14 Ekim 2006

Mutlu

Mutlu insan
yoktur,

mutluluğu arayan insan
vardır.

***

- Kavramları iyi anlamalısın,
yaşamı anlamlandırmak adına!

3 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

.:.: Dinle :.:.

[ Erkan Oğur , Zeynebim ]

***

Kadir İnanır'lı, Türkan Şoray'lı Yeşil Çam filmleri akla geliyor...

Paranın yok olduğu günlerdi, ve sağ sol kavgasının hesapsızca yapıldığı günler!..

Paranın yokluğu mu kavga sebebi oluyordu, yoksa çok paranın azgınlığı mıydı bu kardeş kavgaları?!

Türk - Kürt kavgası Osmanlı döneminde var mıydı acaba?!.

Konumuz sanat mıydı? Ahh evet, siyasete gitmiş aklım. Ne de meraklıyım siyasete..

Günümüze bakıyorum da, nerde o sanatçılar diyerek hayıflanıyorum. Kişisel bir bakış açısı tabi bu, siz farklı düşünüyor olabilirsiniz.

***

Demek ki her dönemin kendisine has bi(r) üslubu var, gelecek nesiller de belki bu günleri özlemle anacaklardır.

Bilemeyeceğiz ki...

14 Ekim 2006 19:53  
Blogger Nilüfer dedi ki...

Mutluluğu arayan ve onu bulan insanda mutludur.

15 Ekim 2006 00:52  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Nilüfer hanım, merhaba.

Bu bloğun en eski ziyaretcilerindensiniz ve hatta diyebilimki en eskisi (kalanlara bakınca).

Kendimi gülmeden alamadım, zira bu mutluluk konusu hep dönüp dolaşıp önümüze gelmekte.

Ben ısrarla mutlu insan yoktur diyorum, siz vardır diyorsunuz.

Bize de herşey ön kabulünüzdeki gibi olsun demek düşüyor sanırım.

K. Mızrak

***

.:.: Bilimsel Açıklama :.:.

Görece kavramlar vardır, mesela sıcaklık Celsius derecesine göre tüm evrende sabittirse de (genel geçer bir ifadedir, zamana ve kişiye göre değişmez) insanların biyolojik algılamaları bu kavramı izafi kılar.

"Burası çok sıcak olmuş." diyen birisi, aynı ortamdaki başka bir kimse için şaşkınlık uyandırabilir. Belki de o başka kimse için aynı ortam serindir!?

İşte mutluluk da böyledir. Şu sonsuzlukda mutluluğu hiç kimse bulamaz, çünkü mutluluk diye bir şey asıl olarak yoktur.

Ne mi vardır?!

Sadece mutluluğun limiti vardır...

Mutluluğa artı sonsuzda yaklaşırsınız; eksi sonsuza doğru gittikçe de uzaklaşırsınız, yani mutsuzluğa doğru yol alırsınız.

İzafiyet teorisini yabana atmayınız efendim.

Nazım Hikmet de çok iyi biliyordu ki (kanımca), mutluluğun resmi çizilemez.

"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?"

O bu soruyu hayatı yorumlayan bir sanatcıyı hedef alarak sordu, Abidin Dino yoksul bir ailenin mutluluk anlayışını resmederek vermişti (bildiğime göre) cevabı.

İşte, kişiye göre mutluluk anlayışı!

Hadi bir hedef gösterin bize, evrensel bir tarifte bulunun mutluluğu tanımlamak için.

Susuyor musunuz?!

Akıllıca...

***

Efendim bu yazıyı, gayet sakin bir ruh haliyle yazıyorum, kara mizah ve taşlamalarla süslenmiş gibi duruyor.

Ümit ederim ki nem kapmaz da savunmaya geçmezsiniz.

Sevgi ve selamlarımla...

***

.:.: Bir Şiir :.:.

"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

İşin kolayına kaçmadan ama.

Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmin değil, ne de ak örtüde elmaların.

Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini.

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?

1961 yazı ortalarındaki Küba"nın resmini yapabilr misin?

Çok şükür çok şükür bu günü de gördüm, ölsem de gam yemem gayrının resmini yapabilir misin üstat?"

Abidin Dino

15 Ekim 2006 01:40  

Yorum Gönder