31 Ocak 2006

A Acayip Uzaylılar

@ Anonymous

Yaz mevsiminden kalan bir postaya yorum bırakmışsınız.

Yorumunuzla beraber değindiğiniz konu üzerine şunları söyleyebirilim.

Ben bu postada insana tebelleş edilen nefs üzerinde durmuş olduğumu hatırlıyorum.

Bu kavramı izah ederken; bardak olsaydık kırılırdık benzetmesiyle, ki bardak bardaklığını bilir ve kırılır, açıklamaya çalıştım.

Biz insanlarda nefs denilen zevk ve şehvet meraklısı bir dürtü vardır. İşte bu dürtü Sebep - Sonuç ilişkisi nazariyle biz insanları yanlış hal ve hareketlere sevketmekte.

Eğer nefs olmasaydı, biz insanlar da günahı arzulamazdık gün boyu.

Sebep - Sonuç bağlantısını benim zihnimde olduğu gibi kurarsanız yapılan kıyasın saçma olmadığını görürsünüz.

Ateist anlayışa bizleri sürükleyen karmaşa da burada başlıyor.

Tanrı yarattığı masum insanlara, onları günaha davet edecek dürtüleri neden veriyor?!

Bir imtahan dünyasında yaşıyoruz savunması çok, hem de çok komik.

Çünkü, Tanrı kendi yaratıyor doğruyu ve yanlışı ve kendi kendisini hem Cennet ile ödüllendiriyor hem de Cehennem ile cezalandırıyor.

Madem Tanrı denilen varlık bize akıl vermiş; benim aklım bu hesapları yapıyor. Diğer bir alternatif de Tanrının benim doğruları görmemi arzu etmeyip yaptığım yanlışlar nedeniyle kalbimi mühürlemiş olması!

Birinci durumda ben bir akıl sahibi olarak anlayabildiğim kadarını anlayarak kendim için doğru olanı düşünüyor, Tanrı diye bir varlık yoktur kararını alıyorum.

İkindi durumda ise, Tanrı denilen varlık keyfi olarak sanki onun iradesi dışında işlemiş olduğum suçlar yüzünden beni cezalandırıyor.

Biz onunla ezelden beri düşman mıydık yoksa; Tanrı ile aramızda bir husumet mi vardı öteden beri?!

Eğer beni var eden Tanrı ise; güzelliğimle çirkinliğimle beni bir bütün olarak yaratan kendisidir ve ben ben olduğum için beni asla yargılayamaz.

Her insan şüphe yok ki, cennet denilen güzel diyarda sonsuza dek yaşamayı ister.

Eğer biz insanlar böyle düşünüyor ve aklımızın yetmediği noktalarda yanlışlar yaparak bu güzellikten mahrum kalıyorsak bu ayıp Tanrınındır!

Hiç bir insan, cehennem zebanileri bana azap etsin diye hayal kurmaz.

Bu şekilde bir düşüncesi olan ve iradesi ile Tanrıdan böyle bir sondan esirgenmek dileyen bir kimseyi; Tanrı, zayıf karakterinden dolayı ibadetlerini yerine getirememiş olduğu suçlamasıyla cehennem ateşlerine atarsa ayıp Tanrının ayıbıdır!

Gelinen nokta şurası ki gerçekten bir Tanrı vardır ve bütün insanlar onun sevgisi merhametiyle şu ya da bu sebeple Cennete gideceklerdir.

Ya da bir Tanrı yoktur ve hepimiz sınırlarını algılayamadığımız kainatın derinliklerinde, enerji formlarından müteşekkil a acayip uzaylılarız...

Kazım Mızrak

Bu yazı, http://mizrak.web.tr/2005/08/yaratl-ebu-leheb-tasavvuf-enel-hakk.html sayfasına bırakılan bir yorumdur.

27 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Lütfen Dikkantinize,

Yorumların sonuna tanımlayıcı bir nick yazın.

Pinokya, He-Man, Papatya, Dinazor, Ahmet Mehmet, Ayşe Fatma gibi...

Saygılarımla

31 Ocak 2006 17:16  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Anonymous

Buraya bir yorum bırakıp, konuyu tartışmanızı beklerdim.

Doğru bilgilerinizden istifade etmek niyetiyle...

Siz doğru bildiğinizi önceki yazıma yaptığınız yorumla zaten söylemişsiniz sanırım, o da yeterli olsun diyelim.

Teşekkürler...

5 Şubat 2006 04:13  
Anonymous Adsız dedi ki...

Uzayli oldugumuz ,inkar edemeyecegimiz bir gercek.Bulundugumuz planet,uzayin milkiway denilen bir galaksinin gunes adli bir yildizinin etrafginda donen,dunya adli bir gezegen.
Biz uzayli oldugumuza gore,allah yoktur.

8 Şubat 2006 04:43  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Merhaba,

Olabilir!

Tanrı inancımdan harbi harbi şüphe duyuyorum. Bu postanın sonunda da voleyi çakmışım zaten, hepimiz uzaylıyız görüldüğü gibi :)

Arkadaş bunu anladık da, uzay nerde peki, sen o nâmeden çal bize :-/


- Dip Not -

Bu yorum, "Uzaylı" isimli kişinin yetişkin bir kimse olduğu düşünülerek yazılmış ve son parağraftaki soru bu kişinin cevaplayacağı ümidi ile yoruma iliştirilmiştir.

Yorumda ince bir alay olsa da, özde bilgi almak adına soru sorulmuştur.

Uzaylı arkadaşımdan gücenmemesi temennisindeyim, o da bir espiriyle karışık söyleyecek bir söz bulur inşallah..

8 Şubat 2006 05:31  
Anonymous Adsız dedi ki...

Bak kardesim ,uzayliyiz ,aksini ispat edebililr misin?
Acayip miyiz?,
Evet.
Enerjinin bir sekli miyiz?
Evet.
Kazim kardesim ,uzayin ,uzayda oldugunu bilmediginize sastim. Sizin mantiginiza gore uzayin bir kosesinda acayip bir enerji formunda oldugumuz kesin oldugundan,allah yoktur!

9 Şubat 2006 03:55  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Peki ben de Allah'ın olmadığına inanarak yaşamak istiyorum ama bir türlü yapamıyorum; benim aklım da bir Tanrı olmaması düşüncesini idrak edemiyor.

Nasıl yapıcam bu işi, bana yardımcı olur musunuz?

Zihnim yıllardır Allah'ın varlığına inanmakla meşguldü, alışkanlık yaptı, bırakamıyorum :)

Uzayı açıkladınız diye kanaat getiriyorum, doğru ve mantıklı bir cevap; uzay uzaydadır tabi başka nerde olsun :-/

Hem sizin de ifade ettiğiniz gibi bir enerji şekli olduğumuz şüphe etmediğim bir bilgi.

Peki sevgi, aşk, öfke, ihtiras, kıskançlık, nefret, özlem...

Bunlar da bir enerji şekli midir? Bana değil gibi geliyor :-/

Hemen değil, ama zaman içersinde Ateist olabilmemi sağlayabilirseniz mutlu olurum ben de, şuan mutsuzum da o bakımdan diyorum.

Mesela inançsız olmanın prosüdürü nedir, Tanrı tanımazlar hepten inançsız mıdırlar? Yoksa inandıkları değerler var mı?

Eğer ben de bir Tanrı yoktur, sadece Amip vardır, o da bizim atamızdır; hem amipler örümceklerin de atasıdır; tabi fil ve zürafaların da.

Dinazorlar için bişey diyemem onlar bu gezegenin misafirleriydiler, komşu galaksiden gelmişler!

...dersem milllet bana gülüp alay etmezler mi :-/



.:.: Dip Not :.:.

Sayın Misafirim, gelmiş olduğunuza sevindim memnun oldum.

Ben ayrı telden çalıyorum siz ayrı telden çalıyorsunuz. Yukarıdaki yazım yarı ciddi isteklerimle ve yarı geyik yapma hevesi adına yazılmıştır.

Sakın alay konusu edildiğinizi düşünmeyin üzülmeyin; sonra ben de üzülürüm :-(

Eğer yaşınız kültürünüz, anlayışınız hoşgörünüz bu muhabbeti sürdürmeye yetmeyecek ise ve birbirimizi inciteceğimize kanaat getiriyorsanız yazışmayı sürdürmeyelim :-/

Yukarıdaki yorumunuz son oldu ise, bu yorumumla beraber neler düşündüğümü öğrenmiş oldunuz.

Akıl Oyunları,
Kâzım Mızrak

9 Şubat 2006 04:34  
Anonymous Adsız dedi ki...

Dinazorlar için bişey diyemem onlar bu gezegenin misafirleriydiler, komşu galaksiden gelmişler!

...dersem milllet bana gülüp alay etmezler mi :
-Diye sormussun.

Adem'den, bir gun once mi iki gun once miydi, allah dinazorlari yaratti ,Araplara petrol olsun diye,dersen, digerlerini bilmem ama, ben cok gulerim.
Ben ateistlerin sozcusu degilim .
Benim deger yargilarim insanlik ustune kurulmustur.
Yasim 60'sa yakin.

Allahtan korkum yok,hesap alip verecegim de yok.
Karima bunca yil sadik kaldim cunku ondan da sadaakat bekledim.
Kimsenin malina elimi surmedim,surdurmedim.
Bircok dost hatta ilk tanistigim insanlara yardim ettim,kisaca dinlerin kriterinde iyi ahlakli durust sayilabilecek bir insanim. Digerlerinden farkim ,ben sadece insan olduklari icin ,ne ceza ne bir mukafat beklemeden yaptim.
Burada da gine sana yardim olsun diye ,ugrasmis bir seyler meydana getirmissin ,belki benim yazilarimi gorup, birkac kisi daha katilir umuduyla yazdim .
Yasim ,boyle commentleri gurur meselesi yapma yasini gecti.Eger yazmazsam alindigimdan degil vaktim olmadigindan
olacaktir.
Basarilar.....

9 Şubat 2006 19:21  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"...kisaca dinlerin kriterinde iyi ahlakli durust sayilabilecek bir insanim. Digerlerinden farkim ,ben sadece insan olduklari icin ,ne ceza ne bir mukafat beklemeden yaptim."

Bu anlatım hayata olan bakış açınızı yansıtmakta, ben de bir Tanrının olmadığı düşünen insanların savuncalarının neler olduğu üzerine kafa yoruyorum.

Eğer kendi zihnimde bu savuncaları mantıklı olarak ispatlayabilirsem, benim için gerçek doğru olan Allah vardır inancını da çürütebilirim.

Geldiğim noktada, bulutların üzerinde sen yanlış yaptın, sen doğru yaptın diye bizleri gözeten bir İlah yoktur.

O İlah, sevindiği için mi bizleri Cennetinde ağırlayacak?!

O ilah, üzülüp kızdığı için mi bizlere Cenennemde işkence edecek.

Akıl bu soruları pek mantıksız bulmakta; bir ilah nasıl sevinebilir ve de üzülebilir ki?!!!

Böyle bir Tanrı modelini akıllıca bulmuyor ve insanların ortaya koyduğu bir totemdir diyorum bu inanca.

Ancak, varlığımızın tesadüfi olması da pek akıllıca değil!!!

Bu bağlamda, araştırmaya devam diyoruz :-)

Saygılarımla,
Kâzım Mızrak



.:.: Dip Not :.:.

Tanıştığımıza memnun oldum efendim, ümit ederim ki araştırmalarımın sonucunda doğru bilgiye ulaşırım.

9 Şubat 2006 20:13  
Anonymous Adsız dedi ki...

Bir gucun varligini ateistler bile inkar etmiyor,bu gucun iradesi oldugunu ,dunyanin hatta kainati duzenleyip idare ettigine inanmiyor. Putlastirilmis bir tanriya kendin de inanmadigini soylemissin,eger herhangi bir gucun insanlari direkt olarak etkilemedigini soyluyorsan yani semavi dinlerdeki gibi bir tanriya inanmiyorsan,adina allah demissin,zeus demissin,manitu demissin ,fiziksel gucler demissin ne farkeder.
Boyle bir gucun varligi da yoklugu da senin bugun insan oldugun gercegini degistirmez.Kesin olarak gercek olarak bizler variz ve bu planette insan gibi yasadikca neslimizi surdurebilecegiz.

10 Şubat 2006 03:55  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"... bu planette insan gibi yasadikca neslimizi surdurebilecegiz."

Hocam, bu kurduğunuz cümleyi iyi dilek temennisi olarak anlıyorum. Zira bu söylediğiniz şey günümüz teknolojisinin ulaşmış olduğu bilgiler ışığında imkansız.

Ben düşüncenize muhalefet olmadan küçük bir eklemede bulunayım.

Güneşimiz diğer yıldızlar gibi kendi halinde sıradan bir yıldız olarak bilinmekte.

Ve muhteviyatındaki Hidrojen kimyasal tepkimeler ile Helyuma dönüşmektedir.

Bu reaksiyonlar sonucunda oluşan Helyum, yeniden tepkimelere girememekte ve atıl olarak kalmaktadır.

Anlayacağınız üzere her geçen saniye Güneşimiz kendini bitirmekte.

Bir gün gelecek ortada Güneş de kalmayacak Dünyamız da...

Bakınız uzayda rastlantısal olarak varolmuş olabiliriz ama sonumuz bir tesadüf ile son bulmuyor dikkatinizi çekerim.

Hesaplı programlı bir hareket ile gelişme gösteriyor herşey :-/

Üstadım, bu yaşa gelmişsiniz.

Amerikalısı, Almanı, Türkü; hemen hemen her insan yaşlanınca bir inanca sarılma ihtiyacı duymakta.

Siz ise hala yok öyle bir müessese diyorsunuz.

Aynaya baktığınızda; beyazlaşan saçlarınızı görmekle beraber, ben de elim sona yaklaşmaktayım diyorsunuz (dur).

Gelin iman edin demeyecek bir kimse olarak beni tanımış olduğunuzu ümit ediyorum.

Geleceğim yer şu nokta esasında; bu yaşa ulaşıp olgunlaşmışsınız, idam mangası önünde son nefesini vereceği kesin olan bir mahkum nasıl yalan söylemeye tenezzül etmezse, siz de öylesinizdir.

Hal böyleyken, Allah yoktur dediğinizde; yukarıda anlattığım halinize binaen size güveniyor ve inanıyorum.

Bu işten, sizin gibi düşünerek, kazancım ne olur dersiniz?

Akıl Oyunları,
Kâzım Mızrak



.:.: Dip Not :.:.

Yukarıda, Güneş hakkında verilen bilgilerin doğruluğunun araştırılması tavsiye edilir.

10 Şubat 2006 06:17  
Anonymous Adsız dedi ki...

Her isi bir kazanc icin mi yaparsin?
Belki tek kazancin kendine saygin olur.
Inanabiliyorsan inan ,gordugum kadariyla suphe zaten icinde.Inanmak ,baskasinin fikirklerine saygi duydugun surece ,muhakkak guzel bir sey. "Insan hayal ettigi muddetce yasar"sozu ,bircoklarimiz icin cok gecerlidir.
Kendi inanclarini baskalarina zorlamak ,kendin gibi olmayani assagalamak,digerlerine dusman gozuyle bakmaktir benim zittima giden.
Bu arada .gunesin sonmesine ,yanilmiyorsam daha 4 milyar sene var .insanin dunyada ,daha dogrusu homo sapiens'in varolusu 200.000 sene oldugunu goz onunde tutarsak 4 milyar seneye sonsuzmus gibi bakabiliriz.Kim bilir ,insan gibi el ele verirsek, belki 2 milyon senede baska yildizlarda,insan neslini surdurebilecek bir baska planet bulabiliriz ,Tabi ki daha once bencilligimiz acgozlulugumuz,
cehaletimiz yuzunden ,butun insanligi yoketmezsek!

10 Şubat 2006 17:54  
Anonymous Adsız dedi ki...

Her isi bir kazanc icin mi yaparsin?
Belki tek kazancin kendine saygin olur.
Inanabiliyorsan inan ,gordugum kadariyla suphe zaten icinde.Inanmak ,baskasinin fikirklerine saygi duydugun surece ,muhakkak guzel bir sey. "Insan hayal ettigi muddetce yasar"sozu ,bircoklarimiz icin cok gecerlidir.
Kendi inanclarini baskalarina zorlamak ,kendin gibi olmayani assagalamak,digerlerine dusman gozuyle bakmaktir benim zittima giden.
Bu arada .gunesin sonmesine ,yanilmiyorsam daha 4 milyar sene var .insanin dunyada ,daha dogrusu homo sapiens'in varolusu 200.000 sene oldugunu goz onunde tutarsak 4 milyar seneye sonsuzmus gibi bakabiliriz.Kim bilir ,insan gibi el ele verirsek, belki 2 milyon senede baska yildizlarda,insan neslini surdurebilecek bir baska planet bulabiliriz ,Tabi ki daha once bencilligimiz acgozlulugumuz,
cehaletimiz yuzunden ,butun insanligi yoketmezsek!

10 Şubat 2006 17:55  
Anonymous Adsız dedi ki...

yazim iki defa cikmis ,silmeyi beceremedim,ne de olsa bir ayagim cukurda ,bu kadar hatayi cok gormezsiniz umarim.

10 Şubat 2006 19:13  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"yazim iki defa cikmis ,silmeyi beceremedim,ne de olsa bir ayagim cukurda ,bu kadar hatayi cok gormezsiniz umarim."

:)

...ben önce silmeyi düşündüm, zamana göre ilk yaptığınız yorumu.

Lakin düşündüm bu karar sizindir diye.

Silmeyi arzu etmekte olduğunuzu görüyorum, ama benim gönlüm razı değil; günün anısına her ikisi de kalsın diyorum...

10 Şubat 2006 21:24  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

İnsan uçan kuşlara baktı ve kuşa benzeyen uçaklar yaptı.

İnsan, doğada görmediği hiç bir icadı hayal edip ortaya koyamadı.

Gemileri yürüttüler denizlerin üzerinde, suda yüzen balıkları gördüklerinde.

İnsan, doğada görmediği hiç bir icadı hayal edip ortaya koyamadı.

İnsan zekidir, akıllıdır ama zekası önceden varolmayan hiç bir keşifte blunamadı; hep bir şeylerden esinlendi ilham aldı.

İnsan Tanrı olsgusunu da asla yaratamaz uyduramaz!

Evet inanma ihtiyacı duydu denilmekte, bu düşünce yanlış bir akıl yürütmenin neticesidir.

İnsan bir Tanrı olgusunu asla yoktan varedemez!


.:.: Dip Not :.:.

Muhterem Büyüğüm,

Günümüzdeki teknolojiye dikkat ederseniz, zaman içersinde hep doğadan esinlenilerek bir takım icadlar yapılmıştır.

Bizim türümüz, hiç görmediği haberini almadığı bir Tanrı İlah düşüncesini ilk defa nasıl ortaya atmış olabilir?

İnanma ihtiyacından dolayı bir totem edinmişler diyoruz, toplumlara bakıyoruz her nevi Totem Put bir İlah yerine konulmuş.

Peki bu inanma ihtiyacı nasıl doğmuş olabilir; icatlarında hep doğadan esinlenen insan, inanç konusunda neyi örnek almış olsa gerek???

11 Şubat 2006 06:46  
Anonymous Adsız dedi ki...

Elindeki bilgisayarin dogadaki ornegini gosterebilirmisin?
Memeli hayvanlardan en buyuk farkimiz beyin yapimizdir.Onlarda tanri anlayisi olmayip yalniz bizlerde olmasini bu farkimizla aciklayabiliriz.Insanlar merakli olduklarindan sorgulamis ,ogrenmis ,ve neticesi gunumuzdeki teknolojiye varmistir.Ilk insanlarda tanri fikrinin de bu meziyetimizden kaynaklandigina ,sahsen suphem yok.
Bilgi hazinemizin disindaki olaylara aradigimiz sebeptir tanri fikri.Nitekim sorularimiza cevap buldukca tanri da degismistir. ilk agaca toteme sonra yagmura ruzgara,aya gunese,cok tanrili dinlere,ve gunumuze varilmistir. Ilk agaca tapinanlarin da hislerinde ve inanclarinda bugun allaha iman edenlerinki kadar samimi olduklarina eminim.Ancak geriye baktigimizda ,bu inanclara guluyor ,hatta alay edebiliyoruz.Semavi dinlerdeki tanrinin da ayni akibete ugrayacadindan ,zerre kadar suphem yok.
Ateistforumda bugun yazdigim bir yaziyi fikirlerimi anlamaniza yardimci olabilir umuduyla ,yapitiriyorum.
Allah hazretleri,
Yarattigin ,senin buyuklugune adaletine hicbir zaman erisemeyecek ,basit bir kul olarak ,sana bir iki soz soylemek istiyorum.
Bizlerden sevgi ve saygi ,hatta ibadet bekliyorsun. Hic kendine sordun mu ,ben bu kullarima bunu hak edecek ne yaptim diye?
Bizi ,once kendi kurdugun tuzak sayesinde ,yine kendi yarattigin seytan vasitasiyla ,daha yaratir yaratmaz cennetten kovdun , biraz sabredemez miydin azicik yasayalim ogrenebilelim diye.
Insanlik tarihi boyunca ,olmadik belalar verdin,bizleri yaktin,tas kestirdin, maymun,fare yaptin ,
aramiza meleklerini de katip birbirimize dusurdun kellelerimizi kestirdin. Hatta bir seferinde butun dunyaya su bastirip hepimizi ,coluk cocuk demeden bogdun!Senin adina ,bu asirda bile oldurulup assagilaniyoruz.
Hic mi insanlik, hic mi adalet yok sende.
Sen bizlere boyle kotu ornek olursan ,ne bekleyebilirsin bizlerden.
Ben basit bir insan olarak cocuklarima vehatta butun canlilara sevgi ve anlayis gosterebilirken ,Sen bir tanri olarak ,bunlardan yoksun oldugun gercegini sana hatirlatmak isterim.
Ne ekersen onu bicersin ,boyle davrandikca ,kullarindan sevgi, saygi ibadet beklemek aptallik olur.
UZAYLI

11 Şubat 2006 18:48  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

http://www.mustafaakyol.org/
2004/10/akilli_tasarim.php

Verdiğim linkde Bakterinin Kamçısı başlığı ile başlayan kısma bir göz atmanızı dilerim.

Ayrıca resmi de göz ucuyla da olsa inceleyiniz.

Bir tasarım var Muhterem dostum.

Adı belki Allah'tır ya da başka bir kelimedir, gerçek olan doğaya bir sistemin düzenin hakiim olduğudur!

Ben kendi akıl yürütmelerimin neticesinde bu düzenin Allah olduğu kanaatine vardım, sizi bilemem, düşünce özgürdür dostum...

11 Şubat 2006 21:25  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Uzaylı" İsimli Misafire Cevaptır

Link:

http://mizrak.web.tr/2006/02/
uzayl-isimli-misafire-cevaptr.html

11 Şubat 2006 21:37  
Anonymous Adsız dedi ki...

Adı belki Allah'tır ya da başka bir kelimedir, gerçek olan doğaya bir sistemin düzenin hakiim olduğudur!
Her isme aciksin da ,adina "doga" denince neden kabul etmiyorsun?

13 Şubat 2006 17:50  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Dostum,

Şurada hem fikir olduğumu sanıyorum, her ikimiz de gerçeği arıyoruz!

Bu bakımdan, birbirimize faydalı olmak adına inandıklarımızı söylemekten çekinmeyelim.

Doğa'nın akıl sahibi bir şuur olduğu doğruysa sizce de, ben de bu fikre katılırım.

Muhterem,

Toplumun izah ettiği Tanrı anlayışına karşıyım, bak burada sizin taraftayım.

Ahmed Hulusi'nin web sitesinden indirdiğim videoları izliyorum son günlerde.

İnanç konusunda neden bu denli işin doğrusunu anlamaya yönelik olarak mücadele veriyorum?

Bunaldım yaşamdan, eğer gerçekten bir ilah olmadığını ve ölmekle herşeyin biteceğini gerçekten bilsem; yaşamın piliklerini bu kadar dert etmez, ötenazi ile fişi çekerdim çıkışın olmadığı bir gece yarısı!

Ama ya ilahi bir düzen varsa!?

Ölümden sonra bir hayat var, o halde bu dünyada azığımızı hazırlamalıyız.

Sizin Doğa dediğinize ben de Allah diyorum Muhretem, aynı anlama gelebilir anladıklarımız.

Siz Doğa'nıza şükrediyor musunuz? Benim Doğa'm bir insan ile muhatap olmuş ve kainatın anlamını anlatmış ona.

Muhterem,

Yerçekimi kanunundan haberi olmayan bilinçsiz bir Doğa, nasıl olurda Güneş'in etrafında Dünya'yı çevirebilir?!

Bir hesap kitap var burda, sen Windows'u kullanıyorsun; nasıl kullanıyorsun? Birileri hesabını yapmış, C denilen bir bir programcılık dili kullanmışlar ve ortaya Windows çıkmış.

Senin DNA yapın bu Windows'dan daha mı basittir? Nasıl rastlantı ile bir arya geldiğini düşünebilmektesiniz şaşıyorum.

Keşke ben de sizin gibi düşünebilsem, dert keder kalmazdı dünyamda...

Saygılarımla,
Kâzım Mızrak

13 Şubat 2006 18:59  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Düzeltme,

"yaşamın piliklerini" ifadesi
"yaşamın pisliklerini" olacak!

"bir arya geldiğini" ifadesi
"bir araya geldiğinizi" olacak!

yapılmıştır.

13 Şubat 2006 23:12  
Anonymous Adsız dedi ki...

Bak kardesim ,Eger sozlerinde samimi isen ,belki sana yardim edebilirim. Fakat aklinla beni ikna etmege calisiyorsan,hic ugrasma derim. 11 yasimda basladi bende supheler,14,15 yaslarimda adini bilmedigim halde ateist oldum. o zamanlar ateist kelimesini bile duymamistim. Senin suur olarak gordugunu ,ben suursuzluk olarak algiladim. Neden ille de bir yaratici ariyorsun anlayamiyorum. Bakterinin flagellasina (kuyruguna) bakip neden sasiyorsun ? Ben bizleri yaratmis olabilecek hicbir irade gormuyorum.
Boyle dusunmenin nedeni dinlerin tarif ettigi tanriya inanmamakla beraber,silip atamiyorsun ,cunki cocuklugundan beri beynin yikanmis sartlandirilmissin.
Dogada suur ,adalet yoktur. buyuk balik kucuk baligi yutar.Sonra da mikroskopla gurunmeyen bir virus gelir kocaman insani devirir .1920 yilinda Ispanyol gribinden 50 milyon kisi hayatini kaybetmistir.
Bahsettigin suurun buna karistigini gordun mu? Koleradan,vebadan milyonlarca insan canlarini kaybetmislerdir.Bilim sayesinde bunlarin zarari azaltilabilinmis ,hatta bazilarinin koku kazinmistir.
Ve daha bunun gibi 4 milyar senedir, neler neler gelip gecmistir bu dunyadan. bunlara hayret edip ,vay be bunu bir duzenleyen var da diyebilirsin,veya benim gibi kendini duzensiz bir duzen icinde gorebilirsin. Tasarlayici olsa da olmasa da doganin umurunda bile degilsin. Sen gidersin baskasi gelir. Bugun dunyaya gelen ilk insan bizlerden cok farkli ozellikler gosteriyordu,ilerde 100 bin sene sonra neye benzeyecegimizi tahmin etmek bile zor.
Sevgiler.

14 Şubat 2006 03:44  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

...ben samimiyim, siz de samimi iseniz buyrun:

http://kerbela.net/forum

Konu Başlığı:

Ateizm >> Allah'a Nasıl İnandınız veya Neyi Kendinize Tanrı Yaptınız?

Bu forum başlığını açan benim, ismim ve resmim ile oradayım.

Kimliği belirsiz bir kişi olarak yine orada da düşüncelerinizi ifade edebilir ve bana yardımcı olabilirsiniz.

Bakınız şunu baştan söyliyim, benim ön koşulum asla ve asla bir Tanrı vardır değildir.

Benim ön koşulum veya şartlanmam asla ve asla bir Tesadüf yoktur düşüncesidir.

"Fakat aklinla beni ikna etmege calisiyorsan,hic ugrasma derim."

Dostum, evet sana kendi bildiğim doğruları anlatacağım ama empoze etmem merak etme beni tanımışsındır az çok.

Zaten bu durum bütün insanlık için geçerlidir, yani kendi bilgisini paylaşma kendi doğrusunu anlatma, sizin için de aynı durum geçerli!

Sizi tanıdığıma memnun oldum, bir sevgi de bizden aynı zamanda.

Birbirimizi ikna etmek zorunda değildik, seviyeli bir şekilde muhabbetimizi yaptık çok şükür.

Herkes kendi adına dersini çıkarsın derim ;)

14 Şubat 2006 17:49  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Boyle dusunmenin nedeni dinlerin tarif ettigi tanriya inanmamakla beraber,silip atamiyorsun ,cunki cocuklugundan beri beynin yikanmis sartlandirilmissin."

Bu çıkarımınıza ben de katılıyorum Muhterem Büyüğüm.

Evet, dinlerin tarif ettiği Tanrı gerçekten anlaşılamaz, bu konuda sizlere hak vermemek elde değil.

Beynim bu hurafe ve inanışlar ile dolmuş İlah yoktur gibi yeni fikirleri algılayamıyor. Oysa zaten bir İlah yokmuşcasına yaşıyorum, bunu açık yüreklilikle söylüyorum :)

Davam nedir?

Muhterem Dostum,

Toplumların bize bildirdiği gibi bir Tanrı yoktur diye düşünerek avutuyorum kendimi. Belki bu işin sonunda yine sizin kapıya varırız, ama yine de bu şansımı zorlamalıyım; zaten dünya hayatı umurumda değil.

Bir erkek olarak en arzu ettiğim şey bir hareme kapanıp gönül eğlendirmek olurdu; bu eğlencenin nereye kadar süreceği de malum.

Her yanım para olsa, dünya benim olsa...

Muhterem dostum bunlar benim gözümü doyurmuyor, ben dahasını arıyorum; bulamasam da zaten yokum; ölmüşüm kimin umurun da...

Saygılarımla,
Kâzım Mızrak

15 Şubat 2006 03:54  
Anonymous Adsız dedi ki...

Kardesim, yoklukken su alemde variz,yasiyoruz .Iyi ve kotu taraflari var hayatin ,iyi taraflarini gormege bak,kendine bir gaye sec arkadas bul ,konus,tartis. Fikirlerini acikca soyle .Durustluk sana gunun birinde seni anlayabilen insanlarla karsilastiracaktir. Ben ,umitsiz zamanlarinda cocuklarima da ayni ogutu verdim. Buyugu nihayet aradigini buldu. Zaten senin insanligi anlamaya gayret gosterdigini yazilarindan anliyorum.
Ilahi guc degil insan ara kendine,yok deme cunki var. Insanlarin cogunda ic guzelligi vardir,fakat cogumuz nedenini benim de kesin olarak anlayamadigim bir sebepten,gizlerler bu guzellikleri Suni'ligi esas guzellige tercih ederler.Supheci ve kotumser olman ,senin zeki biri oldugunu gosteriyor bana.Ancak aptallar etrafinda olup bitene reaksiyon gostermeden koyun surusune katilirlar. Sen bir koyun degilsin ,insansin .sorumlarin herzaman olacak fakat kendini taniyabilirsen digerlerini de kisa zamanda anlayabileceksin. Biraz fazlaya kactim galiba ,maksadim sana akil vermek degil ,ayni hisleri gencligimde duyduklarima benzettigimden faydali olabilirim umidiyle yazdim.
Bu arada ,genellikle mutlu oldugumu ilave etmek isterim.
Sevgiler ,basarilar dilegiyle...

15 Şubat 2006 05:57  
Anonymous Adsız dedi ki...

Modern bilimin, paleontoloji, biyokimya, anatomi gibi bilim dalları sayesinde çok kesin bir gerçeği ortaya çıkardığını gördük. Bu gerçek, tüm canlıları Allah'ın yarattığı gerçeğidir.

Aslında bu gerçeği görebilmek için, mutlaka biyokimya laboratuvarlarının ya da jeolojik kazıların karmaşık sonuçlarına ihtiyaç yoktur. İnsan, etrafındaki hangi canlıyı incelese, bu canlıda olağanüstü bir aklın delillerini görür. Bir böceğin ya da denizin karanlıklarındaki küçük bir balığın vücudunda, insanoğlunun asla ulaşamadığı kadar büyük bir teknoloji ve tasarım vardır. Bir beyne bile sahip olmayan kimi canlılar, bazen insanın bile başaramayacağı kadar karmaşık işleri büyük bir kusursuzluk içinde yaparlar.

Doğanın her yanına hakim olan bu büyük akıl, tasarım ve plan, elbette ki tüm doğaya hakim olan üstün Yaratıcı'nın, yani Allah'ın varlığının ispatıdır. Allah, tüm canlıları olağanüstü özelliklerle yaratmış ve böylelikle insanoğluna Kendi varlığının ve gücünün apaçık delillerini göstermiştir.

Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. (Hac Suresi, 73)

18 Temmuz 2007 03:44  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Modern bilimin, paleontoloji, biyokimya, anatomi gibi bilim dalları sayesinde çok kesin bir gerçeği ortaya çıkardığını gördük. Bu gerçek, tüm canlıları Allah'ın yarattığı gerçeğidir."

@ İsimsiz

Yazınızı okunası buluyorum, savuncaları basit ve ama oldukça güçlü.

Bloğa böyle bir katkı sağlanmış olması adına memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.

Buradaki görüşünüz ile, genel olarak düşüncelerimin paralel olduğunu da söyleyebilirim.

Saygılarımla,
Kâzım Mızrak

10 Ağustos 2007 18:26  

Yorum Gönder