24 Şubat 2006

E-Mail de Ne ki?!

"Türkçe Alfabeye Sahip Çıkalım" başlıklı bir yazı ile Hürriyetim.Com web sitesi Türkiye'yi diline ve geçmişine sahip çıkmaya davet ediyor.

Her ne kadar E-Mail (Electronic Mail) yerine E-Posta (Elektronik Posta) ifadesini kullanma gayretinde olsam da, kimi zaman ihmalkarlıktan dolayı İngilizce ifadeyi kullandığım oluyor. Ancak bu hazır bulunmuşluğa şiddetle karşı çıkıyorum. Dilimize sahip çıkmalıyız, zira bir toplum geçmişine ancak ve ancak konuştuğu dil ile bağlıdır!!!

Karabük'te kıytırık bir mahalleden geçerek üniversiteye gidiyorum. Bu arada kıytırık bir internet salonu gözüme ilişiyor, nam olsun diye tabelaya müthiş bir isim yazmışlar: MEQAN INTERNET CAFE.

Bu salonun hemen yanında da bir kahvehane var, ismi ne dersiniz DALLAS!? Burası Türkiye mi? Hadi Türkiye diyelim, bu dili böylesine paçavra haline getirenler kim peki?!

Her olumsuzlukta batıya çamur atanlar, uyanın! Gemiyi batıranın kim olduğunu aynaya bakarak kendi gözlerinizle görün...

.:.: İlgili Linkler :.:.

http://tdk.org.tr/
http://dosya.hurriyetim.com.tr/harflerimiz/

4 Yorum:

Blogger cenkunal dedi ki...

Yalnız e-postanın e-mail den pek farkı yok diye düşünüyorum ben.Neticede o da türkçe değil ki.

25 Şubat 2006 15:20  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

Sayın Ünal,

Kişisel bakış açınızı dile getirmişsiniz, bir yorumda bulunanam bu yaklaşımıza.

E-posta ifadesini Türkçe'leştirilmiş bir ifade nazarıyla bakıyorum ben.

Eğer yabancı kökenli her kelimeyi olduğu gibi alırsak, Türkçe'mizin alfabesi bu kelimeleri karşılayamaz.

Böyle bir durumda alfabemizi yeniden ele alıp değiştirmemiz gerekir.

Bakınız dilimize yabancıklaşmamızın en büyük tehlikesi, kültürümüzden uzaklaşmamız oluyor.

Cumhuriyet bayramlarında Osmanlı İmparatorluğundan sövgüyle söz edilen şiirler okutturulmakta küçük küçük çocuklara.

Padişah Vahdettin bir vatan haini olarak anlatılırken, Atatürk bir kahraman olarak ilan edilmekte.

Atatürk ile alıp veremdiğim bir şey yoktur ama milletin tarihine böyle yabancılaşıp 600 yıllık bir geçmişini inkar eder duruma getirilmesi, vakti zamanında üç kıtaya birden hükmetmetmiş bu muhteşem tarihi anlamakta güçlük çekmesi beni üzüyor yaralıyor.

Dilimize, tarihime, kültürümüze yabancılaştığımız gibi Kur'an-ı Kerim'e ve dinimiz olan İslam'a da yabancılaşmaktayız.

Bakınız katı bir milliyetcilik önerisinde bulunmuyorum, küreselleşen dünyaya ayak uydurmamız da icap eediyor; amma ve lakin her işin bir ölçüsü vardır diye düşünüyorum.

Saygılarımmla,
Kâzım Mızrak

25 Şubat 2006 15:41  
Anonymous Adsız dedi ki...

Kâzım bey,

cenkunal isimli kişinin yorumuna, "kişisel bakış açınızı getirmişsiniz" diyerek, siz de kişisel bir bakış açısı getirmişsiniz. Bir de meseleye genel bir bakış açısıyla bakalım isterseniz.

Elektronik, Fransızca bir sözcük. Posta da İtalyanca. Siz bu kelimelerin Türkçeleştirildiği iddiasındasınız. Bu kimin iddiası acaba? Kulağınızı tırmalamadığını düşündüğünüz için olmasın?

Şimdi şöyle düşününüz. Siz, birilerinin e-mail demesini istemeyebilirsiniz, birileri de sizin e-posta demenizi... Peki bunun yerine "ileti" kelimesini kullansanız? Alın size Türkçe bir kelime. Sanki e-mail/posta kargaşasını kurtarıyor gibi. Peki bunun "e" kısmını ne yapacaksınız? Muhtemelen hiç bir şey. Zira elektronik kelimesi elektron'la ilgili olan anlamına geliyor. Elektronların neyle ilgilendiğini Türkçe konuşanlar bulmadığı için biz buna elektronik demek durumundayız.

Anlamsız bir kargaşa gibi, peki kim haklı? Aslına bakarsanız cenkunal da siz de haksız sayılmazsınız. Hatta ben bile haksız sayılmam. Şayet bir yerlerde haksız arayacaksak, önce Türk Dil Kurumu'na, sonra da akademisyenlere saldırabilirsiniz.

"Teyp" kelimesini ele alalım. Bu kelime Türkçe'ye "Kasetçalar" olarak çevrilmiş ve halk tarafından kabul görmüştür. Bunun nedeni kelimenin "Teyp" ürünlerinin piyasaya sürülmesiyle aşağı yukarı aynı zamanlarda halka arzıyla gerçekleşmiş, yani TDK çalışmış; ama genelde yatan TDK mensupları hepimiz tanıdıktan yıllar sonra Bungee Jumping'e "Zıp zıp atlama" demeyi de öngörmüş. Şimdi kulağa ne kadar garip geliyor değil mi? Emin olunuz ki "Teyp" hepimizin evine girdikten sonra TDK mensupları çıkıp "Kardeşim, bunun adı 'Teyp' değil, 'Kasetçalar'" deseydi bizde Bungee Jumping etkisi yaratacaktı.

e-mail/posta meselesinde de aynı açmazla karşı karşıyayız. Her dil diğer dillerden etkilenir, kimi zaman erezyona uğrar, kimi zaman felaket yaşar, kimi zaman da altın çağını. Türk dili yapı olarak oldukça güçlü olmasına rağmen emin ellerde değil. Bir kaç aydının çabalamalarıyla da bu iş yürümüyor. Sebebi herkesin "kişisel bakış açısı"nı dile getirmesinde...

Bir kitap açın da araştırın be kardeşim.

Sitemimden cümle alemin alınmasını temenni eder, saygılarımı sunarım.

5 Temmuz 2007 17:16  
Blogger Bâd-ı Sabâ dedi ki...

@ Anonim

Yorumunuzu açıklamanızı mantıklı akılcı gördüm.. aslına bakarsanız posta kelimesi İngilizce'de de geçiyor, hani "post" şeklinde..

Bu bakımdan itirazınızı kabul ediyorum.

Ama takdir edersiniz ki yıllardır bu kelime artık dilimize dolanmış, Posta hane (Postane) şeklinde bile bir devlet kurumu ortaya çıkmış..

Benim savuncam da bundan kaynaklıydı.

Sizin konuya açılım getirmeniz, mantık ortaya koymanız, örneklemeniz pek güzel olmuş.

Bu yaklaşımı bir çok alanda kullanabiliriz.. evet, erken müdâhale etkisini daha etkili bir şekilde gösteriyor değil mi ?!

E-posta kelimesi gibi değil, e-mail kelimesi.. sosyo teknoloji üretemiyor olmanın kaçınılmaz sonucu olarak dilimize dolanmış bir kelime oldu e-mail, sohbet anlamına gelen chat kelimesi gibi.

Eğer interneti biz icat etseydik, şuân internet kelimesi de olmayacaktı meselâ :)

Yine de e-mail demek içime bir türlü sinmiyor.. her ne kadar yerine göre kullanıyor olsam da, tercihim e-posta demek şeklinde hâlâ.. zaman zaman duruma göre ileti veya gönderi dediğim de oluyor ;)

Katkınız için teşekkür ederim, sağolun.

Sağlık, ve muhabbet dilerim.. .

5 Temmuz 2007 22:38  

Yorum Gönder