21 Eylül 2010

Levlâke















By Madrup


.:

Ben garib ü rah-i mülk-i vasl pür teşviş ü mekr
Ben harif-i sade levh ü dehr pür nakş-i füsun

Fuzûli

Gurbetlerde garip düştüm ben;
yoluysa hile ve kargaşayla dolu kavuşma yurdunun.
Ben bir saf gönüllü;
felekte işvenin bin bir türlüsü.

6 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Sen olmasaydın.. .

21 Eylül 2010 08:02  
Anonymous Adsız dedi ki...

siz böyle serzenişte buluntukça: biz kendimizden utanıyoruz..:((( ya da utanıyoruz gibi kendimizi kandırıyoruz..:(
oysa biz birinci derece sorumlu olduğumuz kendi ailemize bile fedakar davranmaktan aciziz..

mevlam kendi rızası için yapılan fedakarlıkları unutmaz o beşer değildir..

21 Eylül 2010 12:16  
Anonymous Adsız dedi ki...

"O" olmasaydı biz diye bir şey de olurmuydu ki?

21 Eylül 2010 12:23  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu günlerim biraz sakin geçiyor, belki de ben abartıyorumdur her şeyi, bir de; yazılanların hepsi aslında beni anlatmıyor diyebilirim, daha çok sizi anlatıyor diye inanıyorum, yani her kimse okuyan bu yazılanları, yazdıktan sonra ben de bir okuyucu oluyorum gerçi, ve ben de kendi iç muhasebemi yapıyorum, avunuyorum, teselli buluyorum.

22 Eylül 2010 14:14  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Hak ediyoruz diye bakarsak ulaşmak istediğimiz noktalara, üzülüyoruz, ben layık değilim diye bakıyorum meselelere, haliyle bu düşünüş tarzı da rahatlık huzur veriyor.

Buna da kadere rıza diyorum.

22 Eylül 2010 14:16  
Blogger hayatvereninkulu dedi ki...

Erişti Hak’tan hitap:
Levlâke ey Resûlüm.
İşte Seni seçti RAB,
Levlâke ey Resûlüm!

Bir İlâhî fasıl bu,
İşte hilkat asıl bu,
Senin için hâsıl bu,
Levlâke ey Resûlüm!..
“La amrük” yemin Sana,
Semâ ve zemîn Sana,
Cibrîl–i Emîn Sana,
Levlâke ey Resûlüm!..
Bir Sana mahsus bu hâl,
Gayri herkese muhâl,
İşte Mîraç ve visâl,
Levlâke ey Resûlüm!..
Ermen için murâda,
Nûrum indi Hira’da,
Bir perde yok arada,
Levlâke ey Resûlüm!..
Vasfında Yâsîn, Tâ Hâ,
Ne nîmetler var daha,
Sen Habibsin Allah’a,
Levlâke ey Resûlüm!..
Olmazdı hava ve su,
Olmazdı gül kokusu,
Hep Senin içindir bu,
Levlâke ey Resûlüm!..
Evet, bir kulsun ama,
Nûrundan arz ve semâ,
Şânın artar dâima,
Levlâke ey Resûlüm!..
İnsan, Hûrî, cin, Melek,
Yoktu ecramü felek,
Buna sebep Sensin tek,
Levlâke ey Resûlüm!..
Âlemlere Rahmetsin,
Muhammed ve Ahmet’sin,
Sen şefiî’ ümmetsin,
Levlâke ey Resûlüm!..
Nice lütfum var Sana,
Benim ancak Yâr Sana,
Cennet, o diyar Sana,
Levlâke ey Resûlüm!..
Emrine râm ay Senin,
Her yer, her saray Senin,
Rabbin Kayyûm, Hayy Senin,
Levlâke ey Resûlüm!..
Ömrüne olsun yemin,
Sensin âlemde Emin,
Ne hoş huyun, keremin,
Levlâke, ey Resûlüm!..
Bilme Seni sen garip,
Ne can ve ne ten garip,
Eder miyim ben garip?
Levlâke ey Resûlüm!..
Ay Zühre emrine râm,
Şahid Ashâb–ı Kirâm,
Rab Seninle çekme gam,
Levlâke ey Resûlüm!..
Nezdimde şânın yüce,
Aşkın, îmanın yüce,
Senin cihanın yüce,
Levlâke ey Resûlüm!..
Olmazdı çiftler, tekler,
Bal vermezdi petekler,
Âlem yolunu bekler,
Levlâke ey Resûlüm!..
Nurundan inci, zehep,
Hilkata işte sebep,
Rabbin Seni sevdi hep,
Levlâke ey Resûlüm!..
Ne kudsî, ne yüce aşk,
Gündüz aşk ve gice aşk,
Sendeki bu nice aşk?
Levlâke ey Resûlüm!..
Bu bağın bülbülü şen,
Artık dîdeler rûşen,
Senin için her gülşen,
Levlâke ey Resûlüm!..
Neler yapar bak aşka,
Sen misalsin Hak aşka,
Has kullar müştâk aşka,
Levlâke ey Resûlüm!..
Şerefine bu Senin,
Irmak, deniz, su Senin,
Cennet kokusu Senin,
Levlâke ey Resûlüm!..
Var hep övgü, var Selâm,
Göndermede Yâr selâm,
Essalâtu Vesselâm,
Levlâke ey Resûlüm!..

vesselam...

23 Eylül 2010 23:18  

Yorum Gönder