14 Mayıs 2006

Tiksinti

Bizleri insan gibi yaşamaktan alıkoyan nedir, bir sarhoş gibiyiz; ne kendimizi biliyoruz, ne de karşımızdakini :(

Yaşlı insanları düşünüyorum, yetmişi sekseni bulanları. Acaba hayattan çıkardıkları ders ne ki, yalnızca bir cevap istiyorum, yalnızca bir cevap! Hayvanlar gibi yemek içmek midir hayatın anlamı?! Birileri zevk-ü sefa sürerken, birileri de kan revan içinde ağlıyorlar :(

Ben hangi taraftayım? Bu soruyu kendime soruyorum ve sızlanıp şekayetci olanlar tarafında görüyorum kendimi. Hayatta keyif peşinde koşanları kıskanıyorum, onların bu halde olmalarını çekemiyorum galiba :(

Sonra ölüm var diye düşünmeye başlıyorum ve neyi kıskandığımı sorguluyorum; her bir eylem boş görünüyor o zaman. Ölüm gerçek mi, yoksa sahtecikten mi diye soruyorum; kendimi avutarak zevk peşinde koşanlar tarafında olmaya mazeretler arıyorum. Ama hayır, ölüm tam karşımda duruyor, onu görebiliyorum :(

Nihayetinde, bu dünyada aklıma gelebilecek her türlü pisliğe bulanıp zevkin üstüne tadılmaz zevkler inşa etsem de; bir an gelip her bir vazgeçilmezden kopup gideceğim.

Ettiklerim yanıma kâr mı kalacak ki; kalmasındı mı, bu muydu hayatın anlamı? Her türlü naneyi yedikten sonra, mutlu bir ölüm mü bulsundu beni?!

Bir haber çıka gelir, ve hepatit olduğumu öğrenirim; sigara dumanından çürümüş ciğerlerimin röntgenini gösterir doktor bana; kanser olduğum söylenir veya bir trafik kazasında bacaklarımı belime kadar kaybederim; düşerim yürürken kolumu kırarım; makineye kaptırırım elimi; kör olurum; sağır olurum...

O gün ne olacak peki?

Hayatın anlamı benim için ne olacak?!!!!

Zaman zaman kendimden utanıyorum, nefsim beni alıp götürüyor karanlık odalara; kendimi bütün dünyanın pisliklerine bulaşmış bir çamur gibi hissediyorum. O vakit tiksinti duyuyorum insanlığıma ve beni bu hale getiren insanlığa :(

İstanbul'da 24 Saat,
Kâzım Mızrak

2 Yorum:

Blogger cenkunal dedi ki...

Ölüm,hayatın mihenk taşı olmalı.Pergelin sabit noktası ölüm olmalı.

14 Mayıs 2006 18:33  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Evet, Dünya onun etrafında dönüyor!..

14 Mayıs 2006 22:34  

Yorum Gönder