31 Ekim 2010

Allah'ım..! Bana, sana giden yolları aç. Ben aciz ve zayıfım. Sen ise hikmetleri olan bir âlim, kudreti sonsuz bir sultansın. Senin dileğin saltanatında bir emir hükmündedir, beni sıkıntılarımdan kurtar.

3 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Âmin.. !

31 Ekim 2010 06:05  
Anonymous Adsız dedi ki...

Amin.. beni değil bizi cümlemizi.. amin..!

31 Ekim 2010 08:43  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Biliyorsunuz ki, hayatın bazı gerçeklerini değiştirmeye gücümüz yetmez. Bu gerçekleri de seviyor sayılmayız. Yine de yüz yüze kalmışızdır bu gerçekler ile. Ve, biz bu gerçekler ile yaşamak zorunda kalmışızdır. Ne yapmalı, kabullenmeli. Buna mecburuzdur..! Elimizden alınsa da sevdiklerimiz, haksızlığa uğrasak da veya uğradığımızı düşünsek de, çare yoktur. Öyle değil mi? Dünyanın adaleti olsaydı, cennete ne lüzum kalırdı. Sabır, işte bu yüzden. Adalet, yok burada. Biraz tebesümle bakalım. Neden gülüyor bu adam desinler. Boşvermeli.....! Boşvermeli..... Suyu akışına bırakmalıyız. Utanması gereken biz değil, alın yazımız olsun. Kahrolası alın yazımız. Varlığın her zerresine yemin ederim ki .! biz istemedik öyle veya böyle olasını. Öyle veya böyle oldu.. Sonra biz, sabır ile tevekkül kıldık. Her ne kadar yanlışımız, hatamız olduysa da; günahkar olmuş isek de: Bekledik, bir umut ışığı. Olur ya, Rahman ve Rahim olan Allah merhamet eder. Etmese ne olur.? Olacağı ne varsa o olsun. İnceldiği yerden kopsun..! Düşünün ki, Hz. Muhammed ne iftiralara haksızlıklara güçlüklere mağruz kalmıştı. Bunu yapan kimdi.? Allah değil miydi. Bize de eyvallah demek düşüyor. Bir gün acınırız belki... ve bunu kimse bilmeyecek, O'ndan başka.!

4 Kasım 2010 07:57  

Yorum Gönder