28 Ekim 2011

Gemi limanda güvendedir, ama gemiler limanda beklemeleri için yapılmaz.

Paulo Coelho, Hac

8 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

yelkeni kırık, küreyi eksik bir gemi sığınmaktan ve beklemekten başka ne işe yarar ki? :( onarıp salmak lazım değil mi? :(

29 Ekim 2011 00:49  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Bu sözü yeni elime aldığım bir kitapda okudum, çok beğendim. Paulo Coelho yine döktürmüş bu kitabında.

İnsanı ve insanlığı arayan Coelho, önce kişinin kendisini bulması gerektiğine inanıyor.

Kayıp, kendisini tanımayan, kim olduğunu bilmeyen bir kimsenin çevresine de bir katkı sağlayamayacağı kanaatinde.

Bu yüzden dolayı insanın zayıf noktalarını bulup onları güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor.

Söz gelimi yalnız kalmaktan korkan bir insanın yalnılık ile yüzleşmesi, aç kalmaktan korkan bir kimsenin açlık karşısında aslında öyle çok da korkulacak bir şey olmadığını görmesi gibi..!

Zayıf yanımız bizim zayıf halkamızdır. Sigara içiyorak bu bizim zayıf halkamızıdr, ne zaman sıkıntıya düşsek ona sarılıyoruz, bu basit bir kaçış yoludur.

Sigara demişken, bilmem kaçıncı kere daha sigarayı bırakmış bir kimse olarak bunu söylüyorum. Bu bir mucize değil, yâni sigarayı bırakma işi diyorum.

Sigara ile dünyaya gelmedik, o bir kanser, her nefesle canımıza kastediyor.! Zararlarını, insan sigarayı bıraktığı zaman daha iyi farkediyor.

Sorunlarımızı görmezden gelerek veya çaresizce kabullenerek çözemeyiz. Tabi eğer çözmeye karar vermişsek.?!

Burada sizi çok anlamlı bir noktada görüyorum sevgili Adsız, çünkü sorunun ne olduğunu en azından tasavvur edebiliyorsunuz.

Geminizin yelken direği zarar görmüş, rüzgarı alamıyorsunuz. Bu da ümitlerinizin zayıf oladuğu manasına gelmekte. Yarına umutla bakamıyorsunuz. Gemiyi hareket ettirecek gücünüz de yok. Kaderinize terk edilmiş durumdasınız.!

Peki ne yapıcaz.?!

Aslında bunu en iyi siz bilebilirsiniz.!

Bize de duâ etmek düşüyor desem, daha gerçekci ve dürüst bir cümle kurmuş olurum inanın.

Beklemek de bir çözüm gibi görünüyor bana. Bekleyerek direğin yeniden vücud bulmasını ummuyoruz tabi.

Ancak beklemek demek düşünmek demektir, ve zamanın getirdiği değişimlerden istifade edebilmek demektir.

Zaman karşımıza bir takım imkan ve fırsatlar çıkarır. Söz gelimi, zamanla yüzmeyi öğrenebilir ve karaya çıkabilirsiniz.

Orada kendinize yeni güzel bir yelken direği yapabilirsiniz.!

Hatta bu sırada denize açılmanın öyle çok da önemli bir şey olmadığının farkında varıp, kalan hayatınızı karada geçirebilirsiniz.

Oldu mu.?

:)

29 Ekim 2011 11:18  
Anonymous Adsız dedi ki...

kazım bey uyarıcı ve uyandırıcı sözleriniz için rabbim: daha çok sevsin ve sevdirsin inşallah.

bu güzel yoruma yorum katarak değersiz kılmak istemiyorum.
son satırlarınız için şunları yazmadan edemeyeceğim:biz hüznü seven milletiz. denize açılmayı severiz.;)

30 Ekim 2011 10:52  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Âmin, ecmâin :)

31 Ekim 2011 15:58  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

"Biz hüznü seven milletiz, denize açılmayı severiz."

@

Karşımda savaşçı bir ruh görüyorum.!

31 Ekim 2011 15:59  
Anonymous Adsız dedi ki...

öyleyiz diye biliyorum..bilmek önemli değil elbette: olmak önemli olan. inşalllah bildiğimiz gibiyizdir..
biliyorsun rahmetli babam da savaşçı idi. her nekadar elinde kılıcı olamayıp bilinmedi ise de: o bir savaşçı idi.

31 Ekim 2011 17:15  
Anonymous Adsız dedi ki...

döndüm tekrar baktım yorumuma ve nefsin kabarmış haline rasladım."savaşçı bir ruh" demenin ardındaki sevincin verdiği, nefsani bir haz: nerdeyse tüm aileyi savaşçı yapacaktı:)

31 Ekim 2011 18:04  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Adsız

Evet, ben de farkettim bu detayı :)

Ne oluyoruz yaa dedim :))

"Öyleyiz diye biliyorum." Bi itirazınız mı vardı..!? :D

Aman Allah'ım :)

Adsız geliyor, çekilin yoldan, savulun alçaklar :P

Savaşçı Adsız ;)

Evet, bize sizin gibi savaşçılar lazım aslında, top yekün ailecek :)

Olur mu...?

:)

31 Ekim 2011 21:58  

Yorum Gönder