19 Mart 2006

Bataklıkta açan zambak, yaşadığı yerden şikayetci olmaz.

Link:

http://images.ask.com/pictures?qsrc=1&o=0&q=Water%20Lily

Bu güzellikleri yaratan, ne güzeldir :)

5 Yorum:

Blogger ladybird dedi ki...

saf ve temiz lotus cicegi bataklikta aciyor ve uzerine pislik camur vs geldiginde kendi kendini temizleniyor.. gece suyun altina girip, gun isiginda meydana cikiyor..misirlilar lotus ciceginin gunes, yeniden dogma ve dogumu simgeledigine inanirlar..

Her yeni gunde kendini yeniden acan ve kapatan ozellikte farkli bir cicek..

19 Mart 2006 17:16  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

....yanlış bir zamanda, yanlış bir yerde, yanlış bir davranışta bulunmuş olabilirsin.

Yanlışına sahip çık, çünkü sen o yanlışsındır.

Kendini inkar etme dostum :-/

***

Zambak dedik de, aklıma Balzac geldi.

Vadideki Zambak isimli romanını okumuştum yıllar önce. Kitabın sonuna gelmek bir sabır işi, kaç kez elimden bırakıp ne sıkıcı bir roman bu dedim kendi kendime.

Ancak kitabın son sayfalarını okuyunca, yüzüm gülmeye başlamıştı; zira kitabın sonu romanın sıkıcı anlatımına inat trajikomik bir uslub ile kaleme alınmış ki, gülelim mi ağlayalım mı dedirtiyor insana.

Balzac bütün bir kitabı üç beş sayfalık bir final için yazmış sanki.

Kitabın sonunda muhteşem bir final var, kadın erkek ilşkilerini tahlil etmeleri konusunda okumayanlara tavsiye ederim.

.:.: Dip Not :.:.

Ladybird, benden önce yorum bırakmışsın; sonradan farkettim :)

Bilgi paylaşımın için teşekkür ederim, ilginç bir çiçekmiş Lotus Çiçeği; ondan ders alalım biz de...

19 Mart 2006 17:26  
Blogger ladybird dedi ki...

gunes isiklari ile acilip guzel kokusunu etrafa sacip tekrar karanlikta kendini kapatmasi dogum ve olum ve yeniden dirilisi hatirlatiyor..

kokusu sumbul hatta muza benziyormus..gidip gorup teneffus etmek lazim..rahatlatici ozelliginden dolayi bazi hastaliklara derman olarak kullanilmakta..

bu sadece bir cicek ornegi..

19 Mart 2006 17:46  
Blogger cenkunal dedi ki...

Güzel gören güzel düşünür.Güzel düşünen hayatından lezzet alır.

19 Mart 2006 20:24  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bataklık kelimesi ile ifade etmiş olduğum manayı düşündüm.

Zambağa baktım, o tüm güzelliği ile çirkin bir bataklığı güzelleştirebiliyor.

Onun güzelliği kendisi olması mı, yoksa bir bataklığı güzelleştirmesi mi?

Zambak güllerin arasında ne kadar bir değere sahip olabilirdi?

Gül bahçesinde, bülbül zambağa rağbet eder miydi? Bu soruya vereceğim cevap, hayır olucak.

İşte öyle bir ortamda zambağın bir değeri yokken, bataklıkta baş tacı ediliyor; güzelliği ile insanları büyülüyor.

***

Demek ki, insanın değer gördüğü mekan çok önemli.

Siz alimlerin arasında bir kapının kolu bile olamazken; ahmakların doldurduğu bir ortanda alim gibi bir değer görebilirsiniz.

Bu bakımdan yaşıyor olduğumuz ortam, mutlu olabilmemiz için bir etkendir diyebiliriz.

***

Verdiğimiz örneği dikkate alarak, ahmakların yanında yaşamayı seçmenizi asla tavsiye etmem; bir süre sonra üzüm üzüme baka baka kararır, körle yatan şaşı kalkar hesabı siz de bir ahmak olur çıkarsınız ortaya.

***

Radikal kimliğim ile içinde yaşadığım ortamlarda hep sivrildim, ya aptalığımla ün saldım ya da detaylar üzerinde düşünen zekamla mimlendim.

Dışlandığım, sahiplenmediğim, kendimi yalnızlığa itilmiş olarak hissetiğim bir çok ortamda bulundum.

Düşüne düşüne bu yorum içeriğinde anlatmaya çalıştığım sonuçlara ulaştım.

***

Sizi olduğunuz gibi kabullenmeyen insanlar ile karşılaşıyorsunuz; sizi sevmiyorlar ve sizden kaçıyorlar.

Kendinizi kabul ettirmek adına ısrarla onların peşinden koşmanız hiç de mantıklı değildir.

Bakın o insanlar kendi akıl kapasitesindeki insanlar ile beraber olduklarında ancak mutlu olabilirler; siz onlardan daha zeki olabilirsiniz veya daha da aptal, nihayetinde bir kapasite farkı varsa iletişim kuramazsınız!

Sonuç olarak karşılıklı olarak birbirinizi üzersiniz.

***

böyle bir problemi karşılıklı olarak birbirimize yaşatmayalım (ya da yaşatılmasın).

Yapılması gereken en mantıklı işi size söylüyorum.

İletişim konusunda problem yaşıyor olduğunuz insanları anlama konusunda ve de kendinizi anlatma konusunda limitler tanıyın.

Bu limitler dolduğunda o kimseyi kazanmak adına artık bir çaba harcamayın ve tabi o kimse de aynı şekilde size problem çıkarmaktan vazgeçsin.

***

İşte böyle bir gelişmeyi karşınızdaki kimseyle saygı sevgi çerçevesinde fiiliyata geçirdiğinizde; siz kendi kapasitenize hitap eden bir insanı aramaya bir adım atmış oluyorsunuz.

Aynı durum karşınızadaki birey için de geçerlidir tabi.

Hal böyle olunca mutluluğa doğru bir adım atan iki insan elde ediyoruz.

***

Sizi bilmem ama ben bu anlayışı benimsiyorum, birbirimizi üzmeyelim; sizi daha iyi anlayabilecek ve daha çok sevebilecek bir çok insan var, onları arayın ve bulun.

Sizin yüzünüzden ben kendisini dışlanmış hisseden bir deli rolünü oynamak istemiyorum.

Ben şunu çok iyi ve çok çok iyi biliyorum: Bana sizin veremediğiniz değeri verebilecek, sevebilecek bir çok insan var.

Benim nazarımda problem olarak görünen o insanlara ulaşabilmem.

Aramaktan şikayetci bir insan gibi mi duruyorum, hayır...

Kendini Bulan,
Kâzım Mızrak

19 Mart 2006 23:34  

Yorum Gönder