30 Eylül 2011

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi.
Bende çıkar güneş aydınlığa.
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Sezai Karakoç

28 Eylül 2011

Tevekkül

- Çocukken neden daha mutludur insan.?
- Sence neden.?

- Eğer cevabı bulursak, şimdi de mutlu olabiliriz.!
- Mutlu değil misin?

- Hayır.
- ... belki de, mutluluk, yaşla ters orantılıdır.

- Yaşlandıkça, mutsuzlaşıyor muyuz.! O halde bu illetten kurtuluş yok.?
- Yanılıyor olabilirim, yaş ile bir alakası olmayabilir.

- Ne ile alakası vardır.?
- Tevekkül ile desem.!

- Demek istediğini anlıyorum, fakat denedin mi hiç bunu, hiç tevekkül edip, mutlu oldun mu yâni, huzur buldun mu.!? Tevekkül dediğin şey, öyle zor bir şey ki!
- Denemedim, denedim dersem yalan olur. Bu tevekkül dediğin şey, aslında baldan tatlı bir şey olmalı. Anlamı öyle hoş geliyor ki kulağa: Allah'a havale et manasına geliyor.

- Biz her şeyi zorluyoruz sanırım...!!!!!!!!!!!
- Tabi, her şeyi boşvermeyelim de. Ama haklısın, biz fazlasıyla zorluyoruz...!!!!!!!!!!!!!

- O halde ne yapmalı.?
- Yolunda bulunmalı, bu sırada yolumuzun üstüne taş düşebülü ayı çıkabülü tabi.

- İşte asıl sorunda o ya, neden yollar hep böyle, illâ engeller olmalı mı..!
- Bilmiyorum inan, ben artık bunlara kafa yormuyorum. Kaderin üstünde bir kader vardır diyor ya şair, ne kadar kafa yorsan boş.! Olup biteni izliyorum, tefekkür ediyorum, en çok da susuyorum. Ben sustukça, değil taşlar, dağlar bile önümden çekiliyor. Bırak, hayatı olduğu gibi kabullen. Zayıflığını, acizliğini olduğu gibi kabullen. Fakirliğini, yoksulluğunu olduğu gibi kabullen. Fânîliğini bil.!

3 Eylül 2011

Ne bilirim, ne bilirim Allah'ım, sen bildirmeyince.
Sen sevmeyi vermeyince, ahvalim bir hâl-i mevt.

2 Eylül 2011

Birisi iyilik, diğeri de kötülük dilinden konuşan iki kimsenin, birbirini anlaması beklenemez.
Yoğurt üzerine taze limon suyu. Harika bir tat..!