1 Şubat 2006

Şu Ulu Dağın Arkasında Bir Tanrı Var (mı?)

Dini inanç konusunda bizi dengesizlikle suçlayanlar oluyor. Aşağıdaki yazı "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" şeklinde bizi eleştirenlere cevaben yazılmıştır.

Eğer kişi atadan kalma dogmalar ile her hangi bir dini inanca sahipse, o kimse o inancı değil atalarının inancını yaşıyordur. Dogmalar dediğimi görmeyenler için tekrar yazıyor ve de altını çiziyorum.

Toplumların cahil kalmış bireyleri, "şu ulu dağın arkasında bir Tanrı var" diyenlere sorgusuz sualsiz inanmaktalar. Bu inanmışlık çocukluktan kalma veya okunan kitaplardan edinilme bir öğrenilmişlik halidir.

Benim hayır yok demediğime de dikkat kesilin, işinize geleni duymayın!

Orada bir Tanrı olabilir; araştırmak lazım, sorgulamak lazım, anlamak lazım...

Kimilerinin algı gücü kuvvetlidir ve Allah'ın varlığına yüreklerindeki sevgi ile kanaat getirebilirler.

Kimileri de dar görüşlüdür, idrak edemezler bir ilahın sonsuzluğa söz geçirdiğini.

Onlar, akıl erdirilemeyen ve ucu başı belli olmayan kainatta dünyanın varlık kazanmasını; uzayda serbest şekilde hareket halinde sirküle olan enerjinin niteliğinin değişmesi neticesinde ortaya çıkan bir tesadüf eseri olarak izah ederler.

Sonsuz bir uzayda yaşıyor olduğumuz öngörüsü ile böyle bir önerme; dünyadaki yaşamın tesadüfi olarak başlamasını, olasılık derecesi yine sonsuza varan tesadüfler ile gerçekleşmiş olmasını olağan karşılar.

Böylesi bir tesadüfi olağanlık iddaasını özümsemiş beyinlerin nazarında, Tanrı vardır söylevi çocuklara anlatılan bir masal halini almakta.

Din toplumların afyonu olabilir de, olmayabilir de!? Materyalizm belki de hakikatin ta kendisidir!? İnsanı kendi suretinde, dünyada kendisine halife olarak yaratan bir Tanrı olabilir de, olmayabilir de!?

Özgür fikre ve düşünceye saygı çerçevesinde bu belirsizlikler üzerinde düşünerek özümüzü arayalım. Ümit edelim ki, bir teist veya ateist olarak o öze ulaşmamıza ölümlü dünyanın şu kısa zamanı bize yeter...

Bu mesele, hepimizin problemidir; doğruya hep birlikte ulaşmalı aramalıyız. Yanlışlarımızı hep birlikte sorgulamalı ve sevgi ile dile getirmeliyiz.

Düşündükçe,
Kâzım Mızrak


Dip Not: Bu yazının özellikle neden yazılmış olduğunu hatırlamak için, birinci paragrafı yeniden okuyun lütfen.

0 Yorum:

Yorum Gönder