15 Ocak 2006

Sonsuzluk Denilince, Ne Anlıyorsunuz?

Aşağıdaki verdiğim linkde insanın yaradılış serüvenine açıklık getiren bir yazıyı bulabilirsiniz.

http://egitim.nigde.edu.tr/web/dag/articles.php?lng=tr&pg=71

Yaşam asla bir tesadüfle ortaya çıkmamıştır, siz nasıl bir raslantı sonucu doğmadıysanız; ilk hücre de kendi kendine hayat bulmadı.

Maddenin varoluşu nesnel olduğu bağlamda, varoluşun bütününe karşı bir sorumluluk taşır.

Bu sorumluluk bir otomobildeki direksiyonun, tekerleğin ya da motoru birbirine bağlayan civataların otomobilin tüm varoluşuna karşı olan vazifesine benzetilebilir.

Civata görevini yerine getirmezse, motor dağılır ve parçalanır. Tekerler yamuk olursa otomobil doğru istikametde yol alamaz ve bir süre sonra kaza yaparak kendisini yok eder.

Otomobil örneği ile insanlar arasındaki bağlantıya geçelim. Nasıl otomobildeki parça vazifesini yerine getiremediğinde sistem bozulup oto parçalanıyorsa; insan da ilahi sisteme karşı yanlış tutum ve davranışlar içersinde bulunduğunda sistem ile arasında bir uyuşmazlık meydana gelir.

Resim: Sonsuzluk Denilince, Ne Anlıyorsunuz?


Kendisini uçurumun kenarından aşağı bırakan bir insan havaya yükselmez; güm diye yere çarpar.

Siyanür içen birisi ben ölmem diyemez, su 1 atmosfer basınç altında 100 derecede kaynamaya başlar.

Bunlar İlahi düzenin nesnel kanunlarıdır. Soyut anlamdaki kanunları ise kitapları ile insanlara tebliğ edilmişdir. Sosyal yaşam böylece düzenlenmiştir.

Bugün devletlerin onca uğraşlar ile ortaya koydukları bilmem ne anayasası kanunlarını bundan yüzyıllar önce Tanrı kitaplarıyla göndermişdi.

Tanrının kanunları bir yerçekimi kanunu gibi kesin ve şaşmaz olduğu üzere sisteme karşı uyumsuzluk gösteren insanlar; maalesef mutsuzluk içersinde acı çekerek yaşarlar.

Bu halka içersinde ben de varım galiba :)

İşte tam bu noktada şu meşhur sözü söyleyemek istiyorum:

"Oyunun kurallarını öğrenmeyen, kendisini kaybetmeye mahkum eder!"

1 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu posta, Kâzım Mızrak'ın www.mizrak.blogspot.com adresindeki, 17 Haziran 2005 Cuma tarihli yazısıdır.

Lütfen Bilginize !

15 Ocak 2006 08:40  

Yorum Gönder