22 Ekim 2005

Bakan Göz Güzel Olunca, Hiç Çirkinlik Görünür mü?

Eksikliklerimize, hatalarımıza rağmen; hep iyi yanlarımızı görüp bizleri seven insanlara ulaşma çabasıdır umudun kendisi!

Zira pir dedektif edasıyla, bin bir türlü yanlışımızı bulup, bizi rezil etmek için, elinden geleni yapan insanlar ile de tanışmamış değilizdir.

Yine de böylesi kişilere karşı, zarar görmeyecek kadar, ölçülü anlamda sevgimizi göstermeliyiz diye düşünüyorum.

Zaten, yanlışlarımızı cımbızla bulup yüzümüze vuran insanlar da; mutsuzluk içersinde yaşadıkları için, istemedikleri halde bu tarz hal ve hareketler içersinde olabiliyorlar.

Bu yazı, http://mizrak.web.tr/2005/10/kzm-mzrak-umuda-yolculuk.html sayfasında yazdığım bir yorumdan alıntıdır...

5 Yorum:

Blogger Nilüfer dedi ki...

Eğer karşındaki insanlar gerçek dostların ve arkadaşlarınsa iyi yanların yanında hataların ve eksikliklerinide sana söyleyebilmelidir.Tabi ki buna insanın alınmaması gerek çünkü arkadaşlarının bunları senin iyiliğin için yaptığını bilmelisin.
Eğer karşındaki kişi sana zarar vermek için hatalarını ve eksikliklerini bulmaya çaba gösteriyorsa ona sevgiyle yaklaşmak çok güçtür.Ona uzak durmak en iyisidir bence...

23 Ekim 2005 16:27  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Gerçek dost;

1. Param yokken bana bol bol para veren,
2. Mutsuz olduğumda beni güldüren,
3. Hasta olduğumda bana çiçek gönderen,
4. Doğum günlerimi unutmayıp "bana iyiki varsın" diyen,
5. Canım sinemaya gitmek istediğinde, beni yalnız bırakmayan,
6. Bir yanlış yaptığında, yüzüne karşı küfür edip rahatlayabileceğim,
7. Yetmedi bi de tükürüp tokat attığımda, hala ne oluyo ya demeyen,
8. Vıdı vıdı konuştuğumda, beni dünyanın en önemli insanıymış gibi hissettirerek dinleyen,

birisidir...




Sahte dost ne yapar?

1. Paranız olmadığında, size para vermez, cüzdanımı evde unutmuşum der.
2. Sizi mutsuz görünce, kendini eğlendirebilecek başka birisini arar.
3. Hasta olduğunuzu, siz hastaneden çıkınca sizden öğrenir.
4.Nasıl oluyorsa, her doğum günü kutlamasında kontürü biter.
5. Sinemada, hoşuna gitmeyen bi film varsa, işi olduğunu söyler.
6. Bi yanlış yaparsanız size el sallar.
7. Sakın bağırıp çağırmaya kalmayın; düşünce özgürlüğü var, demokrasi var!
8. Siz konuşuyorken, O da telefonun kulaklığını takmış radyo dinliyordur.

24 Ekim 2005 02:49  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Sevgili Nilüfer,

Yukardaki yazıyı "içinden ne geliyosa yaz" prensibi ile yazdım.

Dolayısı ile bağlantı kurma gayretlerin sonuç vermeyebilir. Nihayetinde sen de bi balıksın, anlamadığın yerde altıncı hissini kullan :)

Sözümü, gerçek dost yoktur diyerek bitiriyorum kardeşim; hem de iddaa ediyorum.

Bize dost olduğunu söyleyen Allah bile, eğilip doğrulmadan "işte size cennet" demiyor.

Bu devirde ekmeğine yağ çalmadığın her kim varsa, sana düşman kesiliyor!

Böyle bir ortamda, hala gerçek dostluk hikayeleri anlatılmakta, sadece gülüyorum...

İçsel Kavgam,
Kazım Mızrak

24 Ekim 2005 03:02  
Anonymous Adsız dedi ki...

EVTE SEVGILI OGLUM SON YAZDIKLARINDA HAKLISIN YERDEN GÖGE KADAR.ALLAH CÜMLEMIZI KENDI DOSTLUGUNDAN MAHRUM ETMESIN VE BELKIDE VARSA GERCEK DOSTLARLA KARSILASTIRSIN.AMIN.KANDILIN MUBAREK OLSUN OGLUM. TASRALI ANNE

29 Ekim 2005 13:16  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Elhamdülillah, inşallah şu anlaşılması zor kainatta bir ilahi irade vardır ve bu irade bizlere merhameti ile yüzünü gösterir.

Bu günlerde yine inançsızlığım tutdu. İnanma konsunda mücadelemi veriyorum. Aklım Allah yoktur demiyor, şu mükemmel düzen illaki bir kontrol ve denetim altındadır. Lakin serseri yaşamım bu ilahi gücü kalben hissetmeme mani oluyor.

Hakkımızda hayırlısı olsun efendim, ellerinizden öperim...

29 Ekim 2005 19:28  

Yorum Gönder