6 Şubat 2006

Kur'an-ı Kerim Değiştirilmiş midir?

"there are in every Koran 77,807 letters, 33,671 words, 1,000,530 full stops and 6,336 verses.

there ar thousends of Bibles and not two the same. (50.000 errors in the Bible)"

Orjinal Metin: http://www.able2know.com/forums/a2k-post521379.html

İngilizcem yeterli düzeyde olmadığından dolayı yukarıdaki metin üzerinde düzenleme yapmak istemedim. Yazan kişi anlaşılır bir şekilde mevzuyu dile getirmiş. Kur'an-ı Kerim tüm dünyada aynı şekilde korunmakta, diğer ilahi dinlerin kitapları ise insan eli değilerek tahrip edilip bozulmuş...

Kur'an-ı Kerim'in neden arapça olarak indirildiğini de düşünelim.

Eğer kitap, İngilizce olarak indirilseydi ya da Japonca olarak indirilseydi; bugün yine aynı soruyu, o dillerin farkı önemi neydi diye sorar bir halde bulurduk kendimizi. Kur'an'ın dili neden Arapçadır diye sitemvari bir şekilde ırkçılık, milliyetcilik yapılmamalı ama hikmetini anlamak için bu konu sorgulanmalıdır!

Kanımca, arapça mükemel bir dil.

Arapçada anlatılmak istenen yanlış anlamalara meydan verilmeden ifade edilebiliyor. Arapçanın esre, ötre, şedde harf çekimleri ile kelimeler kadın-erkek, yaşlı-genç ve benzeri gibi nitelikler kazanarak anlatım zengineşmekte.

Meal okuyanların Kur'an-ı anlamıyorum demelerine şaşmamalı; zira okunan Kur'an değil hikayesidir. Halk ağzıyla suyunun suyu gibi bişey okunup anlaşılan!

İllede meal okumak durumunda kalanlara tavsiyem, Türkçenin yanı sıra bir de İngilizce meal okumalarıdır. Kimi Arapça kelimelerin meallerde sık sık kullanılması, diline yabancılaşan bizler için, kitabı daha da anlaşılmaz bir hale getiriyor.

İşte bu anlaşılma problemini diğer dillerdeki Kur'an-ı Kerim meallerini de okuyarak ortadan kaldırabiliriz diye düşünmekteyim.

Kazım Mızrak

Dip Not 1: Evet, Kur'anı Kerim diye bildiğimiz kitap bugün dahi ilk günkü orjinalliğini korumaktadır. Lakin bizler de uyanık olup o da elmadır diyerek gidip hoşafını almayalım. İnternette olsun, kitap satan veya dağıtan yerler olsun, kitabın hangi kaynaktan elimize geçtiniğini öğrenelim; kaynağın güvenirliğini sorgulayalım.

Dip Not 2: Buraya böyle dini içerik ihtiva eden bir yazı yazmış olmam, benim bu blogda küfür etmeyeceğim anlamına gelmiyor. Aklınızı başınıza devşirin ve her sakallıyı hoca sanmayın. Beni de şusun busun gibi yakıştırmalar kullanarak yargılamaya kalkmayın.

Dip Not 3: Konu hakkında benim için faydalı olabileceğini düşündüğünüz bilginizi paylaşın lütfen. Bir Tanrı tanımaz olabilirsiniz veya düşüncelerime her hangi bir sebeple muhaliif bir kimse; size karşı asla öfke duymam farklı düşünüyor olduğumuz için, düşüncelerinize saygı duyar sizi anlamaya çalışırım. Belki de doğru olan sizin inancınızdır, sizin doğrularınızdan ben de isdifade etmek isterim.

3 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Postanın içeriğinde anlatım bozuklukları ve dilbilgisi hataları yönünden düzenleme yapılmıştır.

06 Şubat 2006
02:38 GMT+02

6 Şubat 2006 02:41  
Blogger noname dedi ki...

Merhaba Kâzım,

Yazında şöyle demişsin: "Arapçada anlatılmak istenen yanlış anlamalara meydan verilmeden ifade edilebiliyor."

Bana göre ise durum bunun tam tersi. Birçok ayette kelimelerin farklı anlamları kullanılarak birçok farklı yorum yapılabiliyor. Hem de bunlar yakın anlamlar da değil. Biri bir anlşamda kullanılmış derken başka bir kişi bu kelime çok farklı bir anlama da gelir diyor ve ortaya oldukça farklı bir anlam çıkıyor. Yani yanlış anlaşılmalara çok açık bir dil gibi gözüküyor Arapça.

6 Şubat 2006 11:59  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Sayın Da Vinci,

Hicap duyarak ne Arapçaya ne de Kitaba vakıf bir kimse olduğumu söylemek hatırlatmak isterim.

Benim ulaştığım nokta, kitabı anlayamıyor olduğum; bu benim eksikliğimdir!

Yine de ifade ettiğim düşüncenin doğruluğunu zaman zaman okumuş olduğum tefsir ve mealler üzerinde görebilmekteyim.

Sizin düşünce açınızla da konuyu değerlendireyim, belki de yanlış olan doğru görünüyordur bana...

6 Şubat 2006 16:48  

Yorum Gönder