3 Aralık 2006

Suçlu Olmak Vardır. Ama, Suç Cezasız da Kalmaz.

Suçluluk hissiyatına düşmeyenimiz, düşüp ahu vah ile kendinden geçmeyenimiz yoktur. Mutlaka hayatımızın bir dönemimde yanlış bir davranışta bulunmuşuzdur. Çocuk olduğumuz dönemleri bir hatırlayalım, neler çıkar oralardan neler...

Link: Çınaraltı SohbetleriHasta kişiye çocukluğuna dönelim diye boşuna demiyorlar. Doktor olacak adam biliyor ki, yaşanmış bir korkunun derin tesirleri izleri kalmıştır benlikte. İşte suçlu insan psikolojisi bu efendim; dut yemiş bülbül gibi susanı, aklı çenesine vurup konuşanı...

Hadi yemek koktu bozuldu diye çöpe atıyoruz da, insan bu kardeşim; maydanoz değil ki, öyle ektimmi toprağa altı günde boy versin. Bir insan kaç senede yetişiyor; o ayıbı var, şu kusuru var diye onu bunu defterden silersek geriye bir tek kendimiz kalırız!

Ayıp kusur, herkeste vardır. Yaradılış her ne kadar mükemmel ise de, Tanrı insanoğlunu bir takım kusurlar ile donatmıştır. Burada durup düşünmeliyiz, neden bu kusurlu yaratılış diye...

Dünya hayatının fâni olduğuna dair bir delîl olabilir mi bu durum? Fâni olan, noksandır.. Önce her şey güzel başlar, ve fakat sonra çirkinleşir. Aklıma mezardaki çürümüş ceset kalıntıları geldi birden.

Hayat bir sona doğru gidiyor, her bir sistem kendisini var eden güce doğru koşuyor. Yani ki, kendisini harcıyor tüketiyor bitiriyor. Hatta fizikci milleti daha iyi bilir, bu konuyu izah eden bir de doğa kanunu vardır. Her bir sistem, mutlak sûretle yine kendi sonunu hazırlar. İnsanlık âlemi de bâkî kalmayacaktır bu Dünya'da, bir gün insan mahlukatına da hazîn bir elveda ile yol gösterilecektir.

Hâl böyleyken, suçlu olmak da bir bakıma vakti saati gelene değindir. Yanlışında ısrarını sürdüren, nihayetinde lâyık olduğu mükâfatı da alacaktır elbette. Öyleyse bir sarhoşluk peşinde koşarak, hakk ile bâtılı sapıtarak kendimize küllî yazık etmiş olmuyor muyuz?

Hatalıyız, kusurluyuz.. Dönüşü olmayan çok yanlışımız var, ama illâ ki var. Fakat, bu dipsiz kuyudan çıkacağız; durmayacağız bu dairede, görünür gerçeklerin bir bir çöküp yalan olduğu kâinat bize de mezar olmadan kendimizi kurtaracağız inşâallah..

Kâzım Mızrak

3 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Lütfen bilginize,

Bu posta, Çınaraltı Kültür Etkinlikleri kapsamında hazırlanmıştır.

Konu, Suçluluk Psikolojisi olarak belirlenmişti. Biz de aklımız ardiğince katkımız olsun istedik.

Selâm'ola...

3 Aralık 2006 01:19  
Anonymous Adsız dedi ki...

Yazınızı zevkle okudum. hassas noktalara temas etmişsiniz. Her insanın hata yapabileceği, önemli olan hatalardan ders alarak insanın kendisine çeki düzen vermesidir. Suçluluk duygusu altında insanın kendisine sürekli baskı yapması da gerekmez. Bir suç işlememek için dikkatli olmasını sağladığından dolayı, Ladybird'in deniği gibi bu duygu bir kontrol mekanizması gibi kabul edilmelidir.
Selam ve güzel çalışmalarınızın devamı dileklerimle.
Kazım Bey ben de sizi http://gonulpinari.blogcu.com adresimde misafir etmek isterim.
Başarılı çalışmalarınızın devamını diliyorum.

3 Aralık 2006 21:58  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Gönül Pınarı

İlginize, desteğinize teşekkür ederim efendim..

Sağolun,

5 Aralık 2006 02:25  

Yorum Gönder