17 Ağustos 2005

"Olmak mı, Olmamak mı? İşte Bütün Mesele Bu!"

Sıradışı insanlar vardır, lüzumsuz gibi görünen ya da luzumlu gibi şekil çizen kimselerden bahsediyorum. Hayvanlar alemi, bitkiler alemi diye canlıları kategorize eden insanoğlu, kendi türünü de sınıflandırmayı ihmal etmemiştir.

İnsanlık alemi de sağcı, solcu, kominist, cumhuriyetci, dinci, milliyetci, milliyetsiz, şerefli, şerefsiz tarzında sınıflanmalar gösterir.

Amerika'da siyahlar beyazlara köle oldular. Hindistan'da doğuştan gelen asalete inanıldı. Tanrı insanları yaratırken "Sen fakir, Sen de zengin olacaksın!" mı diyor yoksa? Görünüşe göre evet öyle. İmtahan içersinde olduğumuz inancı baz alındığında "Neden aynı şanslara sahip olarak başlayamıyoruz?" şeklinde bir soru geliyor akla.

Buradaki inceliği anlamakda fayda var. Zira toplumlar arasındaki savaşlar, menfaat kavgaları, terorist ve anarşik eylemlerin özünde bu husus yatar. Yokluktan perişan olmuş bir toplum komşunun refah seviyesini kıskanır, haksızlığa uğramış toplumlar kaybettikleri menfi değerleri geri kazanmak için savaşırlar.

Dünyaya şöyle bir baktığımızda, olup bitenleri iyi idrak edebilelim ki olaya vakıf olarak çözümlemeyi yapabilelim.

Sorunu farklılıklar olarak tespit ettiğimize inanıyorum!

Şimdi problemi çözmek için soruya soruyla yaklaşımda bulunalım. Herkes sahip olduğu ile nasıl yetinir de, altı milyar insan mutlu olur?!

Kuran-ı Kerim bu soruya cevap vermek için gönderilmiş. Henüz bu kitabı tam anlamıyla okumadım. Bu yüzden dolayı, kitabın problemlerimize cevap verip veremediğinden emin değilim. Lakin başka bir altarnatif de göremiyorum, varsa lütfen bana haber verin ben de öğreneyim!

Ebedin Yolcusu,
Kazım Mızrak

6 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu postanın içeriğinde düzenleme yapılmıştır.

Düzenleme Saati,
17.Ağustos.2005 02:30

Önemle Bilginize!

17 Ağustos 2005 02:32  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Merhaba Cenk Sumbas,

Açıkcası yönlendirmelere ihtiyac duyuyorum, linkleri inceleyeceğim!

Keşke ben de sokak da gezen insanlar gibi çooook akıllı birisi olsaydım da, böylesi boş işlerle uğraşmasaydım.

Napalım biz salak ve aptalız, kader utansın :)

Kuru Fasülye,
Kazım Mızrak

17 Ağustos 2005 02:39  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu yorum yazar tarafından silindi.

17 Ağustos 2005 03:26  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Teşekkürler Cenk Sumbas,

Ben de senin dediğin gibi kaynak göstererek bilgi paylaşımında bulunma şeklinde anlamıştım zaten :)

Bu arada, ne zamandır merak ederim: "Sumbas" "Sumbaş" olarak mı yazılıyor. Yoksa "Sumbas" olarak yazmaya devam edebilir miyim?

18 Ağustos 2005 02:40  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Hoş bir site olmuş; basit, yalın, kendi kendine. Karşılama müziği de harika yaa, sıkılmıştım boyna MP3 dinlemekten.

Şimdi bu Midi müziği dinliyorum. Sabah sabah çok sevindirik oldum Cenk. Sebep bu site değil belki,ama buna denk geldi neşem, sağol.

Diğer yönden böyle küçükten küçükten birşeyler yapmaya çalışanlara bir şefkat hissiyatı duyuyorum içimde.

Web sitesinden bahsediyorum, İnşallah ilerde daha iyi olur temennim.

Sevgi Doluymuş,
Kâzım Mızrak

18 Ağustos 2005 05:08  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Aşağıda linkini verdiğim yazıyı merakla okudum Cenk.

http://www.mustafaakyol.org/archives/
2005/08/gercein_peinden.html


Mustafa Akyol'un sitesini de beğendiğimi söyleyebirim, isdifade etmek lazım.

Misafirlerim, yukardaki yazıda işlenen konu ile alakalı yazılarıma aşağıdaki linklerden erişebişlirler.

Evrenin Gerçeği:

- Maddesel Varoluşumun Rastlantı Olması İmkansızdır

- Uzay, Yıldız, Işık, Foton, Dünya, İnsan, Sonsuzluk!

- Tanrının Olmadığını Anlama Gayreti

Eleştiri ve yönlendirmelere her zaman açığım.

Saygılarımla,
Kazım Mızrak


(Bu Yorum'un orjinal hâli 8/17/2005 03:26:00 AM tarihli yorum sırasına ait olup, içeriğindeki linklerde güncelleme yapılmıştır.)

18 Mayıs 2007 23:57  

Yorum Gönder