15 Ağustos 2005

Statik -Dinamik - Uçan Araba - Newton - Çöplük

Stabilite diye bir şey vardır Fizikte. Maddenin durağanlığını sürdürmesi demektir, daha bilimsel anlamıyla evrenin dinamik hareketlerine karşı uyum sağlayabilme yeteneğine Statik Durağanlık denilir.

Eylemsizlik Kanunu'na göre, hareket halindeki madde hareketini sürdürmeyi ister; yerinde şeklen duruyor görünen madde, yine bu durağanlığı sürdürerek hareketsiz kalma eğilimi gösterir.

Bir gökdelenin durağan olduğu kabul edilir, zira o haliyle dünyanın ekseni etrafındaki dönüşünden kaynaklanan Merkezkaç ve Yerçekimi kuvvetlerine karşı iş yaparak dünyanın dönüşüne karşı eş zamanlı hareket eder hale gelmişdir.

Bahsi geçen gökdelenin, tüm kainat ile etkileşim içersinde olduğu bariz bir gerçektir. Ancak dünya ile eş zamanlı hareketi Güneş'e göre veya Ay'a göre nasıldır ?

Burada bağımsız hareket halindeki nesnelerden söz ediliyor olduğu dikkat çeker. O halde birbirine göre hareket halinde olan iki nesne, nasıl olur da statik dengeye ulaşabilirler. Burada diğer bir kavramı ele almak yerinde olur; Dinamik Denge!

Hareket halindeki nesneler kendi aralarında dinamik bir denge halinde olurlar. Bu denge sayesinde Dünya, Güneşin çevresindeki turunu aynı süre içersinde tamamlar.

Peki yukarıda bahsettiğimiz Statik Denge'ye ne oldu?

Burada olayı koparalım ve Statik Denge Kanunları'nın lokal anlamda kullanılabilen uydurma denklemler olduğunu söyleyelim. Zira hareket halindeki gezegenlerin ve yıldızların mevzu bahis olan gökdelen üzerindeki kütle çekim kuvvetleri; o gökdelenin statik anlamdaki durağanlığı üzerine etkide bulunurken; Yerküre ile Bina arasında harekete sebep olurlar.

Biz bu hareketi depremlerde iyi hissedebiliyor olsak da, normal şartlarda gözlemleyebilmemiz mümkün olmaz.

Bu yazıda Kainatın sürekli bir devinim halinde olduğu üzerinde durdum, diğer bir anlamla Statik Denge değil Dinamik Denge söz konusudur. Bu halde Sir Isaac Newton'un "Bana bir dayanak noktası gösterin; Dünya'yı yerinden oynatırım." sözü güme gidiyor diyebiliriz.

M1.d1=M2.d2 formülü ile hesaplanan Newton'un iddaası; evrendeki tüm maddesel varlıklar ihmal edildiği takdirede söz konusu olabilir; çünkü Kainatdaki nesnel maddelerin kütle çekim kuvvetleri M1 ve M2 üzerinde farklı tesirlerde bulunur.

Peki Statik kanunlarını çöpe atmamız bize ne kazandıracak? Asıl bu mokta üzerinde duralım!

Uzay Filimlerinde görmeye alıştığımız, yerçekimine karşı koyabilen vasıtaların üretilebilmesi; Evrendeki dinamik hareketlere karşı nasıl bir iş yapabiliriz ki böyle bir gayeye ulaşırız, sorgulamasından geçer. Bu ifade Statik Kanunları'nı çöpe atar, bilmem anlatabiliyor muyum?!

Şekersiz Çay,

Kazım Mızrak

1 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Son parağrafdaki noktalama işaretleri anlamı bulandırıyordu, ben de üzerinde biraz oynama yaptım.

Hoş, diğer parağraflar da karmaşık görünüyor; düşüncelerimi bu kadar ifade edebiliyorum.

Yanlış, ya da eksik ifade edildiğini düşündüğünüz parağraflar üzerinde tartışabiliriz.

15 Ağustos 2005 19:19  

Yorum Gönder