19 Ağustos 2012

Ol karanlık geceler

















Ey gönül kendini vezn etmeye kantar ara bul.
Yürü git, kantarına hâlis olan a’yar ara bul.
Ne kazandın şu fânî âleme geleli?
Ömrünü boşa geçirme zikr ile Allah’ı ara bul.

Bu nefis seni bir gün dosta düşman edecek,
Yürü dil mülkine ehli kumandan ara bul.
Saltanat mülkü konak bir gün elden gidecek,
Sana bâkîde ev yapacak mimar ara bul.

Aldanma azizim şu dünyanın nakşına nakkaşına,
Hazreti Âdem gibi girsen hezeran yaşına,
Akıbet sende bir gün gelirsin o musalla taşına,
Kapatırlar seni bir hâl-i haraba yalınız,
Ol karanlık geceler kendine bir yâr ara bul.

Hafız Ahmet Soyyiğit

9 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

yâ Huu.. !

19 Ağustos 2012 02:58  
Anonymous Adsız dedi ki...

ah yarrr. gecenin karında yer edinebilmek dileğiyle ..hayırlı bayramlar.

19 Ağustos 2012 03:43  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Allah c.c. râzı olsun, ey can.

19 Ağustos 2012 16:37  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Dün gece farketim, şurada demişiz ki:

-:- Allah’ım, sana tutunuyorum, kimsenin yere atmasına izin verme beni.

Sadi -:-


Şurası, burası oluyor :)

>> Klik <<

Yazı güzel, mesaj güzel; ama dün gece fotoğrafa derin derin bakarken gördüğüm şey daha da güzelmiş :)

Bulutlara bakarmısın..!

Sağdan ve soldan iki bulut hüzmesi uzanıyor birbirine, birisi aşağıdan doğru yukarıya el açmış gibi, ötekisi de yukarıdan semâyı aşmış da aşağıya doğru uzanmış gibi duruyor :)

Sanki birbirlerine uzanan iki el gibiler, tutunmak için azm-ü cezm-ü kastediyorlar :)

Ben o sözü, o anki hisiyatımıza binaen fotoğrafın âsudeliğine kanarak seçmiştim; oysa bulutlar..!

Pek hikmetli bir manzara (:

yâ Huu.. !

19 Ağustos 2012 16:58  
Anonymous Adsız dedi ki...

?

10 Eylül 2012 07:08  
Anonymous Adsız dedi ki...

bu gece siziyaralı dizlerinizle ve hüznünlü yüzünüzle iskenderun sokaklarında hasret giderirken gördüm sanki! o halde bile mutluydun:( hemde çok.

14 Eylül 2012 17:54  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Pabuç

Katılmış saysanız, hani orada bir köy var uzakta, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür der gibi.. .

Duâyla.

15 Eylül 2012 22:25  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"bu gece siziyaralı dizlerinizle ve hüznünlü yüzünüzle iskenderun sokaklarında hasret giderirken gördüm sanki! o halde bile mutluydun:( hemde çok."

@ Adsız

O zaman bir Ömer Karaoğlu iyi gider şimdi :)

Buyrun.:

>> Hâl Gazeli <<

15 Eylül 2012 22:40  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Allah'ın dediği olur ve oluyor.

Hayatın üstümüze üstümüze geldiği; hakkın ve adaletin şaştığı, ama daha çok "doğrusu" şaşırtıldığı, buna karşılık yazık ki bizim de şaşırıp kaldığımız; doğrunun yanlışla karıştığı karıştırıldığı; ümitlerin yorulduğu yorgun düşürüldüğü; yolların anlamsızlaştığı, anlamlı yollarınsa dahilî ve haricî bedhâhlar tarafından adım adım mayınlandığı zamanlardan geçiyoruz.

Ve yine de, ama, hâlâ; Allah'ın dediği olur ve oluyor.

Ümit, en güzel duâdır.

Kaderin üstünde bir kader vardı ne de olsa.!

Sezai Karakoç, söylüyor: Senin kalbinden sürgün oldum ilkin, bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği.


....


Bu sözler insanı, aslında insandan daha başka bri şey olduğunu anlatıyor Adsız..!

Bak dinle..

..


Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır


Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır


Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır


Yoktan da vardan da öte bir Var vardır


Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır


O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır


Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır


Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır


Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır


Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır


Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır


Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır


Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır


Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili
En sevgili
Ey sevgili


Sezai Karakoç

15 Eylül 2012 23:05  

Yorum Gönder