1 Kasım 2006

Bu Millet Var Yâ

Lütfen bilginize!

Posta içeriği, yazıda bahsi geçen kimse için cevap hakkı doğabileceği ve mümkün şartlarda kendisine haber verilemeyeceği sebebiyle silinmiştir.

İçerik, sonradan spekülâsyonlara yol açmaması için, orjinal hâli korunarak, bu postanın yorumlar köşesine taşınmıştır.

Saygılarımla...

9 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

insanlara insan gibi davranılmayan yerlerde yaşamak zorunda kaldığımız sürece böyle şeylerle çok karşılacağız.herkes kendini değiştirse sorun çözülecek ama..kimsenin bu kadar sabrı yok ne yazıkki...

2 Kasım 2006 12:37  
Blogger Kainat dedi ki...

Garsonun bardakları değiştirme şansı var mı?
O adamdan helallık istemelisin bence.

2 Kasım 2006 23:01  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Hale

Herkes kendisini değiştirebilse. Keşke..

***

"insanlara insan gibi davranılmayan yerlerde yaşamak zorunda kaldığımız sürece böyle şeylerle çok karşılacağız."

Burada şöyle bir ayrıntı var sanırım, insanlara insan gibi davranmayanlar; aslında insan gibi de yaşamıyorlar!!!

Yani bu arkadaş, ve gibileri; plastik bardakta petrol kokusuyla çay yudumlamasını, elleri yanarak çay taşımasını özümsemişler!

Bu sebeple de, bir kaç insan plastik bardakta çay içilmez dediğinde; onlara, bu sorun çıkarmak olarak geliyor!

Öyle özümsemişler ki, koyun gibi yaşamaya alışmış diğerleri; sen ne sorun bir insansın gibi tehditlere mavzer olamıyorlar.

Koyun olarak kalmak, daha güvenli çünkü.

Çünkü plastik bardakta petrol kokusuyla çay içmek, onları daha da semizleştirecek!!!

***

Mesele çok derin, parayı ilk bulan Lidyalılara kadar gider, kardeş...

Susalım en iyisi de, mesele büyümesin.

Saygılar...

3 Kasım 2006 01:03  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Kâinata Mektup

Hoşgeldiniz efendim, daha önce bloğa bir yorum bırakmıştınız ve bu ikincisi oluyor.

İkinci yorumunuzu, kısmen de olsa birinci yorumunuza borçlu olduğunuzu söylemek isterim.

***

İş bu mealde, burada gıybet yapılıyor olması sizi üzmüş olmalı. Beklemiyordunuz belki de böyle bir sahne!

***

Yorumunuzu ilk okuduğumda, eyvah dedim napıyorum ben!

Sonra düşündüm; yazıyı yazarkenki ruh halimi...

Ve şu parağrafı neden yazdığımı hatırlamaya çalıştım:

"Dip Not: Hâdisenin ayrıntılarına yer
verilmemiştir, siz bunu bir hikaye olarak
dinlemiş olun efendim..."


!
.
.
.

***

Geri kalan sözlerimi yutuyorum muhterem; uyarınız için teşekkür ediyorum.

Sözünüze değer vermekle beraber, o kimseden korkuyor olmam beni bir koyun olmaya davet ediyor.

Yani yanına gidip, ben senin dedikodunu yaptım arkadaş diyemem!

Bundan böyle, daha dikkatli olmaya çalışırız inşâallah...

Allah râzı olsun.

***

Bu duruma bir çözüm öneriniz var mı acaba, korkuya yani?

Merak ediyorum, sormak istedim...


.:.: Ayrıntı :.:.

Kantinde zaten bardakla çay dağıtımına başlanmış; o gün, o saat öğle tatili olduğu için cam bardak yetişmemiş.

Bu sebeple de plastik bardak ile çay dağıtmaya başlamışlar.

Köpük bardak sayısı da azmış; en azından o koku yapmıyordu, ve yamulup yumulmuyordu.

Mesele, hâlâ bu bardakları tüketemediniz mi çıkışına karşılık, arkadaşın bardak yok kusura bakmayın demesi yerine; sen ne sorun insansın diye cevap vermesi oldu, ve o bağrışma süreci içersinde beni oradan kovma talihsizliğini göstermesi.

Bu da yorumunuzun, birinci sorusuna cevap olsun.

3 Kasım 2006 01:31  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Lütfen bilginize!

Aşağıdaki içerik, daha önce anasayfada olup, oradan silinerek buraya taşınmıştır.

Silinmesi konusundaki sebep,
anasayfada izâh edilmiştir.


------------------------------------

Bugün üniversitenin kantininde sözlü
bir tartışmaya karıştım. Biraz kavgavari
bir tartışmaydı bu, hani forum havası falan
yoktu diyorum.

Kantinde çalışan genç delikanlıya, plastik
bardakta çay veriyorlar diye çıkıştım.

İki ay önce de tatlı bir dil ile uyarmıştım aynı kişiyi.

Delikanlı - zaten yorgunluktan beyni sulanmış
bir halde - benim nevri dönmüş bakışlarımı görünce
hepten uçtu.

Şu veciz sözü, sanki tarih şahid olsun dercesine
elini havaya kaldırarak söyledi:

- Sen ne sorun insansın kardeşim...

***

Varan 1: Öğrencilerin sıcak çayı görünce
içine koku salan, eğilip bükülen yamulan,
taşırken ayy off puff dedirtip el yakan
bir plastik bardakta çay içmek istememeleri
sorun çıkarmak oluyor..

Varan 2: Sorun bir insan olduğumuzu
doktorların tasdik etmesine gerek kalmadı,
artık sokaktaki gerizekalı bir vatandaş bile
kolaylıkla anlayabiliyor bunu.

Varab 3: Bu millet salak değil dediğimde,
nedense kendimi salak gibi hissediyorum;
sahiden!?

Dip Not: Hâdisenin ayrıntılarına yer
verilmemiştir, siz bunu bir hikaye olarak
dinlemiş olun efendim...


------------------------------------

3 Kasım 2006 17:15  
Blogger Kainat dedi ki...

"İkinci yorumunuzu, kısmen de olsa birinci yorumunuza borçlu olduğunuzu söylemek isterim."

Nasıl bir borç anlayamadım.

Pek korkacak birine benzemiyorsunuz, en azından görüntü itibarıyla...
sadece Allah'tan korkan başka hiç bir şeyden korkmaz. Nefsi için konuşmaz sadece hakkı söyler. bunu yaşamanın kolay olmadığının farkındayım.

5 Kasım 2006 01:02  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Neden hep uçları tercih ediyoruz.

Hem yazılır hem de yaşanır. Ama samimi olmak lazım, yeri geldiğinde sükut güzeldir.

Ben biliyorum ki bir süre sonra yazma ihtiyacı duyacaksın, için içini yiyecek acaba kim ne yazdı, ben de yazsam fena olmaz diyeceksin.

Uzun soluklu yürüyüşe çıkmak lâzım.

Blog kültürü bir birine cevap niteliğinde olmamalı, sen söyleyeceğini söyle eğer hayır söylersen bir gün birine faydalı olur.

Hak her zaman yaşayacaktır, bâtıl yok olur ve gider. Eğer derdin hak ise ara ara burayı diri tut.

Sanal da olsa, samimi insanlar da az değil."



@ Kâinata Mektup

Yukarıya mevzu bahis ilk yorumunuzu alıntıladım.

Nasıl bir borç olabileceğini, "Mahur Beste'm" konu başlığına bırakılmış olan şu yorumu okumuş (veya okuyacak olan) akıl sahipleri takdir etsin...

İş bu hâlde, nasıl bir cümle ile size teşekkür edildiğini anlayabilmeniz beklenmektedir.

Gerekli görür de bir kez daha sual ederseniz, açıklamamı yaparım!

.:.: Bağlantı Adresi :.:..

[http://mizrak.web.tr/2006/08/
mahur-bestem.html
#c115754282322497329]


Fare ile bağlantıya sağ tıklayıp "Yeni pencerede aç" diyorsunuz.

***

Cevap için teşekkür ederim abi, önemsiyorum sözlerinizi.

Düşünüp, değerlendirmesini yapacağım inşâallah.

Saygılarımla...

***

.:.: Notlar :.:.

Bugüne kadardı teşekkürün mahiyeti, bundan sonrası meçhul.

Yazmayı sürdürür müyüm, yoksa bırakır mıyım bilemiyorum.

Sabaha çıkmaya senedimiz yok ki, hakkımızda hayırlı olanın duâsındayız...

5 Kasım 2006 01:56  
Blogger uyarıcı dedi ki...

kabenin bir sürü resmi var bende fakat sizdeki resimde her ne hikmetse kenarlarda Mason işareti dikkatimi çekti.Mason karşıtı değilim fakat kabede masonist işaretin ne işi var? söz konusu resim mizrak.web.tr\images\kabe_b.jpg
kenarlarındaki yuvarlak masonik sembole dikkatli bakarsanız görürsünüz

29 Temmuz 2007 01:45  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Uyarıcı

Dediğiniz resme baktım.. ama demek istediğiniz yıldız şekilleriniz veya şeklini göremedim.

Dikkatimden kaçıyor olabilir..

Yine de haber verdiğiniz için teşekkür ederim, memnun oldum.

Bu resimi internetten bulmuştum.. şu sayfada da, bu blogda yayınlanmış durumdadır.

Saygılarımla,


.:.: Dipnot :.:.

Yorumu, hiç alakası olmayan bir sayfaya bırakmışsınız :o) olsun.. napalım ki.

Dert değil,

29 Temmuz 2007 09:45  

Yorum Gönder