Evet yargılamaya gelmedik... uyaran olmalıyız her zaman, Hz. Peygamber buyurmuştur ki; Bildiğini söylemeyen, dilsiz şeytandır. Allah unutmayı nasip etmesin ki, hatırlamak yada birinin hatırlatmasına ihtiyaç duymayalım...
Ebru ustası; Hikmet Barutçugil'den dinlediğim bir hikayeyi de paylaşayım, konu ile iniltili buldum...
Bektaşi, yolda yürüken bir böcek görür (ne böceği olduğunu yazamıyorum); - Ey! Allah'ım. Evreni, Dünya yı ve bu kadar canlıyı yarantın da, bu böceği niye yarattın? demiş ve yoluna devam etmiş. Gel zaman git zaman, bir gün hasta olmuş. hastalığına çare bulamamış hekimler. En sonunda bir hekim onu muane ederek hastalığına teşhis koymuş. - Eğer o böceği çiğ çiğ yersen iyileşeceksin. demiş. Çaresiz Bektaşi dediğini yapmış ve iyileşmiş. Yine günlerden birgün Bektaşı deniz yolcuğu yaparken, fırtınaya yakalanmış. Gemilerdeki yolcuların hepsi Allah'a geminin batmaması için çeşitli dualar ederken, Bektaşi Gemi direğinin dibinde oturup sigarasını içmekten başka hiç bir yapmıyormuş. bu gören biri yanına sokulup; -Be ey !erenler; gemi batacak ölüp gideceğiz. neden sende dua etmiyorsun? demiş. Bektaşı; - Ben Onun işine karışmam. Bir defasında Allah'ın işine karıştım, bana böceği yedirdi. şimdide karışırsam kim bilir ne yedirecek...
5 Yorum:
Bu sözün, bir gün sana hatırlatılır.
- Rica ederim efendim, dilerseniz hatırlatan siz olunuz :o)
13 Haziran 2006 12:38
Ben hatırlatırım merak etmeyin :)
Evet yargılamaya gelmedik... uyaran olmalıyız her zaman, Hz. Peygamber buyurmuştur ki; Bildiğini söylemeyen, dilsiz şeytandır.
Allah unutmayı nasip etmesin ki, hatırlamak yada birinin hatırlatmasına ihtiyaç duymayalım...
Ebru ustası; Hikmet Barutçugil'den dinlediğim bir hikayeyi de paylaşayım, konu ile iniltili buldum...
Bektaşi, yolda yürüken bir böcek görür (ne böceği olduğunu yazamıyorum);
- Ey! Allah'ım. Evreni, Dünya yı ve bu kadar canlıyı yarantın da, bu böceği niye yarattın? demiş ve yoluna devam etmiş.
Gel zaman git zaman, bir gün hasta olmuş. hastalığına çare bulamamış hekimler. En sonunda bir hekim onu muane ederek hastalığına teşhis koymuş.
- Eğer o böceği çiğ çiğ yersen iyileşeceksin. demiş.
Çaresiz Bektaşi dediğini yapmış ve iyileşmiş.
Yine günlerden birgün Bektaşı deniz yolcuğu yaparken, fırtınaya yakalanmış. Gemilerdeki yolcuların hepsi Allah'a geminin batmaması için çeşitli dualar ederken, Bektaşi Gemi direğinin dibinde oturup sigarasını içmekten başka hiç bir yapmıyormuş. bu gören biri yanına sokulup;
-Be ey !erenler; gemi batacak ölüp gideceğiz. neden sende dua etmiyorsun? demiş.
Bektaşı;
- Ben Onun işine karışmam. Bir defasında Allah'ın işine karıştım, bana böceği yedirdi. şimdide karışırsam kim bilir ne yedirecek...
Emri bilma'ruf,nehyi anil münker.İyilikleri emretmek,kötülüklerden menetmek düsturunu uygulamak da uyarıcılık vazifesi içerisine girer herhalde.
Muhterem misafirlerim, fikir ve düşünce paylaşımlarınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim; sağolunuz diyorum...
-:- Umutsa, Unutma! -:-
Yorum Gönder