7 Aralık 2006

Bugün, Allah İçin Ne Yaptım?

Bismillâhirrahmânirrahîm,

Rabbim, beni ve sevdiklerimi senin rızân ile yaşayanlardan eyle. Bizi nefsimizin azgınlıklarından sakındır. Kanâat varken, tamah'a düşürme. Kudret ve takdir senin elindedir, ve sen dileyene dilediğini verirsin. Hayırlısıyla bizi de hidayete ermiş olan kullarınla beraber tut, ve bu yolda yürüyenler ile birlikte..

(Âmin)

8 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

bu soruyu düşündüm...

8 Aralık 2006 18:04  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

...aslında Allah için bişey yapmıyoruz, kendimiz için yapıyoruz de mi (?)

8 Aralık 2006 19:44  
Anonymous Adsız dedi ki...

Düşünürüm daima "Allah (CC)için şunu yaptım" derim sonra kendi kendimi kandırıyorum gibi gelir bana.
Tam anlamıyla Allah(cc)için yaptığım hiç bir şey göremem ve üzülürüm.ne yapabiliriz diye.
onun emrettiği her şeyi uygulamak bir nevi kendimiz için olmuyor mu? bana kendimiz için yapıyoruz gibi gelir.
peki ne yapabiliriz sadece O'nun için?

varmıdır acaba, yapılacak bir şey?

bazan yanlış mı yapıyorum diye. beynimi kemirir bu düşünceler.

8 Aralık 2006 23:03  
Blogger cenkunal dedi ki...

Bu güzel duada aminlerimiz dilimizde ve kalbimizde olduğu gibi,burada yazıda da olsun.

8 Aralık 2006 23:39  
Anonymous Adsız dedi ki...

insan Allah icin ne yapabilir ki? ne ile ne yapabilir ki? bu nedenle sadece bu soruyu duşünebilirim. belki bu soruyu düşünüyor omak, bir şeyler yapmaktır. belki..

9 Aralık 2006 10:16  
Blogger emircan dedi ki...

Suâl: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba, asıl mal sahibi olan Allah ne fiat istiyor?
Elcevap: Evet, o Mün?im-i Hakiki, bizden o kıymettar ni?metlere, mallara bedel istediği fiat ise, üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.
Başta "Bismillâh" zikirdir. Ahirde "Elhamdülillâh" şükürdür. Ortada, bu kıymettar hârika-i san?at olan ni?metler Ehad, Samed?in mu?cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir.
Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zâhirî mün?imleri medih ve muhabbet edip Mün?im-i Hakikiyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir.
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah nâmına ver, Allah nâmına al, Allah nâmına başla, Allah nâmına işle, vesselâm.Said Nursi/Sözler/S.13

9 Aralık 2006 20:07  
Anonymous Adsız dedi ki...

size katılıyorum Kazım Bey,o kadar perişan bir haldeyiz ki, değil bizi yoktan var eden, yaratan , koruyan,gözetleyen Rabbimiz için bir şeyler yapmak,kendimiz için bile bir şeyler yapamıyoruz,kendimizi de unuttuk.

Yüce Yaratıcı ( c.c.) buyuruyor;
ALLAH (c.c.) ı unutanlar gibi olmayın ki, ALLAH (c.c.) da onlara nefislerini unutturdu.

ben kendi adıma çok endişeleniyorum böyle bir hale düşmekten,düşmüş isek Rabbim bir an önce bizi bu durumdan kurtarsın

17 Aralık 2006 23:06  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

...unutmak,

işte bu :)

***

efendim, unutmak olmasaydı halimiz harabtı ;)

***

eğer bunca dünya derdini, arzu ve isteğini unutmuş olmasaydık, nasıl gönül rahatlığı içerisinde secdeye bırakacaktık kendimizi :)

süper bir düşünce, harika tek kelimeyle..

***

yani ki, unutmadan umutlanamıyorsun :)

17 Aralık 2006 23:50  

Yorum Gönder