31 Ocak 2006

Gerçeğin Peşinde

Merhaba,

Allah'ın varlığına inanan bir kimse olarak elbette Ateist Zihniyetin karşısındayım.

Ancak, inançlarını sonuna kadar sorgulayan bir yapım var, din konusu da benim için böyledir.

İslamiyetin kitabı olan Kuran-ı Kerim Müslümanlık için vazgeçilmez bir kaynaktır. Bu kitabı henüz tam olarak okumuş ve anlamış değilim.

Bundaki sebep inancımın zayıf olması elbette. Kitabı yer yer okuduğum zamanlar oldu, düşünüp de aklıma yatmayan ayrıntılara takıla kalıyorum.

Kitapda Allah yer yer esirgeyen ve bağışlayan bir kimlik ile anlatılmakta.

Lakin aynı varlık yarattığı zavallı mahluklarına meydan okuyup cehennem ateşlerinde yakma tehditlerinde de bulunmakta.

Okuyanları sürekli olarak bir korkutma hali var.

Böyle bir Tanrı fikri midemi bulandırmaktan öteye geçmiyor.

Ben kesinlikle Ateist değilim, tam olarak Teist olduğumu da sanmıyorum.

İşte bu bilinçle doğruyu arıyorum...

Gerçeğin Peşinde,
Kâzım Mızrak

Bu yazı, http://iddialiateist.blogspot.com/ sitesinde http://iddialiateist.blogspot.com/2006/01/neden-iddial-ateist.html sayfasına bıraktığım bir yorumdur.

1 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Merhaba İddialı Ateist,

Yazılarınızı, bir materyalist nasıl olur da bir ilaha inanmaz sorusuna cevap arıyor olduğum şekilde okumuştum.

Benim için faydalı oldu, esasen çok da mantıksız değil savuncalarınız.

Verdiğiniz linki kontrol ettim, ingilizcem yeterli düzeyde olmaması münasebetiyle henüz okuyabilmiş değilim.

Benim Materyalizm ve İlahi Dinler üzerindeki düşüncem, her iki tarafın da yanlış bir şekilde değerlendirme yaptıklarına dair.

Ortada bir kısır döngü var, bir üçüncü cevap daha niye olmasın ki; eğer önceki iki cevap dejenere edilmiş veya doğru olanı karşılamıyorlarsa!

İlahi dinleri anlayan kimseler, kendi insani zihinlerinde şekle şemale getirdikleri bir Tanrı inancına sahipler.

Böyle bir Tanrı modeli, elbette sizlere de mantık dışı gelmekte ve idrak edememektesiniz; çünkü öyle bir Tanrı yok gerçekte.

Sizler de bir varlık kaynağı ortaya koyamıyorsunuz; oysa DNA sarmalındaki her hangi bir halkanın bozulmasının ne gibi sonuçlar doğurduğunu bilmektesiniz; sistemi kuran bir başlangıç ille de var!

Bu mükemmel düzen bir tesadüfün eseri olamaz, hadi diyelim bir tesadüf var; peki o tesadüf nerede gerçekleşti? Cevap veremiyorsunuz...

Madde varlığın kendisi değildir; anladığım kadarı ile E=mc^2 ye göre kainat yalnızca bir enerji türünden meydana gelmiştir.

Bu formül, maddenin özde salt bir enerji yansıması olduğu iddaasında; yani elle tutulup gözle görülen herşey bir aldatmaca, halüsinasyon!

Cevanımız geciktiyse de düşüncelerimizi ifade etmiş olduğuma inanıyorum.

Saygılarımla,
Kâzım Mızrak

4 Şubat 2006 14:34  

Yorum Gönder