1 Şubat 2012

İsmi Lâzım Değil

Etiketler:

6 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Allah'ı sevmeyen, onun sevdiklerini nasıl sevebilir.?

Bir düşün.!

Ya tersi.?

Allah'ın sevdiklerini sevmeyen, O'nu c.c. nasıl sevebilir.?

Bir düşün.!

,

1 Şubat 2012 02:45  
Anonymous Adsız dedi ki...

ben de bunu hep düşünürüm. emirleri de sevdikleri olmalı.. O nu(CC)sevdiğime emin gibi dururum..emirlerini aksattığımda sevdiğimden umudumu keserim. tekrar başladığımda bu yine devam eder.. bu hep böyle sürer. o yüzde, bazen mutsuz olurum. bu süreç ne zamana kadar devam eder bilmiyorum. son anımın: kesik bir umutla sonuçlana bileceğini düşünürken de: yıkılıp boşluğa düşerim. bunu nasıl aşacağımı düşünüp dururum bir çıkar yol bulamam. var mıdır bir önerin?

2 Şubat 2012 00:46  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Bu fotoğrafı burada yayınlıyorken, aslında sadece gülüyordum.

"İsmi Lâzım Değil" Gül işte diyerek, gülmeye davet etmekti amacım sizi, bizi, onları.!

Gülmek, ne kadar güzel bir şey.!

Sorunuzla alakalı galiba bu gülme meselesi.

Yukarıda her ne yazdıysam, bakın görün ki, yine de konumuz dışına çıkmamışım :)

Soruyorsunuz ya, nedir öneriniz :)

Gülmek, derim ben.

Gülmek, her türlü hastalığa iyi geliyor olmalı.

Biraz, kaçamak bir cevap oldu değil mi :)

Zor, karışık bir cevabı olmalı bu işin derken; bu basit cevap sizi şaşkınlığa uğratabilir belki :)

Ama, öyle işte (:

Şimdi, bir başka soru çıkıyor karşımıza :)

Nasıl gülebiliriz.?

Hımmm :)

Sanırım, bu sorunun cevabı da kişinin kendi dünyasında saklı olmalı.

Basit şeylerden mutlu olabilirsek, kolaylıkla gülebiliriz meselâ :)

Ama, kolay değil, biliyorum.!

2 Şubat 2012 02:13  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Peki, gülü beğendiniz mi..? Güzel mi..? Benim fotoğrafım, ben çektim. Gerçi bir kaç sene oluyor, ne yapalım, elimizde bu vardı :)

2 Şubat 2012 02:16  
Anonymous Adsız dedi ki...

güzel: güle adını veren güzel..
yanlız çok açmış gülleri gördüğümde içimi hüzün kaplar. geçmişten bir kalıntı bu..

ben daha çacuk denecek yaşta iken babam güle adını veren güzeli anlatırdı. ben de taa o yaşlarda güle olan aşk başlamıştı.. ve o küçücük bahçemizin her tarafına gül ekmiştim . o kadar çok ekmiş idim ki yerli, yersiz her tarafı doldurmuştum. su sayacını okumaya geln memura annem her geldiğinde "çok yazıyorsun" diye çıkışır idi. oda "bre kadın..! "bahçenin her tarafını gül bahçesiyle donatmışsın. yağmurun emirdarı değilsin ki: sen her istediğinde sulasın" elbette sen buna bu çeşmeden su harcıyorsun derdi.. memurun gidişinden sonra evde her zaman bir kıyamet kopar idi..Onların her tomurcuğunda sevinir beni mutluluk kaplar idi ve açışları hüzün ve sonrasında acı verir idi.. ömürlerinin bitmesine kısa zaman sonra yok olmasına dayanamaz idim. bu kadar azarın ardındaki mukafat yok olmaları mı idi.? daha sonra ara ara söküp aşı gülleri ektim . daha uzun süreli benimle kalabilsinler diye. bir zaman sonra tüm gülerin yerleri aşı gülleriyle doldu.. gün geldi ben onları bırakmak zorunda kaldım. geri döndüğümden benden sonra hepsini kökten sökmüşler, sadece bir kaçını bırakmışlar idi.. öyle üzüldüm ki, öyle bir içlendim ki: sanki onları ailem sökmemiş de kendileri terk etmiş gibi " siz beni terkettiğiniz de geri döndüğünüzde ben hep burda idim. ben gitiğimde ve geri döndüğümde neden sizi bulamıyorum" diye serzenişte bulundum.. sonuna kadar açmış güller beni hüzünlendirir.. goncası da sevindirir. yoksa gerçekten güzel..

yine deli deli ne yazdım böyle? :( gerçekleri, yaşanmışlıkları ama sil istersen..

2 Şubat 2012 04:29  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Silmeyelim, çok güzel anlatmışsın, masal gibi. Allah râzı olsun.!

Beğenmenize sevindim, elhamdülillah, hüzünlendim siz öyle anlatınca.

Yazın, ben de az uğraşmadım bahçemle, annem de bana söyleniyordu bazen, çok sulama diye :)

Güller ile muhabbetiniz ne hoşmuş :)

Elhamdülillah, yine de o günleri düşünüp, şimdi dertlenip kederlenmeyelim.?

Elhamdülillah, yine de şükür, rabbim bizi cennetiyle sevindirsin inşâ Allah.

Düşünsene, her yanımız gül olacak, her yanımız gül kokacak, ne güzel olur yaa :)

Allah muhakkak vardır; biraz dargın bize galiba, kırgın olmalı, elimizdeki gülleri aldığına göre.!?

Ama, aldıklarını öbür tarafta gani gani verecek inşâ Allah.

O zaman yaşadık Adsız :)

Ben bir ucundan öbür ucuna gözlerimin alamadığı kadar büyük bir domates bahçesi istiyorum.

Şimdi, o güzel günleri düşünüp, tatlı tatlı gülümseyelim olur mu :)

3 Şubat 2012 00:41  

Yorum Gönder