15 Ocak 2006

Nasıl Anlatsam, Nereden Başlasam...

Resim: Nasıl Anlatsam, Nereden Başlasam...Karşılık bekleyerek sevmekle başlamıştı yanlışa. Karşılıksız sevmesini daha öğrenememişdi anlaşılan. Sevgiyi anlayamama cezasının bu kadar acı olabileceğini tahmin edemezdi, öyle bir ıstırabı hayal edebilmesi mümkün olamazdı da. Yeni yetme bir çocuğun sevgisiyle aşık olmuşdu çünkü. Karşılık görmeyince ağlayıp sızladı; bağırıp çağırdı, aşkına sahip olamamak çok acı veriyordu! Ya onunla olacakdı ya da ondan kaçarak; bu acıdan, karşılık görememenin karın ağrıtan sancısından kurtulacakdı.

Dedim ya yanlışı en başta karşılık bekleyerek yapmışdı, sevgi denilen şey verdikçe alınan şeydir diye öğrenmişdi çocuk yaşlarında, oysa bu hayatta farklıymış; kaçan kovalanmaktaydı?

Kovalananın zeki, kovalayanın ahmak olduğunu zor günler geçirdikten sonra öğrendi tabi. Elinde kalan yerine bir damla merhamet göremediği gözyaşları oldu. Damla damla yanaklarımdan süzüldü gözlerinin yaşları. Buğulu bakışlarla aşkı satın alamayacağını bilmiyordu, ama daha dün çocukken her ağladığında annesi en anlamsız isteklerini bile yerine getirirdi. Aşk annesi kadar şefkatli olamadı ona, dedim ya mutluluktan ziyade acıyı tattı bu kavgada.

Ben seninim sen de benim masalları bir günden sonra anlamını kaybederek yerini nefret ediyorum senden gibi haykırışlara bırakıyordu. Hep mutlu olunacağını düşünmesi çocukluk yıllarında, anılarındaki sokak oyunlarından kalan bir alışkanlıkdı; hayatın çileli olduğuna alışması güç oldu. Büyük bir sevdayı toprağa gömmesine mani olacak kadar, alışamamıştı aşkın karşılık beklemeksizin sevmek demek olduğuna?

Hoş, kaçmak acı çekmek kadar zor değildi. İçindeki yaramaz çocuk karşısında bir engel, sorun gördüğünde kaçıp sıvışmasını fısıldıyordu kulaklarına. O ufaklık sıkıntılarla dertlerle mücadele edecek kadar güçlü değildi çünkü. Hassas ruhu duygularını kontrol edemeyecek kadar zayıf ve narindi. İnsanların inceliklerini göremeyecek kadar hayalciydi bu ruh, öyle ki anlamak değil anlaşılamamak bir sorundu.

Resim: Nasıl Anlatsam, Nereden Başlasam...Düşlerde arıyordu mutluluğu, sevgisini; bu hayallerini insanlarla paylaşabilmeyi istiyordu. İsteğine ulaşamayınca incinen çocuk ruhuyla mızmızlanarak isyan ediyordu, en kolayı da buydu galiba mızmızlanarak oyunu bozmak. Yalancı sevgililer istemiyordu hayatında, aşk varsa yalansız oyunsuz yaşanmalıydı. Hesapsızca tutkuyla sevilmeliydi o; karşılık görmeliydi. Sevdikçe sevilmeliydi; yağmur gibi yağdıkça aşk şimşekler gibi çakmalıydı bu yağmur bulutlarının üzerine, bir kasırga gibi sarmaş dolaş olmalıydı yer ve gök...

3 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu posta, Kâzım Mızrak'ın www.mizrak.blogspot.com adresindeki, 07 Haziran 2005 Salı tarihli yazısıdır.

Lütfen Bilginize !

15 Ocak 2006 08:52  
Anonymous Adsız dedi ki...

Aşk tehlikelidir bayım!

23 Ocak 2006 11:38  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bilmem,
hiç yaşamadım,
dermişim :o)

Sevgiyle...

23 Ocak 2006 11:51  

Yorum Gönder