31 Ekim 2011

Arıcığın Duâsı


















M
asallar ülkesinde, iyi kalpli bir adam yaşıyormuş.

Adam bir gün mutfakta çay demliyorken, mutfak penceresinin kenarında soğuktan uyuşmuş bir arı görmüş. Arı ölmemiş, fakat aç ve zayıf olduğu hâlinden anlaşılıyormuş. Kanatlarını çırpıyor, ama bir türlü uçamıyormuş.

Adam onu eline almış, bir gazetenin üzerine bırakmış. Sonra bir çay kaşığı ile gazetenin bir kenarına az bir bal sürmüş. Arıcık balın kokusunu hemen almış ve bir güzel karnını doyurmuş.

Adam, tamam artık demiş, sen benim misafirimsin, fakat burada kalamazsın. Arıyı balkondan dışarıya salmış, arıcık vız vız uçup gitmiş.

Adam, ondan korkup, onu öldürmediği için, mutlu olmuş. Arıcık da, Allah'ım, aç biilaç hâldeyken benim karnımı doyuran bu kuluna sen de rahmet eyle aç açık bırakma diye duâlarda bulunmuş.

28 Ekim 2011

Gemi limanda güvendedir, ama gemiler limanda beklemeleri için yapılmaz.

Paulo Coelho, Hac

25 Ekim 2011

Düşün, hisset, koş.

Kaybetmek, her zaman göründüğü gibi kaybetmek değildir. Kaybetmenin yanında kazandıklarımız da vardır. İşte bunları görür farkedersek, zararı kazanca dönüştürebiliriz. Göremez isek, durduğumuz noktada kalırız. Bunun da olmasını istemeyiz değil mi.!

19 Ekim 2011

Ölüm Haberi

18 Ekim 2011

Gül Bahçesi

14 Ekim 2011

Allah'ım.! Beni bırakma.

10 Ekim 2011

Beklemek

9 Ekim 2011

Dün/ya.!

Sevgili dost. Bugün uyanırken, dün dünyayı bıraktığım yerde buldum. Gözlerimi açar açmaz, işte yine buradayım dedim, bıraktığım yerde. Bu arada dün derken, dünya derken, aradaki ses benzerliğini sen de farkettin mi.? Dün/ya.!

Kader Yazısı

Sevgili dost. Bugünlerde sık sık şeytanın beni kışkırtmalarıyla karşılaşıyorum. Beni bir türlü rahat bırakmıyor. Bunu daha çok çevremdeki insanları kullanarak yapıyor. Kalbimi kırıyor, beni incitiyor, hatalarımı yüzüme vuruyor, bana kötü konuşuyor. Ben de ona sükûnet ile cevap veriyorum. Bazen çileden çıkmıyor değilim tabi, ama ona asla bana davrandığı gibi davranmıyorum. Yoo, bir kaç kere nefsimin ezilmesine dayanamayıp, ben de onunla alay etmeye kalktım. Ancak onunki kadar utandırıcı olduğuma inanmıyorum. Bu suskunluğum nereye kadar sürecek bilmiyorum. Ancak niyetim, bu tavrımı sürdürmek. İçimdeki ses, şeytanın, bana ne kadar yüzsüz ve onursuz birisi olduğumu düşündürmek istediğini söylüyor. Çünkü ben ona iyilik ile cevap veriyorum. En azından sükûnet denilince aklıma iyilik geliyor. İstiyorum ki, merhamet etsin, düşünüp de üstüme çok geldiğini akletsin, beni incittiğini, utandırdığını farketsin. Fakat bugüne kadar bu olmadı, olacağına da inanmıyorum doğrusu. Hani derler ya, dünyanın en zor işi affetmektir.! Onu nasıl affedebileceğim.! Hatasını anlayıp, evet kardeş, sen sessiz sakin bir çocuksun, ama ben sürekli seni alaya alıyor, seninle dalga geçiyorum, bu bana hiç yakışmıyor, incinmiş olabileceğin hiç akılıma gelmiyordu. İşte bunları söylese bana, belki yaram kapanacak, sıkma canını diyebileceğim. İşte o zaman belki sabrımın mükafatını da almış olup, sevineceğim. Ama olmuyor, olmadı, ve korkarım olmayacak. Niye Allah'ım, niye.? Bu halden anlamazlık niye, insanın insana yoldaş olması varken, bu kavga bu hırs bu mücadele niye.! Sorularım sorduğum gibi kalıyor, yine susuyorum. Benim cennetim böyle olmamalı, bu düpe düz cehennem, dünyaya inmiş cehennem.! Benim cennetimde birisi kalp kırdıysa, bunu hemen farkedip, incittiği kalbi tamir için türlü çabalar içine girmeli. Oysa burada öyle mi oluyor.! Ben hatalıysam, bu da benim cezam olsun o zaman.! Hak denilen şey var ve benim payıma düşen de buysa, benim hakkım bu olsun o zaman.! Demek ki biz de birileri için elem olmuşuz keder olmuşuz, bu da bizim elemimiz kederimiz olsun. Yüzsüzlük bizde kalsın, onursuzluk, şerefsizlik bizde kalsın. Varsın böyle olsun.! Kaderin yazdığı yazıyı kader siler dost, benim kaderi değiştirmeye gücüm yetmiyor. İnan bana, bu hâle düşmeyi ne hayâl ettim ne de istedim.

8 Ekim 2011

Allah'ım.! İnsanlar niye kötü kalpli.? Niye buna izin veriyorsun.! İyi kalpli olanlar buna dayanamıyor.! Lütfen.. .

6 Ekim 2011

Loituma - Ieva's polka, Ievan Polkka good sound

5 Ekim 2011

Günahları, kulu kibir ve kendisini beğenmişlik hastalığından koruyordu. Kul, hatalarını, yanlışlarını düşündükçe üzülüyor, kendisinden utanıyordu. O, büyük gördüğü günahları karşısında küçülürken, bu küçülmüşlüğü ile yokluğa ve hiçliğe yaklaşıyordu. Zordu, acıydı.!

3 Ekim 2011

Gelip Geçenler

2 Ekim 2011

Allah'ım.! Bana haksızların, cezâlandığı günü göster. Mazlumların, mükafatlandığı günü.! Bana bir kum tanesi kadar şaşmayan adaletini göster. Bana haklının güldüğü, zalimin kahrolduğu günü göster. Âmin...!
Kötü söyleyeceksen illâ, sus, ki kötülük çoğalmasın.