20 Mayıs 2006

Dünyanın Âdiliği Üzerine...

Paoul Coelho "Şeytan ve Genç Kadın" isimli kitabında hedef belirlemenin ne denli önemli olduğunu bir hikayesiyle anlatır. Bu kitabı 2002 yılında Gaziantep'de okumuş olduğumu hatırlıyorum, keyif alarak okuduğum kitaplar arasındaydı "Şeytan ve Genç Kadın".

Kadınlar nefsi olarak aldanmaya ve de kendilerini kandırmaya o kadar yatkınlardır ki mitolojide bir şeytan olarak tasvir edile gelmişlerdir; lakin bu kitap öyle kadınları eleştirip onların zayıflığını ön plana çıkaran bir kitap değil.

Romanın kahramanı Chantal kötülüğe karşı bir mücadele veriyor ve pek tabi esasen kötülük yüreğinin derinliklerindeki benlik'tir; Chantal kendisine ve de nefsine karşı bir vicdan savaşımı veriyor; iyi ve kötü tek bir beden olarak görünür halde aslında Chantal'dır...

Hayata dair bir çok ders çıkarabileceğimiz bu kitap, okunmasını tavsiye edebileceğim bir eser. Yıllar ardından bu kitabı yeniden okuyarak, o günkü olgunluğum ile bugün gelmiş olduğum kalite arasında kıyaslamalar yapmayı diliyorum. Bakalım ne denli mesafe katedebilmişiz; belki de ilerlemek yerine geriledik de bizim haberimiz yoktur...

Kitaplar benim için maddesel dünyadan uzaklaşma aracı gibidir. Okumaya daldığım zamanlar kahraman gibi düşünmeye, onun gibi yaşama dair hesaplar yapmaya başlıyorum. İşte bu durum, hayatı farklı farklı bakış açıları ile değerlendirebilmemi sağlayan faktörler arasında.

Hedef diyerek konuya girmiştim! Bugünlerde üzerinde düşündüğüm konu; beni esas hedeften saptıran çevresel faktörlere karşı (veya içsel de olabilir), bir dizi önlem almam gerektiğine dair...

Belki bu uğurda istenmeyen bir insan olacağım, nankörlük ile suçlanacağım, kötü kalpli bir kimse olmakla yargılanacağım. İnsanların hayata karşı bakış açılarından sebeple ortaya koydukları paradigmalara (bakış açıları) bağlı olan böylesi olumsuz düşün çıkarımlarına eyvallah diyor gülüp geçiyorum.

Geçmiş zamanda çevremdeki insanların hakkımdaki düşüncelerine fazlasıyla değer verirdim, olumsuz düşünceler ifade edildiğinde üzülerek kendimi suçlardım; bu sayede çok şükür ki, özgüveni olmayan zayıf ve başarısız bir karakter yetiştirdim yüreğimde :)

Bundan böyle bu tür safsataları kulak arkası ediyor ve duymuyorum, siz de öyle yapın; kendinizi yaşayın. Çevrenizdeki insanlar ile hesaplarınız bir gitmiyor ise efendi efendi dürüstçe tavrınızı ortaya koyun, ve bu kadar diyebilin!

Hedefleri ortak olmayan insanlar ancak ve ancak birbirlerine zarar verirler, diyorum. Bu konuda sizler de kendi muhasebenizi yapın, sen niye böylesin demek yerine bende de şu noksanlıklar var diyebilme iradesinde bulunabilin...

Ya da dertten ve de fenâlıktan müzdarip her kimse, öyle bir akıl yürütme metodu kullansın ki; ne kendisinde bir noksanlık bulsun ne de karşısındaki kimsede! Desin ki, âdi dünya yine yapacağını yaptın...

4 Yorum:

Blogger Av. Ertuğrul Harman dedi ki...

Muhterem Kazim Beyefendi

Merak ettigim bir sey var, Dip Not, Link vesair seylerin her iki yanina koydugunuz .:.: isaretleri kitaplarin dusmesinler diye yanina konan seylere benziyor, adini hatirlayamadim. Acep bu noktalari her seferinde tekrar mi yaziyorsunuz yoksa otomatik bir mekanizma mi kullanmaktasiniz.

Yazinizla ilgisi olmayan bu sorumu lutfen hos gorunuz.

Hurmetlerimle.

20 Mayıs 2006 06:07  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Merhaba Ryu Kun,

Hayır, o işaretleri yazarken otomatik bir mekanizma kullanmıyor klavye ile tekrar tekrar yazıyorum.

Eğer bu konuda işimizi kolaylaştıracak bir malumatınız varsa, paylaşın; memnun olurum.

- Benzetmeniz, daha önce aklıma gelmemişti; zihnimde bir ışık yakmış oldunuz...

Selamlar.

20 Mayıs 2006 14:39  
Blogger Av. Ertuğrul Harman dedi ki...

Isinizi kolaylastiracak bir malumat..

Keytext deneyebilirsiniz

http://www.mjmsoft.com/keytext.htm

3 Haziran 2006 01:11  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Ryu Kun

Teşekkür ederim, sağolun...

3 Haziran 2006 16:20  

Yorum Gönder