7 Nisan 2012

5 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bir mum alevinde de ısınabilir yürekler ve bir mum ışığıyla aydınlanabilir küçük bir oda, iki dostun sohbeti eşliğinde.

7 Nisan 2012 15:12  
Anonymous Adsız dedi ki...

canlar feda olsun o kalem ve mumun dostluğuna ve aydınlığına.:(((

7 Nisan 2012 19:56  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Ağır sözlerdi bunlar; bedel isteyen, fedâkarlık bekleyen, cefâkar sözlerdi. Hâl dili ile yoğrulmuş derin bir iklimden geliyorlardı.

Hâlden anlayanı vardı karşılarında; hâlini arzeden biliyordu, bir hâlden anlayan vardı. Ne güzeldi, kelimelerin ziyâsını görebilmek; her tebessümle bir gül goncası düşüveriyordu kalplere.

Kuşkusuz, bazı hüzün hâlleri bile, ayrı bir gülümseme şekliydi. Beyaz güller var ya, siyah güller de vardı.

7 Nisan 2012 23:19  
Anonymous Adsız dedi ki...

çok ağır.şükür ki halden anlayan var..aynen "bir tebessümle bir gül goncası"rabbim onu hiç soldurmaya yüreklerimizde. hep öyle: bir gonca canlılığında kala inşaallah..

bize hep beyaz güle odaklanmayı öğrettiklerinden siyah güleri gözardı ediyoruz. karşılaşınca da bocalayıp duruyoruz.

ama siyah güller değil midir: beyaz güllere anlam katan? beyazdan haberdar olmak için siyahı da bilmek gerekmez miydi?
işte bunları da siz gibiler öğretiyor elhamdullillah.

sizler sadece beyazı değil siyahında bize katıklarını öğretiyorsunuz ve bayazlarımıza daha bir anlam katıyorsunuz..rabbim razı ola

bedel ödemeyi ne kadar çok severmişiz değil mi?

8 Nisan 2012 12:03  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

O kadar çok beyaz gül var ki ortalıkda, siyah güller daha kymetli bir hâle geldi bence :)

Beyaz gül o mağrur güzelliği ile övüne dursun, siyah güller sessiz sakin ve sükûnetle açarlar. Cömerttirler, cesurdurlar..!

Sonuçta, beyaz gül de solar kurur ve toprağın yolunu tutar siyah gül gibi; her fâni için olduğu gibi mecburi istikamet yine değişmez.

"İnna Lillâhi ve innâ ileyhi raciûn."

Şüphesiz biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz.

8 Nisan 2012 12:58  

Yorum Gönder