29 Haziran 2006

Susmakla Varılır Hedefe.

> Sen, Bu Değilsin mi?!

- Bilmiyorum...

Hep şunu derler, aslında ben var ya, bu kalıbın adamı değilim. İmkanım olsa bak neler yaparım.

> İşte evladım, sen de bu kafadasın. Sen bu kafada olduğun sürece, ayakların yere basmayacaktır ve sen hep bir hayalin peşinde koşarak kendini helak edeceksin bu yolda. Yazık değil mi, sana!? Evet aslında değil harbiden de, bu kafayla yine iyi bir yerdesin; annen doğru söylemiş; rahatın beyde yok...

Beni de kendine banzettin :-/

Hulasa ile, sen ne isen osundur, bana gelecekten bahsetme; sen busun kendini de inkar etme; her en isen zaten insanlar seni nasıl görüyorlarsa o'sundur onların gözünde; başka ne olabilirsin ki?!

Kendi gözünde ise bir başka insan olabilirsin tabi :-/

Hımm....

Olayın koptuğu diğer bir nokta; yani sen diyorsun ki; ben kendi iç dünyamda başka bir insanı yaşıyorum...

Bak şimdi seni anlamaya başladım, yani dışardan sana bakan insanlar, ancak seni kendi bakış açıklarıyla değerlendirebilirler; oysa sen iç dünyanda başka bir insanı yaşatıyorsun ve yaşıyorsun.

Hal böyleyken, sen de çevrendeki insanları kendi bakış açınla değerlendirirsin ki?!

- Evet, haklısın, bak bu da benim düştüğüm hatalardan birisi :o)

İnsanları olduğu gibi kabullenmesini öğrenemedim; itiraf ediyorum; zaman zaman diliyorum ki çevremdeki insanlar benim hoşnut olacağım şekilde hareket etsinler. Bu bir zaafiyet, üzerinde duralım; bu zaafiyetimizi yanmeliyiz.

> Bir önceki yazında köpeklerden bahsetmişsin?!

- Evet, o yazıda köpekler aklıma geldi; hani şu sokak aralarında gezip dolaşan serseri köpekler.

Onlar korktukları için havlayıp dururlar; esasen korkuyorlardır ve bu sebeple de havlayarak güçlü görünme taklidi yaparlar. Bu sayede de hayatta kalmayı, düşmanlarından korunmayı başarırlar. Böyle davranan insanlar olmuyor mu, hiç çevrenizde görmüyor musunuz?

Bilhassa kendinizi tahlil edin, zaman zaman nasıl öfke krizlerine girip köpekleştiğinizi anlamaya hatırlamaya çalışın?!

> Haklısın, doğru söze şapka çıkartılır, peki bu ifade ile kendini temize çıkarmak mı gayen?

- Kesinlikle hayır, bu bloğun bir çok yerinde kendimi aşağladığım yazılar, söylevlerim olmuştur. Kendimi yaşamaya layık görmedim zamanlarda öyle bir ruh haline bürünüyorum ki, dünyada yük olmaya başladığım hissine kapılıyorum ve kendim için o an layık gördüğüm itham ve yakıştırmalarda bulunuyorum.

Öylesi anlarda şunu düşünüyorum; ben gerçekten böyle bir insan mıyım?! Evet öyle gibiyim şeklinde düşündüğümde; hemen bir doğru olanı anlama savaşımına başlıyorum. Acaba iyi güzel doğru olan hareket davranış düşünce nedir diye kendimi hesaba alıyorum.

İşin içinde biraz ironi de var tabi; zaman zaman söylediğim ifadelerin tam tersini ima etiğim de oluyor. Köpek örneğinde bir ironi yoktu sanırım; kimi diyaloglarımda ya da davranışlarımda köpekleşerek çevremdeki insanlar ile menfaat kavgalarına girdiğimi görebiliyorum, köpekler gibi korku dolu havlayışlar ile :(

> Peki şimdi ne olacak, insanın kendisini bir köpek yerine koyması hiç kimseye zarar vermez; ama sen bu sözü genelleme yaparak kullanmışsın anladığım kadarıyla.

- Kullanmamalı mıydım?! Doğru değil mi? Çıkar kavgaları ile, sen haklısın da ben haklıyım da; sen onu dedin de; ben onu dedim de... Bir gün süresince hiç mi bu tarz tartışmalara tanık olmuyoruz; akşam haberlerine bakın biraz; ya da 4. sayfa gazete haberlerini...

> Mesele o değil, dediğiniz doğru olabilir; ama sen bu ifadeyi insanları aşağlamak için kullanmışsın?

- Estağfirullah, aşağlamak değildi amacımız; bu tarz davranış örnekleri gösteren insanların güçlü görünmek için böylesi köpekleştiklerini anlamalarını diledim.

Eğer bunun farkına varabilirsek; güçlü olma yolunda bir adım atmış olunabilir; hal böyle olunca güçlü bir insan asla kendi dengi olmayan bir insan ile tartışmaya girmez, kavgaya tutuşmaz, halk ağzıyla tükürük yarıştırmaz.

Bizim de hedefimiz, gayemiz böyle bir insan modeline ulaşabilmek; dün yapılan yanlışların düzeltilmesi adına yaşıyorum; hatalar yapılmak için vardır; akıllı insan hataları düzeltir; diğeri ise hatalar ile yaşamasını özümser. Klişe bir söz, aklıma gelmişken söyleyeyim dedimdi;-)

> Hasılı, susmakla varılır hedefe diyoruz, öyle mi?

- Pek tabi azizim, susmakta fayda vardır:

Hem bağırıp çağırmakla; aşağlamakla; kabahati yüze vurmakla menfaat aranmaz korunmaz. Nefsi zaafiyetlere kapılıp kendimizi kandırmayalım, çevremizdeki insanları da üzmeyelim diyorum...

Çaresiz Sevgi,
Kâzım Mızrak

4 Yorum:

Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

İçerikte düzenleme yapılmıştır...

29 Haziran 2006 03:29  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Diyaloglar arasında kopukluk olabileceğini düşünerek, konuşan kimse ibarelerinde düzenleme yaptım bir kaç yerde.

İçerik üzerinde oynama yapmadım ama...

29 Haziran 2006 17:33  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Selçuk

Selçuk Bey, konu hakkında yorumunuzu bekliyorum.

Mukavemet sınavından sonra ya da takdir sizindir zamanı siz tayin edin; biz bir kere talebde bulunduk!

29 Haziran 2006 21:28  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Ahsen

Sonsuzluk içersinde, bizim gibi bir katre canın ne hükmü olabilir ki.

Bırakınız karışık olayım ben de; dosdoğru yaşamak sizlere kalsın...

Halimden şikayet etmiyorum, canım yanıyor o kadar; bir ah deme hakkımız da olsun artık, de mi ama!?

Hörmetler.

***

Umut kötülüklerin anasıdır, fakat yaşamak için bir sebeptir de aynı zamanda.

29 Haziran 2006 22:00  

Yorum Gönder