29 Ağustos 2009

Sükûnet.

Ney Taksimi

Etiketler:

28 Ağustos 2009

Ahde Vefâ

Dön Semâzen...

Halka halka küçülen bir noktasın sen...
Nokta nokta küçülen bir yoktasın sen...

Dön Semâzen... Kalp diyârına dön. Bir ayçiçeği sûretiyle yüzünü dön Şems/e. Ve bütün vücudun vecde gelsin güneşe dönüşünle. Dön Semâzen... Ben'den uzak ol Mevlânâ gibi, bedeni bırak... Dünyaya dair ne varsa, üzerinden at... Öyle bir geç ki mâsivâdan, postunu da bırak, dön de Dost'una bak... Mey rengine kanarak ve ney sesine yanarak... Döne döne Dost'una yaklaş. Aş bütün engelleri. O'na yakın ve kendinden ırak aşkınla... Yan ve dön... Yan ve sön...

Dinle sözümü sana direm, özge edâdır
Derviş olana lâzım olan aşk-ı Hüdâ'dır
Âşıkın nesi var ise maşûka fedâdır
Semâ sefâ, câna şifâ, rûha gıdâdır

Siyah hırkana nakıştır toprağa karışan nefsin. Ve sikken mezar taşıdır başında. “Kün” dendi ve sen “ol”dun. Şimdi ölme vaktidir. Sıyrıl dünya telaşından, ayrıl tac ile tahttan... Koy başına sikkeni... Ol ve öl genç yaşında. Döndükçe savrulan eteğin mezarda sana tek yârendir. Bilirsin, kefen beyaz bir tennuredir. Ten, nura gark olur; beden eriyerek yok olur, “ben” ötelerin ışığında kaybolur. Kefen, sana beyaz bir tennuredir. Ten, nura gark olur; ruh tendeki nurun huzuruna kavuşur. Ten ve ruh... İnsan bir sûredir, ölüm bir âyet... Gerisi vesâiredir.

Ey sofî bizim sohbetimiz câna şifâdır
Bir curamızı nûş edegör, derde devâdır
Hak ile ezel ettiğimiz ahde vefâdır
Semâ sefâ, câna şifâ, rûha gıdâdır

Dön Semâzen... Güller dökülsün destegülünden. Süzülsün destârından esrârın. Dün, bugün ve yarın... Demeden kış ve yaz... Dön Semâzen... Sûfî bir pervânedir. Ateşi göze alan âşık, bir pervanedir; gayrısı yanamaz. Hamlar yanamaz... Anlamaz. O'nun birliğinedir bu Elif boy, bu niyâz... O'nun dirliğinedir bu içli seda, bu âvâz... Dün, bugün ve yarın. Dön Semâzen, açılsın kolların. Bir elin göktedir, bir elin yerde. Derde devadır bu daire... Dön, dön, dön... Hayy'dan gelip Hû'ya giden bu ses, ulaştırır seni halkın tek Hakk'ına. Lamelif ters döner, ki sûreti sana benzer. Lamelif zâhirden bâtına dönen bir yoldur, Lâ ve İllâ'ya çıkar bu adres... Âh bu ses... “Allah'tan başka ilâh yoktur.” Dön semâzen, O'na dönmekten başka felâh yoktur.

Sazendeye uysun gönül tellerin. Kudüm “ol” diye inlesin ve uzansın semâya ellerin. Mutrıb çalsın, hânende söz alsın. Bu taksim, dokuz delikten gelir. Bu iklim, seni Bezm-i Elest'e gönderir. Gelen sensin, giden sen... Dön Semâzen.

Aşk ile gelin eyleyelim zevk ü safâyı
Göklere değin er görelim hûy ile hâyı
Mesiâne olup debreşelim çeng ile nâyı
Semâ sefâ, câna şifâ, rûha gıdâdır

Adımını kalbinde duysun tüm kâinat. Tabiata selâm ver: Ehlen ve Sehlen. Eşref-i mahlûkat olan âdemsin sen. Adem olduğun vakit âdemsin sen. Dön Semâzen. Kadem vur zemine, işitsin cümle âlem... Tek bir ayakla bütün cihana fark at... Dön dünya etrafında ve dünya dönsün adımlarının altında. Dört selâmdan sonra... Dön, dön ve çark at... Şerîat, tarîkat, mârifet ve hakîkat, kat kat gül olsun sûretinde... Dön gül gibi... Sön kül gibi...

Ayağını mühürle ve kulağını ver O'nun sözüne... “Ikra” emriyle okunsun kitap. Sayfa sayfa Aşr-ı Şerîf bir serap gibi insin gönlünün çöllerine. Gülbank sesi duyulsun, dervişlerin Hû'lara karışan sesi duyulsun. Zikret, zikret ve bir kerecik fikret: Sen âciz bir kulsun.

Aşk ile gelin tâlib-i cûyende olalım
Zevk ile safâlar sürelim zinde olalım
Hazret-i Mevlânâ'ya gelin bende olalım
Semâ sefâ, câna şifâ, rûha gıdâdır

Dön Semâzen. Semâ ve sen... Kalbin semâya aşık bir kuştur. Semâ, halktan Hakk'a giden bir uçuştur. Dön Semâzen... Dönüş O'nadır. Görüş demidir, öp birer birer eşyâyı... Gölgelerden yükselen bir Nûr değil midir bu? Kır bütün aynaları ve gör Hüdâ'yı...

Dön Semâzen... Semâ sefâ, câna şifâ, rûha gıdâdır. Aşkın sana döndüğü yerde... Açılsın perde... Ve dur...

Dur Semâzen...

Halka halka küçülen bir noktasın sen...
Nokta nokta küçülen bir yoktasın sen...

Senem Gezeroğlu

26 Ağustos 2009

Hum Banjaron Ki Baat Mat Puchho Ji

Etiketler:

Kör insan için elmas da bir, cam da.. Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma.. .

Mevlâna
Uyku tutmadı, bir iki saat olmuş yatalı. Yâ sabır diye diye bir o yana bir bu yana döndüm durdum. Sonra bir kaç blog gezinirsem kendime gelirim belki dedim, burayı buldum.

Mert'in yorumunu da okuyunca yazmak geldi içimden. Benim sabrım, belki devede kulak kalır. Ama, gelin görün ki bir de bana sorun. Her dağın kendisine göre dumanı vardır derler ya, işte öyle bir şey.

Rabbim önüme sayısız nimetler sermiş iken; bu sözlerimle O'nu c.c. gücendirmiş olmayayım. Demek ki beni seviyor hâlâ diye avunacağım, ve biliyorum ben buna lâyık mıyım diye de söylenmeden edemeyeceğim.

Yüreğime ılık bir şefkat düştü.

Ya seviyorsa.. .

Şurada: www.zehrasunay.wordpress.com

22 Ağustos 2009

Sevdâ



















By EsmaLâle

Bir lebî gonca yüzü gülzâr dersen işte sen,
hâr-ı gamda andelîb-i zâr dersen işte ben.

Bâkî

The Last of the Mohicans › Cora

Etiketler:

20 Ağustos 2009

Sabır, sabır, sabır.. .

18 Ağustos 2009

Mutluluk için nasıl bedel ödeniyorsa, mutsuzluğun da bir bedeli vardı ödenen.

K.M.
Geberin ! Başka ne diyebilirim ?

Ey şiirlerinde intihara selam duran yavşaklar..
Umutsuzlara bir tek cevabım var, hepiniz geberin !

Kanı kaynamayan kim varsa idam mangasına..
Parazitlere ölüm ! Parazitlere ölüm !

Hakan Albayrak
Her şey bir rüzgâra bakıyor ağabey,
bakma esrar çekip mayıştıklarına.

Bir gün var ya bu Mağribli çocuklar,
bir gün yakacaklar Paris’i.

Hakan Albayrak
Ruhumdaki anarşizmin hortladığı günlerde olduğumu söylemek zorundayım.

Bunu, kendime bir itiraf olarak gördüğüm doğrudur, çünkü; şu bloğu tıkladığım zaman, iki yüzlü olduğumu görmek istemiyorum.

Evet, her şeyimi kaybedebilirim; paramı, işimi, dostlarımı, ve bir hiç uğruna sevdiğim kızı.

Kendimi kaybedemem.

Şu bloğun orta yerine okkalı bir küfür savurmak istediğim doğrudur; yine de susuyorsam, bu özgür olmadığım anlamına gelmez.

İnsan kendisini yaşamak, kendisini ifade etmek istiyorsa illâ, daha nazik ve kibar cümleler kurarak da bunu gerçekleştirebilir.

Şimdi !

Maçın orta yerindeyiz, hakem aleyhimize bir penaltı çaldı. Ve, rakip ile buluşan top doksanı buldu. Taraftarımız hayâl kırıklığı yaşıyor, fakat; biz hâlâ ayaktayız.

Meşin yuvarlağı, ağır adımlar ile orta sahaya doğru götürüyoruz.

Henüz, pes etmek için erken.

Hatâlarımızı gördük, kalan zamanda daha inançlı bir mücadele istiyoruz. Bir gol, her şeyi değiştirebilir.

K.M.

17 Ağustos 2009

Grup Yorum › Sesimi Duyan Var Mı ?

Etiketler:

Metânet



















...

15 Ağustos 2009

Turuncu



















Kâzım Mızrak
14/08/2009

Zorluklar varsa arada, insansın.
Engellere harcanmayan güçler, ne güne!
Dayat ki, yaşadığını anlayasın.. .

Behçet Necatigil

12 Ağustos 2009

Esin Engin › Çalıkuşu

Etiketler:

11 Ağustos 2009

O'nun adı, Bengisu.



















Dün akşam, yolumuz amcamın kızına düştü.

Bu yavrucak da onun oluyor, daha dört günlük. Şu günlerde pek de blog ile ilgilen(e)miyor olmama karşın, bu güzelliğin burada illâ yer alması gerektiğine inandım.

En güzel bir çiçek o çünkü, Hz. İnsan o. Bir gülün, lâlenin, karanfilin esâmesi bile okunmaz onun yanında.

Nasıl da gülümsüyor uyurken.. .

Niye gülüyor acaba! Bu dünyanın nesi seni mutlu ediyor söyler misin Bengisu? Konuşabilseydin de, gördüklerini bize anlatsaydın keşke.

Allahu âlem.

8 Ağustos 2009

Dursun Ali Erzincanlı › Tevbe

Etiketler:

Rüyâ
























By Özlem

Geçicek hepsi de, bitecek; biliyorum.. .

5 Ağustos 2009

Merhamet.

4 Ağustos 2009

Kehf Sûresi › Âyet 30, ve 31

Etiketler:

Görünüş

Ne insanlar gördük,
üstlerinde elbise yoktu;

ne elbiseler gördük,
içlerinde insan yoktu.

Mevlâna

1 Ağustos 2009

Bir, adım, daha.

Kâzım Mızrak › Bir, adım, daha.


















Kâzım Mızrak
05/07/2009