20 Mayıs 2008

Cemâl

Malumdur ki..

insanin sireti; suretine yansir. Iste bu sebepli, biz; surete bakar.. ve, siretin mahiyetine mana veririz.

Insanin, hayat sahnesindeki irsadi: Siretine nufuz etmektedir.. bu cihetle de, suret; bir kimsenin tekamul safhasini okumamiza vesiledir.

Iste..

Abdal ile, aptali da; bu suret deliliyle birbirinden ayirt etmekteyizdir. Suret.. kalbin bir aynasi olmasi hasebiyle, duygu ve dusuncelerimizin resmi yerinedir.

Kimi resimler cirkin, kimileriyse guzeldir.

Anlasilacagi uzere..

insan kendisini guzellestirmeye, batinindan baslamalidir: Ta ki, cemaline de bu guzellikler naksolunsun.

Kazim Mizrak

20 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Gulumse.. .

20 Mayıs 2008 15:08  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu yazinin.. neden, daha basit ve sade bir sekilde yazilmamis oldugunu merak eden okuyucuya.

.: Açıklama .:

Inanin.. bu blogda, sizin tasfir ettiginiz sekilde bir cok yazi bulunmaktadir. Siz anlamayasiniz diye, boyle süslü püslü yaziyor degilim ki.

Kendisini aşmaya azmetmis bir dusunurun, her gun ayni sekilde yazmasini.. veya; ayni konular cevresinde dönüp durmasini nasil dogal karsilayabiliriz ?

Her zaman oldugu gibi, keyif almak icin yaziyorum: Bunu.. yazilarimda gorebiliyorsunuzdur diye, acizane bir tahminde bulunmaktayim.

Evet.. ümit ederim ki, simdi; merakiniza yetecek bir cevap vermis olmuşumdur.

Hürmetlerimle,

20 Mayıs 2008 17:53  
Blogger aeae dedi ki...

hmmm
...
!
?

20 Mayıs 2008 23:18  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Gul Ruh

Hmmm.. önceki yorumunuza cevap yazmadim diye mi; bu ünlem, ve soru isareti :) yoksa; posta icerigindeki yazinin anlasilmamis oldugunu mu, gosteriyorlar.. ya da ? Ya da; "Inanmak" konulu yazinin ne zaman yayinlanacagini ogrenmek istiyor olabilirler mi, acaba :o)

21 Mayıs 2008 09:12  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

.: Sözlük :.

Yazi icerigi ile ilgili olarak, bazi alisila gelmis olmayan kelimeler hakkinda.. hangi mana ile kullanildiklarina dair bir sozluk hazirlamayi, istedim.

Sîret
Insanin ic alemi, sinesi, gonlu, yuregi.. duygu, dusunce, arzulari, hayalleri ve sair.

Sûret
Insanin hal ve davranislarinin gorunuyor olan tarafi.. gorunmeyen tarafina ise siret demistik. Bu kelime ile insanin yuzu, konusmasi, yuruyusu aklimiza gelir.

İrşâd
Insanin, kendisini bilme sanati diyebiliriz. Irsad.. bireyin toplum icindeki her turlu egitim ve ogretim etkinliklerini kapsar. Bu yolla birey, icinde bulundugu toplumun gelenek ve goreneklerine paralel olarak bir etik anlayisina sahip olur.

Cihet
Bu bakis acisiyla, bu mana ile, bu anlayis ile seklinde oldugu gibi; cumle icinde bir baglac olarak kullanilir. Kendisinden once anlatila gelen meseleyi isaret ederek, kendisinden sonraki mesele ile alaka kurar.

Abdal
Kendisini ilim tahsiline baglamis, dunyevi zevk ve sefadan el etek cekmis kimsedir. Ilim ile mesgul olan bir kimsenin abes ile istigal olmaya vakti yoktur.. abdal; bos isler ile ilgilenmez, gunu birlik heveslerin pesinden kosmaz, toplum icinde saygin bir konumu vardir.

Aptal
Akla, mantiga uygun hareket etmeyen bir kimsedir. Tabiat yasalarina gore, veya icinde bulundugu toplumun etik yasalarina gore aykiri bir yasama anlayisi benimsemis kimsedir.. bu bakimdan; toplum bireyleri bu kimseyi benimseyip sahip cikmazlar, ona saygi duymazlar.

Hasebiyle
Sebebiyle, nedeniyle, alakasiyla ve sair..

Batın
Insanin vicdani, ruh alemi, gonul deryasi, ic alemi. Batininda mutlu olmayan kimseler huzursuz olurlar; dunyaya, yasamaya, gulmeye kuserler; vicdanlari bir konuda rahatsiz olan kimse mutlu olup gulemez. Bir insan; sevmeye, nefret etmeye batininda baslar.. iste burada, sevgi ve nefret tohumlari filizlenmektedir.

Cemâl
Insanin yuzu, cehresi..

Nakış
Örmek, suslemek, bezemek ve sair.

22 Mayıs 2008 09:13  
Blogger hayatvereninkulu dedi ki...

"Bu yazinin.. neden, daha basit ve sade bir sekilde yazilmamis oldugunu merak eden okuyucuya"


Bence böyle de gayet iyi olmuş...En azından sizin & beraber ben gibi kardeşleriminde sizin gibi düşündüğüne inanıyorum sizin & beraber bizde okur iken kendimizi geliştiricez inşâllah ...Teşekkürler : )( :

22 Mayıs 2008 10:35  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Melek

Sanki.. birisi; size mikrofon tutmuş da, bir teşekkur konuşmasi yapiyor gibiydiniz :)

Simdi kim konuşmak ister, gunun mana ve ehemmiyetine binaen :P

* * *

Gul Ruh 'a bakiyorum da.. şöyle bi hmmm diyip gitti; ama olmaz ki boyle :)

Evet, Gul Ruh.. şimdi de söz sende; Belçika'da havalar nasil ?

Kosova parcali bulutluymus, stop; az biraz yagmurluymus, stop; ve, burada insanlar mutlu mu mutluymus, stop :)

* * *

Ee..

hazir gelmisken Melek, bu yazinin hatali yerleri varsa; ki vardir muhtemelen :)

bilirkişimiz olarak yanlislarimizi ikaz ederseniz memnun olurum.

Surada, şu ifadeyi kullansaydiniz, acaba daha mi iyi olurdu gibi.. seklinde ;)

Vel hasil-i kelam, elestirilere acigim, demek istiyorum efendim..

Saglicakla kalasiniz,

22 Mayıs 2008 11:15  
Blogger aeae dedi ki...

:)

http://sonsuzruh.blogcu.com/
bakiniz bakalim ne göreceksiniz
...

22 Mayıs 2008 12:30  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Gul Ruh

I am too busy right now. Later.. as soon as possible, I will visit and check the adress. In fact.. I wonder, that; what's surprise :o)

Yours sincerely,

http://sonsuzruh.blogcu.com/

Suan cok mesgul olmam sebebiyle, mumkun oldugunca erken bir sekilde, verdiginiz adresi ziyaret edecegim. Dogrusu.. Beni nasil bir surprizin bekledigini merak ediyorum :o)

22 Mayıs 2008 14:23  
Anonymous Adsız dedi ki...

sizi meshur ettim hodri meydana tasidim :)

demek devam diyorsunuz,
Also weiter...:)

glrh

22 Mayıs 2008 17:23  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Gul Ruh

Gunaydin efendim.. mezkur sayfayi gormus bulunuyorum, daha demincek :)

Demek ki, benden baska elestirenler de olmus :P bakin, haksiz miymisim ;)

Ama..

Devam edecek,

23 Mayıs 2008 09:40  
Anonymous Adsız dedi ki...

haklisiniz, haklilar...:)

ama ben böyleyim, rumuz üzere, (Ruh hali iste ...:)
...devami takipteyim...

23 Mayıs 2008 17:30  
Blogger hayatvereninkulu dedi ki...

:$ (utandım) ...Ama şimdi dikkat edince gerçek'ten de öyle olmuş sanırım :)(:

23 Mayıs 2008 17:36  
Blogger hayatvereninkulu dedi ki...

Teşekkürler Kâzım Bey

23 Mayıs 2008 17:37  
Blogger hayatvereninkulu dedi ki...

% 99 utandım :$ % 100 kızar'dım (kendimden:)

23 Mayıs 2008 17:40  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Gul Ruh

..ama,

Önemli olan ne biliyor musunuz: Insanin kendisini yasayabilmesidir, noksanlariyla kendisini kabul edebilmesidir!

Bakin.. yanlislariyla, hatalariyla demiyorum; kusurlariyla diyorum.

Cevremizdeki kimseler bizi ne kadar taniyabilirler ki; cektigimiz dert ve cilelerin hesabini nasil yapabilirler de bizi sorgulamaya kalkabiliyorlar !

Hayir..

Siz, kendinizi yasamalisiniz.. guzelliklere bir adim atmaksa gaye, bunu nasil yaptiginizin onemi yok; birakin da, yurumesini ogrenirken düsün.. ve; birakin da.. birileri size gülsün !

Ama,

Siz, ne gorun.. ne de duyun onlari.

* * *

Biraz hüzünlü, aci, izdirapli.. . yine de gülebilmek, her seye ragmen.

Siz.. eger Gul Ruh iseniz; sevmelisiniz, kendinizi: Siz sevemezseniz.. baskasi nasil sevebilir sizi.

Hem.. biz, once kendimizi sevmeliyiz: Belki, baskalarina da muhtac olmamak icin. Onlardan takdir ve ovgu beklememek icin.. .

* * *

Nereden geldik buraya :) son gunlerde toplayamiyorum dusuncelerimi..o kadar daginiklar ki.

Ve lakin sikayetci degilim; ben, kendimi boyle seviyorum cunku :))

23 Mayıs 2008 22:21  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Melek

Ne soyleyebilecegimi bilemiyorum, ve sessiz kalma hakkimi kullaniyorum; dogrusu.. simdiye kadar mezkur utanciniz da gecmis olmali zaten, diye dusunmekteyim.

Bu utanc da, sohret hissiyatindan kaynaklaniyor olsa gerek; normaldir.. fakat, ilgi alaka kesilince arkasi da uzuntu ve goz yasidir.

Dengeyi, yakalamak lazim; azi karar, cogu zarar diyerek.

%100 Sükunet :)

23 Mayıs 2008 22:41  
Blogger hayatvereninkulu dedi ki...

:))

24 Mayıs 2008 11:25  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Melek

Cocuklar soyle derler: I did, I do again.. Yaptim, yine yaparim :)

Onlarin dunyasi ne kadar da saf ve temizdir, hic bir seyi yanlis bilmezler.. onlar icin her sey dogrudur.

Davranislari..

Hani evin altini ustune getirirler ya, iste bunda bir beis gormezler :) onlara soylenip kizdigimizda; yine yap(i)cam iste, yine yap(i)cam derler simararak.

Bunu bir oyun mu saniyorlar ki. Gerci, biz de o yollardan gectik :) bizim icin bir oyun muydu peki? Kanimca: Bu sorunun cevabini verebilmek icin bir cocuk olmali.

Yine de..

Hepimizin cocuksu bir yani var degil mi; simarmak istiyoruz kimi zaman, elimize bir mikrofon uzatildigi zaman konusmayi istiyoruz. Hatta, mikrofonu bir daha geri vermemeyi bile istiyoruz da, elimizden aliyor birileri.

Simariyor, seviniyoruz.. . Biraz utaniyoruz, bize cocuklugumuzu cok mu gorurler acaba diye dusunerek; yuzumuz kizariyor.

Cocuk olmaktan bahsediyorken.. aklima; Dogan Cüceloğlu geldi bakin, [ Icimizdeki Cocuk ] isimli kitabi.. .

24 Mayıs 2008 13:02  
Anonymous Adsız dedi ki...

en son devam eden iletiye göre;
Demek oluyor ki ben de hakliyim :))

(kendini yasayan)

glrh

25 Mayıs 2008 12:29  

Yorum Gönder