5 Ocak 2007

Blog

Ailenizi seviyor musunuz?.. Ben sevemedim... Eğer bir imkân ile seçim hakkım olsaydı, başka bir ailenin evladı olmak isterdim.. Uzun hikâye.. Bunu buraya niye mi yazıyorum? Bir kendim var burada, buna inanıyorum.. O'na yazıyorum.. Bir blog ne işe yarar ki?!... Sizi başka bu kadar kendiniz gibi kim anlayabiliyor ki, yine kendi kendinizden başka...

Yaşamak sadece bir uğurda, başka bir anlamı yok hayatın benim için... Hepiniz de böylesiniz değil mi.. Çözüm ? derseniz... Arıyoruz.. Ayakta kalmak için nefes alıyoruz.. Güzel veya çirkin, râzı kalmasını nasıl bileceğiz.. Öğreniyoruz işte.. Bir tek ben olsam keşke..

Maalesef... Hepimizin bir derdi var, ama akla yatkın ve ama nefse yatkın.. Herkes aynı değildir ki, bir diğeri sorgu suâl edilmeden yargılanıyor.. O kimsenin öteden beri içinde bulunduğu hâl üzere mi yaşamışız ki, kendimize bakmadan alel acele hüküm yakıştırıyoruz hakkında..

Mutsuz olmak istemez hiç kimse, ama bir şekilde mutsuz olabiliyor.. Zerre derdi sıkıntısı yoksa bile, en azından bir başkası için üzülebiliyor.. Mâni olmak o kadar güç ki.. Çaresizseniz, çare sizsiniz ! telkini bile, çoğu zaman çaresiz kalabiliyor :)

18 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Hayatın üç ana rengi vardır: Mavi, yeşil, kırmızı..

Bu üç renk, sonsuz sayıdaki ara rengin yaşamına hayat verir.

Günün Sözü,

5 Ocak 2007 01:35  
Anonymous Adsız dedi ki...

Bi İsmi Allah.
"Bu üç renk, sonsuz sayıdaki ara rengin yaşamına hayat verir."

Bu işi en iyi başaranlar sanatçılardır. siz de de o istidadı görüyorum:)

Her zaman iki iki dört etmez.
önemli olan başarmaktır.
Gerisi azim ve başarıdır.

Yâ sabr,

Allah (cc) yardımcımız olsun.
Allah'a emanet olun.

5 Ocak 2007 11:09  
Anonymous Adsız dedi ki...

Bi ismi Allah.
"Maalesef... Hepimizin bir derdi var,"
Aynen.
Hastayız .. Şükür ki doktoru ve ilacı bilenlerdeniz:) ( düzenli kulanmaya gelince her zaman ki gibi ihmalkarız). Hadi bir de okuma yazmayı bilmeyip doktora gitmekte ve ilacı kullanmakta zorluk çekseydik, daha mı iyi olurdu sizce, dimi ama?

Ben şükrediyorum.
sizlerin, daha da şükretmeniz, lazım diye hissediyorum.
Eyvallah

5 Ocak 2007 18:01  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

(Merhaba Esin hoşgeldin, yazdıklarını okuyorum.. Daha sonra cevaplarım inşâ Allah, teşekkür ederim...)

5 Ocak 2007 18:06  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Esin

Rabbimiz bizi özgür olan akıl ve irademize teslim etmiştir. İrademiz O'na isyan edebilmektedir de! Gördünüz mü ne kadar özgürüz.. Ve ama, O'nun rızâsını umud edip arayanlar da var.. O kimseler, gördükleri bir yanlış durum karşısında imkanları nisbetinde susmazlar..

Bi ismi Allah,

Bir yerlerde okumuşsunuzdur, ya da duymuş olabilirsiniz.. Dünya üç gücün kontrolü altındadır. Bu üç güç Su, Ateş ve Toprak olarak tasvir edilir..

Nerden nereye geldik bakın bir :)

Su mavidir,
Ateş kırmızıdır,
Toprak yeşildir..

İşte bu üç güç ile insan mahluk olmuştur! Kimisinde Ateş hakimdir benliğe, kimisinde Toprak, ve kimisinde de Su hakimdir..

Her biri lâzımdır elbet, ama Ying Yang dedikleri denge ile tabi.. Ne ateş toprağa sarmalı, ne de su ateşi söndürmeli.. Ne su toprağı çamura bulamalı, ne de ateş suyu yakıp kurutmalı..

Devâm edecek,

5 Ocak 2007 21:29  
Blogger suveyda dedi ki...

böyle hissedebilirsiniz de, sanki ifade edilince hoş durmuyor gibi.
(aile mevzusu)

7 Ocak 2007 20:33  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Süveydâ

Sizinle aynı kanıda değiliz :) Hoş geldiniz bu arada..

Yine de memnun oldum, farklı fikirleri duymak beni hoşnut bırakıyor. Eleştirilmek isterim, üzülmem; ama yuhalanmak istemem, yıkılırım..

İkinci olarak, neyin hoş olmadığı konusunda eğer gerçekten sizi anlamış olsaydım.. Kanaatim de değişebilirdi.. Ama inanın anlamadım ne demek istediğinizi, böylesine yalnızca bir yargı beyân eden anlatım ile anlayabileceğimi de sanmıyorum aslında!

Aklınıza, baştan kaybetmişiz sözü geldiyse; gönderin gitsin :) Onunla işimiz olmaz bizim söyliyeyim.. Ne düşüncesizlik ve düşünememezlik, derim ben de :) Yok, şimdi demiyorum tabi..

Sevmediğimi söyleme dürüstlüğüm, sevdiğimi söylebilme samimiyetini kazandırıyor bana.. Yâni dostumu düşmanımdan çok kesin çizgiler ile ayrı tutarım :)

Şimdi bu sözü söyledik ya, birileri hemen alınacak.. Kendisini düşman bilecek bize :o) Ne muhabbet yaa :) Bu blog dünyasında karşılaştığım karşılaşıyor olduğum en sık problemlerden birisi de bu, anlaşılamamak veya anlamamak :)

Bir ara Esin ile de bu sorunu yaşamıştık :) Cımbız dersem hatırlanır :o) Çok şükür, karşılıklı anlama çabası ve hoş görü sayesinde fikir paylaşımı bir probleme dönüşmemişti...

İnsanın ailesini sevmediğini söylemesi neden kötü bişey olsun ki, ya da başkalarının bunu bilmesi neden iyi bişey olmasın ki :)

Demek ki insanlık âleminin bütün bir tek sorunu birbirlerini anlayamıyor olmalarıdır. Yoksa, hepsi aynı fikir ve düşünce çevresinde mutlu mutlu mutlu olurlardı.

Şimdiyse birileri kazanıyor, birileri kaybediyor :) İşte bu sebeple Futbol neyim İslâmi ahlak etiğinde eleştirilir.

Vayy be, neler neler biliyormuşum da haberim yokmuş :o)

Tamam Süveydâ, iki cümleye bu kadar yazı yeter ama :) Sonra saat kulesi yerine sayacaksın beni :o) Bloğundaki o yazıya nasıl da alınmıştım :D

Hmmmm... Sen şimdi bize saat kulesi mi demek istiyorsun, bu söz hoş durmuyor gibi kitap gibi insanlara :)

(Dip Not: Bu konu kapanmıştır benim için, düşüncelerimi düşünebildiğim kadarıyla yazdım. Tartışmak, münazaraya düşmek, istişare etmek istemiyorum. Yanıtlarsanız eğer, okurum..)


* * *


@ Esin

Merhaba :)

Nowadays, I am very very so much happy and better ! than before :) Thanks a lot for the idea opinion advice about my illness trouble..

What about you ? I wish that, You also and also happy :) Smile, and smile always forever :o)

Selâm ve duâ ile...

(devâm edecek)

8 Ocak 2007 00:06  
Anonymous Adsız dedi ki...

Bi ismi Allah.
Merhaba.
okumak için geldim
malesef bakıyorum da türkçeden terfi etmişsiniz ne yazıkki çeviri programım problem çıkarıyor daha sonra ne yazdığınızı anlar ve cevaplarım inş.:)
hayırlı geceler mutlu ömürler inş..

Dua ile.

8 Ocak 2007 01:34  
Anonymous Adsız dedi ki...

@ Esin

Bi ismi Allah,

O'nun ismi ile söze başlarım, ki kalbimdeki tüm kötülükler iyiliğe dönüşşün! Karşılık beklemeksizin, sözün güzelini söyleyeyim.. Ve bunu benim bildiğim kadar, herkesler bilsin..

* * *

"hayırlı geceler mutlu ömürler inş.."

Âmin,

* * *

Çeviri programınız size aynen şunu diyor aslında, ben tercüme edeyim: Bu arkadaşınız kardeşiniz (bendeniz oluyorum) İngilizce'den pek de anlamıyor galiba :)

8 Ocak 2007 01:51  
Anonymous Adsız dedi ki...

in the name of Allah.

"İngilizce'den pek de anlamıyor galiba :)"

öyle olsun:)


happiness of brothers are our happiness

8 Ocak 2007 07:48  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"happiness of brothers are our happiness"

@ Esin

Düşünür ne doğru söylemiş, dostlarımızın mutluluğu bizi de mutlu ediyor..

Peki ya onlar üzgünseler!? Ya ayakta kalmak için son gayretlerini sarfediyorlarsa...

Bu sefer de onları yalnız mı bırakmalıyız.. Onları terk mi etmeliyiz...

Onlar kötü de biz iyi mi oluyoruz bu sefer, genel de öyle cereyan ediyor..

Ben dostumun yanında ağlayamayacaksam, derdimi paylaşamayacaksam ne anladım bu işten...

Çevremizdeki insanlar hep ve hep gülmemizi bekliyor, ama kimi zaman olmuyor olmuyor olmuyor..

Sanırım böyle zamanlarda en iyisi bir köşeye çekilmek ! ve susmak.. sonra ancak güç bulunca yeniden gün ışığına çıkmak...

Selâmu aleykum, ve rahmetullah!

8 Ocak 2007 13:26  
Blogger suveyda dedi ki...

"Ailenizi seviyor musunuz?.. Ben sevemedim... Eğer bir imkân ile seçim hakkım olsaydı, başka bir ailenin evladı olmak isterdim.. "

işte bu şekilde ifade etmeniz hoş olmamış diyorum.eleştiri amaçlı demedim, sadece fikrimi beyan ediyorum.yoksa blog, sizin blog ne yazarsanız yazın:)

bir şeyleri, sevmiyor, beğenmiyor olabiliriz ama bunu dillendirince daha bir inanır oluyoruz ve daha kolay söyler duruma geliyoruz ve daha bir soğukluk veriyor.bir insan evlendiği zaman boşanabilir ama aile olgusu daha farklı ve daha derin.Boşanma imkanınız, ayrılma imkanınız yoktur.Her zaman beş parmağın biri olarak kalırsınız.
atsan atılmaz, satsan satılmaz bir üyesiyizdir ailelerimizin.Çok da hoştur bu bence.en kötü anınızda bile "herşeye rağmen" diyebilme lüksü vardır.
bilmem anlatabildim mi derdimi?:)

hem siz hangi yazıya alınmıştınız.Hatırlayamadım ben.

8 Ocak 2007 14:39  
Anonymous Adsız dedi ki...

Aile..Bir eksiklik var bu kelimede. A ile ne? Sen eksik parçasın. "A" ile yanyana yazılmak istemeyen. Kim ne diyebilir ki?

9 Ocak 2007 02:43  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Süveydâ

Kardeş, var yaaa.. Bu dünyada herkes haklı zaten :) Napalım, biz de haksızsınız diyemeyiz artık..

Siz de kendi pencerenizde haklısınız tabi, doğru söylemişsiniz.. Sağolun, bize de bir ışık yakmış oldunuz..

Allah râzı olsun.. âmin...

(Dip Not: İşte bu yazı.. Hatırlayamazsınız, çünkü oraya yorum bırakmamıştım:)


* * *


@ Debra

Hoş geldin,

Evet, mümkünse benimkisi ayrı ayrı yazılsın lütfenn.. A ile birlikte olmak istemiyorum :)

Burada yazıp çiziyoruz ama, şimdi millet bizi hayırsız evlat ilan edecek Debra.. İş pratiğe geldi mi, böyle olmuyor(muş:)

Düşünen, düşündüren arkadaşıma sevgi ile selâm ederim...

12 Ocak 2007 01:47  
Blogger suveyda dedi ki...

Allah iyiliğinizi versin Kazım bey,
aklımdan bari geçseydi.
saat kulesindeki muhatabım siz değildiniz:)
çok alemsiniz ya.

12 Ocak 2007 11:36  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Süveydâ

"Allah iyiliğinizi versin"

Âmin diyorum, ecmâin..

- & -

"aklımdan bari geçseydi."

ben de bunu söyletmek istemiştim :) netice itibariyle, duyması güzel..

bu sadece bir örnek efendim, eğer birisi hakkınızda bir su-i zan'a düşmüşse, muhakkak duymak istediği iyi bi söz vardır.

aksi halde su-i zan'da bulunmak ne kelime, muhatap bile olmaz. ama öyle değil işte, yargı henüz belirsizdir bu safhada.

hayır ben öyle düşünmüyorum, diyebilmek !!! bunu söylemek zor geliyor insana, ama bağırıp çağırması daha kolay :)

insanlar bu basit sebep ile, o kadar çok kavga ediyorlar ki, yazık oluyor hepsine de..

zekanın geliştirilmeye ihtiyacı vardır... ve dostlar bu işe yarar, birbirlerinin zekalarını geliştiren pozitif değer olurlar !!!

- & -

"saat kulesindeki muhatabım siz değildiniz"

Zaten, ben de öyle düşünmüştüm :D

- & -

Siz de hakkınızı helal ediniz inşâ Allah, Esin kardeşimiz şimdi niye bana öyle diyor iki de bir diye düşünebilir :)

İkidir, üçtür kendisiyle helalleşiyorum blogda :D Ölüm her an, kapımızda.. hazırlıklı olmalıyız...

Siz de şikayette bulunabilirsiniz tabi.. Ama bir özet çıkarın lütfen, uzun bir liste görmek istemiyorum :)

17 Ocak 2007 01:23  
Anonymous Adsız dedi ki...

Siz de hakkınızı helal ediniz inşâ Allah, Esin kardeşimiz şimdi niye bana öyle diyor iki de bir diye düşünebilir :)
???

17 Ocak 2007 02:04  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Esin

Şimdi bu soru işaretlerinin ne anlama geldiğini düşünelim :(

* * *

a) Bir yere mi gidiyorsun?

Hayır buralardayım, kendimi iyi hissetmiyorum biraz, netten uzak kalmalıyım, uzun bir süre yazmayabilirim, ama yazarsam da şaşırmayın, çünkü yazmasam kendimi daha da kötü hissediyorum..

* * *

b) Bana iki de bir hakkını helal et mi diyorsun?

Daha önce de hakkınızı helal edin demiştim, bu bloğa çok katkınız oldu demiştim.. Hatırlayın... Yâni bu ikinci sanırım, ama daha çoook derim :)

Sofrada her lokmasına elhamdülillah diyen birisine, helalleşmeyi de fazla görmeyin.

* * *

c) Neden diyorsunuz böyle?

Çünkü, insanlar ile kavgalı olmak istemem. Gece huzurlu bir şekilde uykuya dalabilmek için, herkese hakkımı helal ederim. Dünya ile kavgam biter :)

Sonra düşünürüm, acaba bugün kalbini kırdığım birisi oldumu diye. Eğer varsa, diye kanaatim olursa.. uyku girmez gözüme :(

Önem verdiğim insanların hakkımda iyi düşünmelerini isterim, onların iyiliği için duâ ederim; ve aynı hasleti onlarda görmeyi murad ederim..

Duâya ihtiyacım var, Rabbim beni size sorduğunda vereceğiniz cevap çok önemli benim için!

Şuan size sorduğumda hakkınızı helal etmiyorsanız; gücüm imkanım yettiğince ve akıl çerçevesinde size ne kötülüğüm dokunduğunu anlamak için suâl ederim..

Kendimi affettirmek için mücadele ederim, ağlanırım sızlanırım, üzülürüm.. Siz de beni affedersiniz, üzerimde size karşı kul hakkı kalmaz böylelikle :)

Hem sizler, Allah'ın emânetisiniz.. Sizlere kötü davranamam, çirkin konuşamam hakkım yok buna..

Herkes için aynı düşüncede olmadığımı da ifade edeyim ayrıca. Yerine göre sert konuşmaktan çekinmeyeceğim yazılar yazarım yazıyorum.. O an da, öyle gerekiyordur demek ki.

* * *

d) Anlamadım !

Bu yazıyı tekrar okuyun öyleyse :) Aslında ben de sizi anlamamıştım, soru işaretleri neyi anlatıyor ki :) aklıma bu kadarı geldi.. Hangisi size hitab ediyorsa kabul ediniz ;)

17 Ocak 2007 04:26  

Yorum Gönder