6 Nisan 2012



Fotoğraf .: Tralover / Flickr

11 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

"neden bulmadın" diye kendime yakınırken, bilmezdim ki: bulmaktan acı ulaşamamak olacağını...

güneşe gidiyorsun ha? ışığa aydınlığa.o kainatı aydınlatan aydınlatıcıya.

ne güzel ayak izleri o öyle..! isterdim ki tek değil çift olsun sonrasında binlerce, yüzbinlece..!

belki garibseyeceksin ama: o çöldeki ayak izlerindeki bir zerre toza bile muhtacım. bulmak, bulupta ulaşamamanın acısıdır beni yoldan alıkoyan. ümitsizliğidir diyemeyeceğim: ümitsizlik beni bu alemde var etmezdi çünkü..!gücüm sadece Onu bulmaya yetti, ulaşmayı da merhametine bırakıyorum..:(( O en iyisini bilendir..!

ULAŞırsan beni de unutma..!

6 Nisan 2012 11:14  
Anonymous Adsız dedi ki...

çobuk ol: ulaşmalısın.. O seni beklemekte.. O gönlümün sultanı..!

6 Nisan 2012 11:19  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Hı hımmm, ben de bunları düşünüyordum, fatoğrafa bakarken, acaba o ne düşünür dedim, bak aynı şeylermiş.

7 Nisan 2012 14:23  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Sen arkamdan gel, ben çığır açıyorum, bu iş daha zor, izleri takip et.

7 Nisan 2012 14:24  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Çöl, buz çölü :)

7 Nisan 2012 14:25  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Pes etme, yüreğindeki ateş sönmesin..!

7 Nisan 2012 14:27  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Unutmammmmm Adsız, bi iznillah.

7 Nisan 2012 14:29  
Anonymous Adsız dedi ki...

:(

26 Nisan 2012 12:41  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Can Adsız.!

28 Nisan 2012 06:18  
Anonymous Adsız dedi ki...

:(

28 Nisan 2012 06:40  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Gülün güzelliği aklıma geldi, hani o hep iltifatlar ile hatırlanan gülün derin cazibesi.

&

Dikenleri ile beraber yaşamayı öğrenmişti gül; onlardan şekvâ etmeyi bir kenara bırakmış, onlarla sulh içinde olmayı kabullenmişti.

&

Dikenler gülü terk edecek değillerdi, gül de sabredip, sustu bunun üzerine. Masumiyeti, saflığı kaldı geriye gülün.!

&

Fakat, dikenli olması, yine de böylesi sevilmesine mani olmadı olamadı.

&

Bizler de, türlü türlü dikenlerimizle, güzel yanlarımızı çirkinleştiriyoruz. Bilerek, bilmiyerek, zorda kalarak bazen, mecburen, kasten, ya da çaresizce.

&

Oysa, güzel yanlarımız da vardır bizim. Bir şiirin nakaratında sürekli söylendiği gibi:

Hoşça bak zatına kim zübdei alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

Kendine bir hoşça bak; sen alemin özüsün,
varlıkların gözbebeği olan insansın.


&

Dikenimiz var diye, güzel yanlarımızın yokluğunu düşünüp ümitsizliğe düşmemeliyiz. Bizi öyle görüp haysiyetimizi şerefimizi onurumuzu zedeleyenleri de arifane bir edâyla bağışlamalıyız kanımca.

&

Bağışlamak zordur elbet, zaten kolay bir şey olsaydı, gül ve diken arasında bir fark da kalmazdı.!

Gece ile gündüzün arasında okunan fark gibi olmak kolay olabilir mi.? Biri karanlık, biri aydınlık. Biri cehaletin, diğeri aklın temsili.

&

Zordur elbet, gönlünde söylenmemiş söylenmeyecek söylenemeyecek sözleri biriktirmesi; onları öğütmek yürek ister.

&

Dikenler arasında yaşayabilmek; yine de ümitle, yine de duâyla, yine de sevgiyle....!

&

Zulüm, çile, ıstırap; bunları kullanmasını bilene birer lütuf ve ihsan gibidir. Kişi olgunlaşır, kemal bulur. İşlenen, yontulan bir taş gibi şekle şemale erer.

&

Bunları düşünüp kişi sabrına sabır katmalı, var olan cüz-i iradesini de işte bu istikamette harcamalıdır.

&

Nihâyetinde, rabbim âciz kuluna hak ile batılı ayırt edebilecek bir furkan nasip edecektir inşâ Allah.

Âmin..!

5 Mayıs 2012 18:40  

Yorum Gönder