11 Kasım 2006

Üzüntün
menfî dairede
cereyân
ediyorsa,

(ey)vah de
nefsim!

9 Yorum:

Blogger ladybird dedi ki...

cozum nedir ?

11 Kasım 2006 15:14  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

!misfen

ed hav(ye)

,asroyide
nâyerec
ederiad îfnem
nütnüzÜ

12 Kasım 2006 03:33  
Blogger ladybird dedi ki...

bravo..!

12 Kasım 2006 16:17  
Anonymous Adsız dedi ki...

ovarb

esneden amılka uş zös idleg "relrök ralrığas rib inirib ralrığa"

13 Kasım 2006 00:25  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

nedense aklıma şu söz geldi "körler sağırlar birbirini ağırlar"

@ Anonymous

Hoş geldiniz efendim,

O söz anonim yorumculara isim yazmaları konusunda bir uyarı geçmek için yazılmıştı...

Görüyorum ki, siz isim bırakmadan yorum yazmışsınız yine. Napalım, unutkanlık diyeceğiz artık...

Üzülmeyin, tamam ;-)

***

Gelelim konuya,

Ladybird bu bloğu bir yıla yakındır ara ara takip eder. Dolayısıyla, ne ben sağırım (neyi sual ettiğini anladım), ne de o kör (cevabımı anladı)!

Onun ne tür konuları işlediğini biliyorum bloğunda, ve "Çözüm" kelimesi ile ne demek istediğini anladım.

Ve Ladybird, benim hangi konular üzerinde yazdığımı bilir. Tek kelime etmeden, - yalnızca yazıyı ters çevirerek - ne demek istediğimi o da anladı.

***

Ben de nasibi olan anlasın demeyerek, şu yorumunuz hatırına cevap yazıyorum size:

***

İnsan üzüntü duyar, her naneye üzülür, değil mi efendim?

İşte bu, insanda benlik vardır anlamına gelir.

Oysa insan bedensel olarak bir yanılsamadır; ölümlüdür, toprak olacaktır nihayetinde.

Bu bakımdan, benlik yoktur, evrensellik vardır. Evrensellik de, aslen kainata varlık kazandıran Allah'tır.

Benlikten sıyrılmak, ve her türlü kaybedişi Allah'ın kaybedişi olarak değerlendirmek; bizlerin gayesidir.

Paradan kaybeden; maldan kaybeden; candan kaybeden; onurdan kaybeden; gururdan kaybeden ve sair...

Efendim, bu bütün kaybedişler; benliğimizden sıyrıldığımız an, Allah'ın kaybedişi olarak değerlendirmeye alınacaktır.

Yani kaybeden biz değil, Allah oluyor.

Bu münasebetle, üzülmek yanlıştır.

Üzülmeyeceğiz kaybettikerimize, hem zaten onlar bize ait değildiler ki!

***

Üzüntüye çözüm nedir, diye gelen soruya verilebilecek en sarsıcı cevap yukarıda duruyor!

10 sayfalık bir cevap, edebiyat olurdu.

Ladybird, tahmin ettiğim kadarıyla kadarıyla verdiğim cevabı anlamış.

Allah râzı olsun ondan, demek ki bu cevabı algılayabilecek bir tekamüle ermiş.

Siz de böyle düşünün, ona imreniniz diye duâda bulunuyorum.

İsim önemli değil efendim; eylem önemli, tavır önemli, söz önemli, yaşam önemli...

İlim Çin'de bile olsa gidip alınız, sözüne icabet etmeliyiz diye düşünüyorum.

Birbirimizden çok şey öğreniyoruz, şükürler olsun.

***

Cevap neydi peki?


Ey kaybettiği menfaatlere karşı üzüntü duyan insanoğlu, sen kimsin?!!!

Sen kim ve ne olduğunu sanıyorsun?!!!

Sen bir garip yolcusun, emanetcisin; bu dünyaya çıplak geldin, ve öyle de toprak sana mezar olacaktır!!!


Üzülmek mi?!!!

Bak ve gör insanoğlu, yanlış yoldasın!!!


Üzülmek mi?!!!

Bak ve gör insanoğlu, yanlış yoldasın!!!


Üzülmek mi?!!!

Bak ve gör insanoğlu, yanlış yoldasın!!!


Sonu hüsran olan bu yoldan, geri dön...


Eller Gülünce,
Kâzım Mızrak

13 Kasım 2006 05:13  
Anonymous Adsız dedi ki...

"Yani kaybeden biz değil, Allah oluyor."

???


"Allah râzı olsun ondan, demek ki bu cevabı algılayabilecek bir tekamüle ermiş."

Darısı bana ,İnşaAllah ...

14 Kasım 2006 22:50  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Anonymous

Ahh Anonymous ahhh, bak gene adını yazmamışsın :(

Senin kim olduğunu tahmin edebiliyorum, ama lütfen adını da yazsan?!

***

"Yani kaybeden biz değil, Allah oluyor."

Bu cümlenin anlaşılamayacağını önceden kabullenmiştim efendim, dolayısıyla şaşırmadım bu suale ;)

O cümlenin devâmında şöyle demişim,

"Üzülmeyeceğiz kaybettiklerimize, hem zaten onlar bize ait değildiler ki!"

İşte bu münasebetle, kaybeden Allah'tır (c.c.) diyoruz. Bir diğer ifade ile veren kendisi, alan kendisi..

Yoksa, bir mücadele var da Allah (c.c) kaybediyor değil haşa!

O'ndan geldik, O'na döneceğiz efendim inşâallah...

Sevdiklerimizi kaybediyoruz değil mi, ölüyorlar meselâ; ya da bizi terkediyorlar :)

Ama bu takdir Rabbimizindir, biz sabır etmekle mükellefiz.

Rabbimiz, hakkımızda böyle bir tasarrufda bulunmak istiyor demek ki diye düşünebilmeliyiz.

(İnsan da sevildiğine karşı nazlı değil midir zaten, sert ve gönül yorucu konuşur hani bazı bazı.)

Evet zor oluyor, hep zevk arıyor insan; sıkıntıyı gürünce, acıya dayanamıyor..

Yâ sabr!..

Hakkımızda hayırlısı olsun efendim, duânıza âmin diyerek mukabele etmek istiyorum, ecmâin!

14 Kasım 2006 23:31  
Anonymous Adsız dedi ki...

"Yani kaybeden biz değil, Allah oluyor."
kaybeden demeyelim de. kaybetme yüce Yaradana has olmamalı O'nun yüce sıfatına yakışmaz kaybediş onun değildir anca biz yaratılanların olabilir) üzülen diye isimlendirelim.

bilyorum sizinde de böyle düşündüğünüzü.

"Üzülmeyeceğiz kaybettiklerimize, hem zaten onlar bize ait değildiler ki!"

Amenna bunu idrak edebiliyorsak ortada kaybeden kalmaz zaten (yani kaybeden Allah'ta olmaz )


"Sevdiklerimizi kaybediyoruz değil mi, ölüyorlar meselâ; ya da bizi terkediyorlar :)"

Tabiiki taktir yüce Mevla'nındır . Bunu kabul ediyorum. şunuda unutmamak lazım nefsi rabbim ihtiyacımız olduğu için bizlere bahşetmiştir. ölçüler içerisinde. O ölçülere daima riayet edenlerden oluruz.hayata kulandığımız ağırlık ölçülerinde bile hasas davranmamızı bir gram dahi dışına çıkmamaızı emretmiş ve cezasının büyüklüğünü bildirmiş birde nefsimizdeki ölçülerin dışına çıktığımızın cezasını düşünelim.

ölüm Ayrılık her zaman hüzün verir .ölçüleri aşmadan olsun inşâAllah.
büyüklerimizde eminim böyle yapmışlardır.

Özlüyorum KâİNATIN EFENDİSİNİ ...
Özlüyorum... Bana bir ışık olan .. bana ... yol gösteren.. o mübarek insanları ..
özlüyorum ...beni sevdiklerimle tanıştıran tüm varlıkları...
Özlüyorum beni sevenleri.. sevdiklerimi..
kâyle alıp yazdıklarınız bütün cevaplar için. teşekürler..
selam ve duaile

Not; yazdıklarım bunları bilmediğinizden değil de , Öğrenmek istediğimdendir.

15 Kasım 2006 11:55  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Esin

:)

Esin kardeşim, hoş geldin, öyle uzun bir aradan sonra seni gördüğüme sevindim..

The Sultan of Madinah'i dinleyebildin mi, teknik bir sorun olmadı ya?!

Çok beğendim o parçayı, sizlerin de beğeneceğini ümit ediyorum kardeşim..

***

Allah (c.c.) elbette kaybetmez, aynı şeyi düşündüğümüzü tahmin edebiliyorum. O bilen bir Allah'tır, nasıl oluyorsa bilyor işte, bilgi ve kudret sahibi.

Aksi halde bilgi ve kudret olmadan insan yaratılamaz. Tesadüfle bir araya gelemez dolaşım siztemi, görme, his, duyu, tat alma, koku alma sistemleri.

Düşünsenize bir kardeş; koku molekülleri ayrı yaratılmış ve insan burunu ayrı yaratılmış. İki yatatılış da birbirini tamamlıyor bütünlüyor...

Risaleler çok güzel örnek verir.

Geceye ve gündüze aynı anda hükmedebilen bir varlık; ancak mevsimlere söz geçirebilir. (Meâlen)

İnancınızla gurur duyalım kardeş; sağol, ben de senden çok şey öğreniyom.

Hem yazıyor anlatıyoruz, hem de öğreniyoruz..

Hamd, kâinatı hükmünde tutan âlemlerin mutlak sahibi Allah'adır; başka hiç bir insan korku ve endişe kaynağı olamaz; O kalpte varsa herşey vardır, O kalpte yoksa hiç bir şey yoktur; O'nu seveni bütün bir âlem sever, O'nu sevmeyene bütün bir âlem küser..

Selâm üzerinize olsun,

Kâzım Mızrak

15 Kasım 2006 20:39  

Yorum Gönder