30 Mayıs 2010

...

6 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

ne şanslı şu mahluklar.. kısa bir ömür ve verilen aynı güzellikle yare gitmek..
ömür uzadıkça korkular artmakta. o yüzden aynı güzellikle kısa ömür dilenmekte..

ölen bir bebe gördüğümde; gizlenerek yare gidişini gözlemler kıskanır ve tebbessüm etmeye gayret ederim.aynı güzelikle gidemeyeceğim o yare, onların gidişiyle de bir tebbesüm gidebilir diye de umut kaplar her zaman içimi..

30 Mayıs 2010 15:52  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

İnşâ Allah biz de gülerek ayrılırız şu zaman denilen mekândan, ve göçeriz zamanın olmadığı bir kutlu ülkeye, hem de gülerek. Tamam mı..!?

30 Mayıs 2010 16:01  
Anonymous Adsız dedi ki...

inşâallah...

30 Mayıs 2010 16:16  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Âmin, âmin, âmin..

30 Mayıs 2010 19:36  
Anonymous Adsız dedi ki...

dünyayı tanıdıkça çirkinliği yansırmış insanoğluna derler di de inanmazdık..

demekki; kelebeklerin o muazzam güzelliği bu yüzdenmiş.. dünyayı tanımaya fırsat kalmadan aynı güzellikle göç ediyorlar bu diyarlardan..

biz insanoğluda o güzellikle yaratılırız.. her bebek tıpkı bir kelebek güzeliğinde doğar ve zaman ilerledikçe bir çoğu aynı güzellikleri elde tutmayı başaramaz..

doğuşu narindir ve ömürde uzundur..hayat onu hırpalar, tüm güzeliğini kaybeder..
kelebekler daha şanslı; ömür kısa.. onun o muhteşem güzelliği ve narinliği şu kısa hayatta karşısına çıkanıda etkiler..(her ne kadar kaba olursa olsun kişi) o kişiyi hasas ve narin bir şekilde davranmaya teşfik eder ..

bizlerde zaman ilerledikçe, dünyayı tanıdıkça rabben uzaklaşır, kaybetiğimiz o güzeliğimiz karşısında karşımıza çıkanıda çirkinliğe taşvik etmiş oluruz. ne acı..!

Allahım, bize dünyayı değil; kendini tanıt.. dünyanın o kendince muhteşem güzeliği bizleri eylemesin. senin o muazzam güzeliğinle bizleri uyandır.

abdullah

31 Mayıs 2010 07:53  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@

Bismi Hû.

Bu güzel yoruma mest olduk efendim, neden kelebeği bu denli sevdiğimizi daha bir başka anladık.

Bebekleri de seviyoruz biz.

Ve baharla gelen çiçekleri de unutmuyoruz tabi.

Bize sevmeyi öğretene hamdolsun.

Sevmek yürek işidir değil mi, herkes sevemiyor.!

Demek ki bizim kocaman bir yüreğimiz var, küçük ama dünyayı içine alabilecek kadar büyük.

Hatta o yürek öyle büyük ki, rabbimiz O'nu kendisine muhabbet etsin diye yaratmamışmı zaten..!

Baksanıza her güzellikte O'nu hatırlıyoruz, küçük bir bahane ile O'nu anıyoruz.

Omuzlarımıza çöken yük hafiflemiyormu o zaman.!

Kelebek gibi oluyor, kanatlanmak istiyoruz.

Elhamdülillah...

31 Mayıs 2010 08:58  

Yorum Gönder