2 Mayıs 2007

Bahar Sahnesi

Etiketler:

12 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

#

1 - İçerikteki dinlediğiniz parça Antonio Lucio Vivaldi 'e ait 'tir.

2 - Posta 'nın başlığını ruh hâlimi dikkate alarak kendim yazdım.. dinlediğiniz parça ile alâkası yoktur.

Lütfen bilginize,

2 Mayıs 2007 18:54  
Anonymous Adsız dedi ki...

cok hos bir parca
ama adi "bahar" olmali bence :)
hayal111

2 Mayıs 2007 21:53  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Bahar sahnesi de olabilir.. çiçekler açıyor, kuşlar cıvıl cıvıl, yağmur çiseliyor, çocuklar uçurtma uçuruyorlar.. Bir bahar sahnesi misâli.. . kurbağları da saymalı tabi, onlarsız olmaz :)

Bir hayâl, ötesi..

2 Mayıs 2007 22:15  
Anonymous Adsız dedi ki...

evetttt isabet olmus...
tasvir edilen manzara da cok guzel
(bu fizikcilerin kurbagalarla olan samimiyetini cozemedim ben :))
hayal111

2 Mayıs 2007 22:46  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ O vakit öyle düşünmüşüm.. aslında bir alâkası yok. Belki de yağmur 'u hatırlatıyor 'lardır.. bereketi, ve duâ 'yı. Duâ 'sız olmuyor.. hep ona talibim talibiz.. birileri bizden şikayetci olmadığı zaman, ve râzı olduklarında.. ardımızda bizi tutacak bir engel de kalmıyor. Engeller hep önümüzde bulunmaz, ardımızda bıraktıklarımız da geleceğimize mânî durabilir. Bu bakımdan, geçmişle hesaplaşmak lâzım.. helâlleşmek lâzım.

2 Mayıs 2007 23:39  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Her yerde, ve her zaman olduğu gibi konuyu yine öyle dağıtmışım ki, bu 'raya nerden geldim diye düşündüm birden: Kurbağa 'lar, duâ ediyorlar 'mış.. .

2 Mayıs 2007 23:44  
Blogger Sunusy dedi ki...

"Müzik de bana bestekarın eserini yaratırken içinde bulunduğu ruh halini yansıtıyor" Tolstoy/ Kreutzer Sonatı

ve diyor ki:
... Halbuki burada sadece bir tahrik, manası açıkça anlaşılamayan bir tahrik var...

(zira keşfettiğiniz ruh hali konusunda şanslı olmayabilirsiniz)

Siz, sevgili dostum, pek talihli bir seçim yapmışsınız, dinlemekten büyük bir keyif aldım; kaçıncı kez oldu bilmiyorum.

Yalnız bence burada bahardan ziyade bir yaz hırçınlığı var.. ukalalık gibi olmasın ama, sanki müsterih bir adamın fedakarlık ve yalnızlık kokularını da alıyorum.

3 Mayıs 2007 00:00  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Sevgili dostum,

Tebessümle mukabelede bulunuyorum size :) bir an için, müziğin İslâmiyet için ne denli sakıncalı olabileceği endişeni duyumsadım girizgahda.

Çalgılı alet ile teganni 'de bulunmanın kimi yerde sakıncalı olduğu rivayet edilir.

Ancak kimi İslam alimlerimiz de konuya boş iş nazarıyla bakıldığı münasebetiyle tasvip etmeseler de zarar mahiyeti arzetmediği görüşündeler 'dir.

Vebâl almak istemem, araştırılmasında fayda var.

Malayani bir işse de.. zevku sefa uğruna amel 'lerimizden alıkoymadığı nisbette zararsızdır diye düşünüyorum ben de, acizâne :)

Ne kadar güzel bir melodi, huzur veriyor ruhum'a.. yüzümde bir tebessüm ile dinliyorum.. .

Bir kelebek gibiyim.. okyanuslar üzerinden bulutlara kanatlanıyorum, semânın bilinmezliğinde gözden uzaklaşıyor kayboluyorum.. güneşe, yıldızlara doğru.. Yalnızlığımın hemen yanı başımda, bir ben ve bir de tebesümüm kalıyor..

Öyle ki, kendimden de sıyrılsam.. geriye sadece bir tek gülümseyişim kalacak :)

O'na da bir isim arıyorum.. adı Rabbil Alemin (âlemlerin rabbi) olsun diye duâ ediyorum..

Aşkın bilinmezliğinde dünler yaşanmamış gibi kaybolabilmemiz ümidiyle, orada çirkin sözlerimizden ve utançlarımızdan da uzak olacağız inşâ Allah.

3 Mayıs 2007 01:06  
Blogger Sunusy dedi ki...

ehil ellerde olmadığı zaman herşey nasıl da aleladeleşiyor hatta şerri hayrından da çok olabiliyor.

Mısırlılar her notanın bir yıldızı olduğunu tesbit etmişler, tasavvuf her notanın bir rengi olduğunu keşfetmiş.. renkler nefslere aitmiş.. Alimler makamları icad etmişler.. her makamın tesiri farklı..

Şimdi bu kadar hassas olan bir iştigalin faydalı ya da zararlı olduğuna kesinlikle hükmedebilir misiniz?

Allah'tan Vivaldi Usta işini biliyor?

Bir kaç gündür Kur'an okuyan insanların okudukları makamları düşünüyordum.

Amerikalı bir müslümanın Amenerresuluyu soul ya da blues tarzı okuduğunu farz ettim.

Notaların bir ahlakının olduğu nasıl da çıkıverdi ortaya..

Bu tefekkür birçok insan için bir hezeyan olarak algılanabilir ama insanoğlunun haşa düşünerek yaratmış olduğu herşeyin asıl yaratıcısı Allah olduğu için, hiçbir sanatı ya da ustalığı basit görmememiz gerekiyor.

"Ben dilemezsem siz dileyemezsiniz" ayetine belki yaklaşmışızdır şimdi, aklımızla düşünebildiğimiz herşey VARdır. Zira bunu bize dileten, buna imkan olduğunu ispatlıyor. Yani "insanoğlu namümkün birşeyi düşünemez" düsturu çıkıyor ortaya.

5 duyu organımız var, bizim sahip olmadığımız duyu organlarına sahip olan hayvanlar var.. cennette belki de binlerce tanımadığımız duyu organımız daha olacak ve şüphesiz ki kulaklarımız da en tatlı nimete orada kavuşacak.

Öyleyse müzik haktır. Fakat ruhun gıdası değildir. Zira "kalpler ancak Allah'ı anmakla tatmin olur"

Dinlediğim müzik bana başka bir şeyi hatırlatmıyor, zira notaların edebini dikkate alarak, hatırlatmayanını dinlemiyorum :)

Bu da bu konunun ne kadar göreceli olduğunu ifşa ediyor..

Mevlam ritmimizi korusun :)

3 Mayıs 2007 01:15  
Blogger Sunusy dedi ki...

her ne kadar referans bir yazı yazmamış olsak da, beni mutlu eden bir tevafuğu, ayeti tam olarak belirtmek suretiyle tekrar yazayım istedim. Zira şu an bu sureyi okuduğunu görüyorum sevgili dostum.

"Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz"
Tekvir suresi 29 (son ayet)

Vivaldi usta'nın götürdüğü yere bak :)

3 Mayıs 2007 12:27  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Sunusy

Hoş bir tevafuk, bilincinde değildim.. bu sûreyi bir dinleti olarak daha önce şu sayfada yayınlamıştım.

İhtiyaç duydum inan.

Türkiye gündeminde olup biten hadiseler o denli üzüyor ki beni, bir teselli bulayım diye duâ ettim. Dün gece bir kaç kez dinledim Tekvîr Sûresini..

Gök açıldığı zaman diyor ya.. işte öyle de açıldı gök, kenarıdan köşesinden uzanıp bir nefes aldım.. boğulmak üzereydim muhtetem kardeşim.. şükürler olsun.

Bu sûre bizlere bir müjde adeta.. o günler gelecektir inşâ Allah.. o vaad edilen günleri göreceğiz.. .

* * *

Kur'an-ı Kerim geçmişten ve gelecekten haber verir bizlere.. Biz onlara zulmedici değiliz buyurmaktadır Hz. Allah.. Her ne kadar kimi ayetlerde Cehennem ile alakalı bir tehdit unsuru olarak bahsediliyorsa da.. kimi yerlerde hâlâ ibret almayacaklar mı diye bir ikâzda da bulunulmaktadır.

Yani.. ortada bir tehdit yok. hür irade ile bir tercih söz konusudur. Akıbetimiz anlatılıyor.. işte şöyle bir yol var.. burası şöyledir deniliyor. Bir de böyle bir yol var deniliyor, burası da böyledir deniliyor.

Bu mahalde.. Kur'an vazifesini yapıyor, sadece tebliğ ediyor gaybı. ama zorlama yok şükürler olsun.

İşte muhterem dostum.. Mevlana, Yunus, Bediüzzaman, İmam-ı Rabbani gibi büyüklerimiz.. o devrin teknolojisine göre imkanına göre akli ilmi müşahedeyi yapıp gaybın güzelliklerine rağbet etmişler ve talib olmuşlardır.

Yanlışımız, noksanımız çoktur. Vicdan hamuru ile utançlarımızı ayblarımızı yoğuruyoruz..

* * *

Hepimiz için.. hayr diliyorum..

Bir de şunun farkında olmaz lâzım, bu yolda yalnızız. Âlem-i cihan bâtılın yoluna sapsa dahi, biz kendimizi yeg başımıza muhafaza ve müdafaa etmekle yükümlüyüz sorumluyuz.

Eller yalan söylesin, yanlış yapsın.. bir noktadan sonra onlardan sorumlu değiliz. Hani bananeci yaşayalım, herkes başına buyruk olsun da demiyorum. Ama.. bize küfredenler, anlamayanlar, yanlış anlayanlar, acizliğimizi görmeyip hoş görüde bulunmayanlar ile didişip kaybedecek vaktimiz yok.

Ahh bir kendimizi kurtarabilsek, nağmümkün değil.. yâ sabur 'lar hebâ olmasın.. sükunetle tefekküre devâm edelim, ve güzelliklere özlem duyan umudumuzu yitirmeyelim.

Elhamdülillah.. dünyanın daimi bekçisi, ve hükümranı değiliz. Sadece emanetcileriyiz, ve bir gün bu emaneti sahibine teslim edeceğiz. Bu bakımdan, kaybedilenlerin ardından ağlamak, telaş edip kahrolmak bir müslümana yakışmaz.

Mahkeme-i Kübra meydanındaki mizan, şaşmayacak inşâ Allah.

Gönül ferahlığı, huzûru duâsıyla.. .

3 Mayıs 2007 17:07  
Anonymous Adsız dedi ki...

Ne kadar uzun zaman olmus bu yorumu yazali. Lakin ben cok net hatirliyorum uzak diyarlarda laboratuarimda yazdigim bu yaziyi....
Uzun zaman sonra yeniden hayal111

23 Aralık 2013 18:22  

Yorum Gönder