6 Aralık 2005

İnanç, Ölüm, Yaşam, Sınır, Toprak...

İnançsızlığıma deliller arıyordum, buluyordum da. Diyordum ben inançsız bir insan mıyım? Sorunun cevabı hep hayır oluyordu. Evet olması aklıma ters düşüyordu.

Ben nasıl bir materyalist olabilirim ki!? Madde değilim ki hepden. Düşünen bir zihine, acı çeken bir ruha sahibim. Ben ateist birisi olmam, hayır değilim ben ateist birisi asla olamam.

Peki, ilahi şuurun bilincinde miyim? Değilim, olsaydım onca yanlış ve günahın içersinde ne işim var ki?! Ölümü bekliyorum, gelse de kurtulsam diye düşünerek. Bu pislik dünyadan kurtulayım diye bekliyorum ölümü.

Esas pislik benim galiba; hani güzel düşünen hayatından lezzet alır mehabbeti var ya, işte o bakımdan: Güzel düşünemiyorum ki yaşamdan ve dünyadan zevk alabileyim :-/

Benim sınırım inançsızlığımdır ve bu sınırı aşmak için yaşıyorum; gayrı dünya nedir ki bir avuç topraktan başka...

Sınırları Aşmalı

0 Yorum:

Yorum Gönder