23 Haziran 2009

Göksel › Baksana Talihe

Etiketler:

4 Yorum:

Blogger yuri dedi ki...

göksel yanımda gibi söylüyor sanki:)

kalbimin istediğini almak nasip olmadı..

24 Haziran 2009 23:19  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Yuri

Hoşgeldiniz.

Bu şarkıyı bloğa iyi ki eklemişim Yuri, dinlerken neşeleniyorum ben de, farkında olmadan tebessüm ediyorum.

- "Aşkta yatır gibisin, ya hani bana !" -

- "Baksana hâlime gülme deli diye, akıl ermez bu gönül işine.." -

* * *

Peki..

Yeşilçam 'dan bir kaç enstantane 'ye ne dersiniz ? Göksel'i dinlerken, bunları okumak büyük keyif olmalı :)

Türk Sinemasından Seçmeler.

- Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da.

- Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim. Ona baba diyebilir miyim?

- Bana annemi tekrar anlatır mısın babacığım? Senin annen bir melekti yavrum.

- Neden ağlıyorsun anneciğim? Hayır yavrum ağlamıyorum. Gözüme toz kaçtı.

- Benim de senin yaşlarında bir oğlum vardı evladım.

- Seni sevmiyorum, seninle oyun oynadım, bunu anlamadın mı hala.

- Annen sen doğarken öldü yavrum.

- N'olur gerçeği söyleyin doktor yasayacak mıyım?

- O kızla evlenirsen, seni mirasımdan mahrum, evlatlıktan men ederim.

- Nayır Necla, n'olamaz.

- Hayır siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.

- Tanrım, bu resim... bu resim...

- Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatörün kızısın.

- Biz ayrı dünyaların insanıyız.

- Aman tanrım, göremiyorum... Göremiyorum.. Kör oldum.

- Görüyorum... Görüyorum..

- Evlenince pembe panjurlu bir evimiz olacak.

- Aman Allah’ım, ne kadar mesudum.

- Hayır.. Durun..! Kemal suçsuzdur.. Aradığınız suçlu benim !

- Bizim bu dünyada yasamaya hakkimiz yok mu be hakim bey abicim. Ha?

- Bu ses.. Bu ses.. Olamaz, git.. Git buradan..

- Vücuduma sahip olabilirsin ama rûhuma asla.

- Üstlendiğin vazife çok mühim Kemal, bu görevi lâyıkıyla yapacağından eminim.

- Ben kör bir gencim, hayatımı keman çalarak kazanırım. Rica ederim duygularımla oynamayın.

- Sen arkadaşımın aşkısın.

- Sizi ebediyete kadar bekleyeceğim.

- Lütfen haddinizi biliniz.

- Metanetinizi muhafaza ediniz. Tanrıdan ümit kesilmez.

- Tanrım ne kadar bedbahtım.

- Bana yıllar önce çılgıncasına sevdiğim bir kadını hatırlattınız...

- Babanın kanını yerde koma oğul.

- İşte bana yazmış olduğun aşk dolu mektuplar. Meğer hepsi yalanmış. Al bunları.

- Hayır Tamer... Olaylar sandığın gibi değil.

- Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..

- Beni paranla satın alabileceğini mi sandın?

- Bu resimdeki amca kim anne?

- Sen kaç yiğidim, ben onları oyalarım.

- Hayır.. Hayır.. Tertemiz hislerimle oynadın benim.

- Biliyordum.. Ölmediğini biliyordum Rıfat.

- Oh ne saadet.

- Yaa Justinyanus, iste buna Osmanlı tokadı derler.

- Yettim yiğidim.

- Yavrum, İstanbul sana neler etmiş?

- Saadet dolu yuvamıza kara bir gölge düşürdün.

- Bizim gibi insanlar şerefleri için yaşarlar, namusları için ölürler. Ama sen bunu anlayamazsın.

- Ben artik yarım bir insanım.

- Çocuğumun ameliyat parası için yaptım her şeyi.

- Ağlamak istiyorum.

- Demek ikimizde ayni kadını sevdik.

- Olmadı Neriman, yapamadım.. Seni unutamadım.

- Ben sırtımda taş taşır, yine seni okuturum yavrum.

- Söyleyemedim anne, babamın simitçi olduğunu yine söyleyemedim !

- Son nefesimde her şeyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.

- Demek aşkımız bir yalandı.

- Parayla saadet olmaz evladım, bunu sakın unutma.

- Tanrım neden, neden ben!

- N'allahım... sen sen... bu ses n'olamaz...

25 Haziran 2009 11:44  
Blogger yuri dedi ki...

Nayır ferit nolamaz:)

bir post uzunluğundaymış maşallah çok eğlendim:))

25 Haziran 2009 23:58  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Yuri

Bunları ilk okuduğumda, ben de gülmekten komaya girecektim neredeyse.. şimdi, pek o havada değilim.

Yine de, sizin neşenize vesile olabildikse ne mutlu bize..

Şu yeşilçam yıdızları yok mu, hakikaten de şimdikiler onların ellerine su bile dökemezler.

Halkın içindendi karakterler, seviyorduk onları. Acılarımızı, sevinçlerimizi, hüzünlerimizi görüyorduk onlar üzerinde, perdede.

Şimdikiler ise, ayrı alemden çalıyorlar. Konaklarda, saraylarda geçiyor hayat.

Ya halkın yaşadığı sokaklar nerede ?

26 Haziran 2009 22:10  

Yorum Gönder