18 Ağustos 2009

Ruhumdaki anarşizmin hortladığı günlerde olduğumu söylemek zorundayım.

Bunu, kendime bir itiraf olarak gördüğüm doğrudur, çünkü; şu bloğu tıkladığım zaman, iki yüzlü olduğumu görmek istemiyorum.

Evet, her şeyimi kaybedebilirim; paramı, işimi, dostlarımı, ve bir hiç uğruna sevdiğim kızı.

Kendimi kaybedemem.

Şu bloğun orta yerine okkalı bir küfür savurmak istediğim doğrudur; yine de susuyorsam, bu özgür olmadığım anlamına gelmez.

İnsan kendisini yaşamak, kendisini ifade etmek istiyorsa illâ, daha nazik ve kibar cümleler kurarak da bunu gerçekleştirebilir.

Şimdi !

Maçın orta yerindeyiz, hakem aleyhimize bir penaltı çaldı. Ve, rakip ile buluşan top doksanı buldu. Taraftarımız hayâl kırıklığı yaşıyor, fakat; biz hâlâ ayaktayız.

Meşin yuvarlağı, ağır adımlar ile orta sahaya doğru götürüyoruz.

Henüz, pes etmek için erken.

Hatâlarımızı gördük, kalan zamanda daha inançlı bir mücadele istiyoruz. Bir gol, her şeyi değiştirebilir.

K.M.

3 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@

Asya, sen öyle gülüyorsun diye merhamet göstermeyeceğim; hem de hiç. Ortada kaybetmek üzere olduğum bir maç var, ve zaman aleyhime işliyor. Ya şimdi, ya da asla. Koşmalıyım, her şeyi ardımda bırakıp beni bekleyen zafere. Biliyorum orada yalnız olacağım, aksi halde adı zafer olmazdı.

Dipnot .:

Sizi görmek bana huzûr veriyor, gülüşünüz daim olsun inşâ Allah. Ben sonra gülerim oldu mu, şimdi fırtına modundayım. Rüzgarım dinince bir gül yaprağına sarılıp uyuyacağım; o vakit, ben de tebessüm edeceğim uykumda size.

18 Ağustos 2009 22:28  
Blogger Asya dedi ki...

Aklıma Kürdîli Hicâzkâr olan şu besteyi getirdi bu sözleriniz ;

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın
Öylesine yıktınki bütün inançlarımı
Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın

ne güzel bir bestedir o...

Geçer inanın ki herşey geçer.Allah kulunu zayî edecek değil ya.

19 Ağustos 2009 04:57  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Allah kulunu zayî edecek değil ya."

@ Asya

Söyleyecek aklı selîm bir söz bulamıyorum.

Yağmurdan sonra, boynunu büken bir çiçeğim âdeta.

Şaşkın, suskun, biraz da küskün.

Gülsem mi, ağlasam mı bilemiyorum.

Yağmuru o denli beklemişim ki, niye geç kaldın bu kadar diye naz ediyorum.

Çok özlemişim ama, söyleyemiyorum.

Var diye seviniyorum gizliden gizliye, yine gider diye de korkuyorum.

İşte yağmur, işte çiçek.

Çiçeğin yağmura sevdası böyle bir şey olsa gerek.

K.M.

Fî emânillah ?!.

20 Ağustos 2009 12:06  

Yorum Gönder