24 Mayıs 2009

Yetmez mi ?

Kırmadan, incitmeden emekliyorum bu günlerde. Bir bebek gibiyim, yürümesini öğreniyorum henüz; koşmayı ise unutmuş gibiyim.

Sözlerimin ne anlama geldiğini düşünmeden konuşasım var çok.

Değil mi ki, onca hesabın kitabın bir sonucu bugünüm. Yoo, kötü değil. Sadece, zor; ve kendime göre ağır bedeller ödediğimi düşünüyorum bu noktaya gelinceye kadar.

Kitaplarıma sarılıyorum günün büyük bir bölümünde. Onlar da olmasa, sanki şu dünyada hiç kimse yokmuş gibi geliyor bana. Her gün, bir diğerinin benzeri günler; su gibi akıp geçiyor.

Son günlerde güldüğümü görüyorum, gülümsüyorum. Yanımda hiç kimse yokmuş da, sadece ben varmışım gibi bir düşünceye bürünüyorum. Evet, yanımda ben var benim; ben, bana tebessüm ediyorum.

Yetmez mi ?

Yargılayıcı olmamaya çalışıyorum; insanları aşağılamakla kınamakla nereye varılabilir ki.. birisini aşağılarken, aslında Tanrıya söylenmiyor muyuz ki sen ne kadar beceriksizsin diye !

Herkesi olduğu gibi kabul etmeli.

7 Yorum:

Anonymous melih dedi ki...

"Yargılayıcı olmamaya çalışıyorum; insanları aşağılamakla kınamakla nereye varılabilir ki. !"

siz nasıl oluyorda; insanlığa bu kadar yakın olabiliyorsunuz?

kusurları kapatırken aslında açığa çıkaran yine siz oluyorsunuz :)

önce size bir teşekür edeyim.. sağ olun..

ben de bügün karşılaştığım bazı olaylardan dolayı ortamı paylaştığım kişiye yakınmalarda bulunuyordum .. ona " nasıl bir dünya olmuş burası ya insanları yargılamak o kadar kolaylaşmış ki, yargılamak, alay etmek, küçümsemek için her yere bir eylence mekanı kurmuşlar adeta.. insanoğlunun eylenmek için en çok kulanılan metotlardan birisi de bu olmuş " değip dertlenmiştim tüm bu yaşanılan rezilikler karşısında ,söylenip duruyordum.. mekanınızı ziyaret edene kadar; bir de baktım ki rezaleti başlatanlardan biri de benim:(

"Birisini aşağılarken, aslında Tanrıya söylenmiyor muyuz ki sen ne kadar beceriksizsin diye"

hiç böyle düşünememiştim..

şimdi huzurunuzda (tanrı kelimesine alışamadığımdan) Alahtan özür diliyorum.. "sen her şeyin en iyisini yaratansın" demeye çalışacağım..

25 Mayıs 2009 01:16  
Anonymous melih dedi ki...

ALLAH'dan olacaktı.. özür dilerim.. :)

25 Mayıs 2009 01:19  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Melih bey, öncelikle hoş geldiniz. Dar zamanda yazıyorum. Yazının taslağını beğenmedim, bir kaç rütuş ile düzenleme yaptım. Sizin de bilginiz olsun bundan,

hakkınızı helal ediniz.

Sizi gördüğüme sevindim inşâ Allah, sizler sayesinde, noksanlarımı görüyorum.

Siz de sağolun.

Şu satırlarınızı anlayamadım efendim, yanlış anlamak da istemiyorum, siz ne düşünüyordunuz yazarken ?

- "siz nasıl oluyorda; insanlığa bu kadar yakın olabiliyorsunuz?

kusurları kapatırken aslında açığa çıkaran yine siz oluyorsunuz :)"
-

İnsanlığa bu kadar yakın olan kim ? Ben miyim :) Dışarıdan öyle mi görünüyor acaba, yoksa ben mi nefsi düşünmekteyim.

Bir de kusurları mı kapatıyor muşum ben :) bunu yaparken, aynı zamanda kusurları açığa çıkartıyor muşum :)

Ben neymişim de haberim yokmuş Melih bey :)

Şimdi bir şeyler anladım gibi, ama sizden duymak istiyorum.

Bu yazıları yazıyorken, okuyucuyu düşünüp yazdığımın farkında birisiniz sanırım ?

Kendimden ziyade, okuyan kimseyi düşünürüm çok kez! Bu satırı okuyunca, acaba ne düşünür derim, nasıl bir duygu ile duygulanır derim.

Bundan dolayı, önceki gün yazdığım bir yazıyı, ertesi gün yeniden okur, ve beğenmdiğim yerleri değiştirim.

Bir kişi bile olsa; bloğun bir ağlama duvarı olmaktan ziyade, karanlığa ışık saçan küçük bir mum olmaya kendisini adadığını görebilmişse, bu bizim mutluluğumuz olur.

Çok mu abarttım :)

Siz ne diyorsunuz ?

Şu anlamadığım satırlarınızı bir yorumlarsanız, sizi daha iyi anlamış olmanın huzurunu vecdini duyacağım inanın.

Sevgiyle.

25 Mayıs 2009 14:04  
Anonymous melih dedi ki...

hoşbulduk..
estf..biz noksanları gösterebilerden değilde; anca noksanı olanlardan olabiliriz.

aynen.. tıpkı anladığınız gibi anlatmak istediklerim..

sorulara cevab vermek için miydi anlatılanlardan emin olmak isteyişiniz? :) eğer sizi zor durumda koyacaksa cevapları önemli değil. cevabını almak için sormamıştım.. vermeyebilirsiniz..

25 Mayıs 2009 17:36  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

- "estf..biz noksanları gösterebilerden değilde; anca noksanı olanlardan olabiliriz." -

@ Melih

Keşke ben de, hep böyle olabilsem. Öyleyimdir de; ama, hep olabilsem! Hiç çıkamasam bu halvetten. Benim noksan olan, benim aciz olan, benim ayıbı olan diyebilsem; öyle bakabilsem, öyle görebilsem; kimseye muhtaç olmasam, kimseden hiç bir beklentim olmasa; O c.c. var desem, O c.c. bana yetiyor desem.

Bediüzzaman gibi;

- "Faniyim, fani olanı istemem. Acizim, aciz olanı istemem. Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. İsterim, fakat bir Yar-ı Baki isterim. Zerreyim, fakat bir şems-i sermed isterim. Hiç ender hiçim, fakat umum mevcudatı beraber isterim." -

..diyebilsem.

Ve.. bunu, sadece O c.c. duysa.

&

- "şimdi huzurunuzda (tanrı kelimesine alışamadığımdan) Alahtan özür diliyorum.. "sen her şeyin en iyisini yaratansın" demeye çalışacağım.." -

Beraber özür dileyelim..

O'nun yarattıkları çirkin olur mu hiç; ancak bizim nefsimiz kabarmıştır da, kendimizi büyük görüyoruz.

Biz de parasız kalıp okula gidemeseydik; annemiz babamız bizi aç açık bırakmamak için iş güç peşinde koşarken sokakta yetişen cahil bir insan olsaydık; hastalansaydık, öyle ki kendimize dahi bakamayacak derecede hasta olsaydık; yaşadığımız zor günlerden, çileli geçmişimizden dolayı ruh sağlığımızı yitirseydik..

Konuşması kolay, atıp tutması kolay. Nefsimize hakim olamıyoruz Melih bey. Hayrı anarken, şer işliyoruz. Mutedil olmalı, dengeyi korumalıyız efradı eleştirip kınarken.

Onların imtahanı öyle ise, Rabbimiz merhametlidir. İnşâ Allah hepsine de, bize de merhamet eder.

Âmin.

&

Ben sabrı tavsiye ediyorum size, ve de kendime.

Elbette zelil duruma düşmeyecek kadar nefsî müdâfaanızı yapınız, yapalım. Şeref, haysiyet, onur, namus.. müdâfaası yapılması elzem değerlerimizdir.

Ve lâkin.. kendimizi kıymetli değerli vazgeçilmez gösterirken, başkasını aşağılamak bize yakışmaz değil mi ?

İşte bunu yapanlardan olmayalım.

Allah c.c. eğriyi doğruyu görüyor; kaybedilen dünyalık olsun, giden mal mülk olsun Melih bey.

Allah c.c. kerîmdir.

O'na sığınalım, O'nu isteyelim.

Sevgiyle.

25 Mayıs 2009 20:25  
Anonymous melih dedi ki...

haklısınız.
inş..

26 Mayıs 2009 01:28  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Melih bey.

Çok zor !!!

Çok zor olduğunu biliyorsunuz, biliyorum, biliyoruz.

Hadi !

Zoru başaralım.

Biz, kolay ile yetinebilen kimseler değiliz.

Değil mi :)

Zoru severiz, büyük kavgaların insanıyız biz.

Ya istiklâl, ya ölüm diyen bir milletin fertleriyiz ;)

Pes etmek yok.

Dayanacağız Melih bey..

Birileri ne derse desin, ne yaparsa yapsın; bizim, hakikate vurulmuş doğrularımız olmalı.

Eleştirmek, kınamak, aşağılamak kolay olandır.

Zor olan, doğru olanı yapabilmektir yaşayabilmektir.

Herkes kolaya kaçıyor diye, biz de onlardan olmayalım !

...


Dipnot.

Yine uçtum ben :))

26 Mayıs 2009 16:49  

Yorum Gönder