005

Talihsizlik ile Beceriksizlik Arasındaki İnce Çizgi

Trabzonspor Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nden Anorthosis isimli takıma elendi. Hedef Şampiyonlar Ligine kalmaktı ama olmadı. Seneye diyoruz artık.

Bir takımı hafife almanın bedelini Trabzonspor maçlara motive olamamakla ödedi. Maçın sonlarına doğru tura havlu atan futbolcuların hakeme karşı olan yalvarmaklı halleri beni bu milletin bir ferdi olarak üzdü. Bu aklı onlara veren teknik yönetimi tebrik ediyorum, zira zihinsel olarak maça hazırlanmış olan bir takım sahada böyle ağlamaklı halde hakemle oynamaz!

Sunucunun ifadesiyle "Türkiye'ye Bayram Havası" estiremedi Trabzonspor. Eğer doksanıncı dakikada gelen gol ofsayt olmasaydı, belki utancımız biraz perdelenecekdi ama o da olmadı.

Yenilmek utanç vermez insana, ama böylesi dillere destan bir oyunla dalga geçilmez de Allah'a mı sığınılır. Orada gol olacak diye topa inanarak vuran kaç oyuncu vardı?

Gökdenizin son dakikalarda kaleyi ve kaleciyi karşısına almış durumda vurduğu top avuta çıkıyor. Gol de olmasın; ama be kardeşim biraz inanmışlığını göster de, biz de gönül rahatlığıyla nasip değilmiş diyelim.

Sahada bir de "Gol Attım Delisi" Fatih Tekke vardı. İyiki top kaleyi bulmuş ve gol olmuş, bizim ufaklık el işareti yaparak etrafına hesap soruyor. Bir Pele, Hagi olursun da ne demek istediğini anlarız. Onlar bile bu şımarıklığı yapmazlar! Oyunun sonlarına doğru kaliteli futbolcumuz Fatih Tekke'nin de maça ne ölçüde konsantre olduğu görüldü.

Şenol Hocanın bağırtı patırtıları zamana oynamaktan başka bir kayıp değildi. Ben en çok da Kulüp Başkanına üzüldüm. Hayallerinin böyle ucuz bir şekilde harcanmasına neredeyse ağlayacaktı adam.

Mağlubiyeti kabullenmek lazım: Trabzonspor, yani Türkiye Süper Liginde Şampiyonluğu 3 Puanla kaçıran bir takım, işte böyle kendine mağlup oldu!

Burası Türkiye; sorumsuz, cahil, vurdum duymaz, kendini efendi sanan, rakibini hafife alan, para delisi insanların memleketi!

İçsel Kavgam,
Kazım Mızrak

0 Yorum:

Yorum Gönder